Bugün yılbaşı gecesiydi. Çevredeki ışıklı süslemeler ve kalabalık olan meydanların tam tersi olarak ara sokaklarda pek hareket yoktu. İnsanların çoğu meydandaki kutlamaya katılmaya karar verdiği için evler büyük oranda boş kalmıştı. Tabi bazı evlerde yine aileler ya da arkadaş grupları kendi aralarında kutlama yapıyordu.
Felix ve diğer ikili de kendi aralarında kutlama yapacak olanlardandı.
Seungmin son anda işi çıktığı için buluşmaya sonradan gitmek zorunda kalmıştı. Arkadaşlarının yarım saat önce buluştuğunu biliyor olması canını sıkıyor eve ulaşmak için adımlarını gittikçe hızlandırıyordu.
Yaptıkları anlaşmaya göre kutlama Felix'in evinde olacaktı. Seungmin ailesiyle kalıyorken Jisung ve Felix tek başına yaşıyordu. Jisung'un ev arkadaşı evden çıkalı pek fazla olmamıştı. Bu yüzden Felix ve Jisung'un aynı evde yaşama gibi bir düşüncesi bile vardı ama üstünde durmak için pek fazla fırsat bulamamışlardı.
Birkaç sokağı geçip sonunda Felix'in evi görüş alanına girdiğinde açık olan ışıkları görüp adımlarını atmaya devam etti ama son anda gördüğü bir hareketlenmeyle olduğu yerde hareketsizce durup kaşlarını çattı.
Simsiyah giyinip geceyle yarışan ve bahçeye giren o adam da ne yapıyordu öyle. Hırsız mıydı yoksa?
Düşünceleri yüzünden hem korku hem de şaşkınlık hissini bir anda yaşayıp cesaretini topladı ve sessiz adımlarla bahçeye yaklaştı. Bahçedeki kişiye yaklaştıkça onun kapının önüne bir şey bıraktığını fark etti ama o kişi bahçeden çıkana kadar Seungmin bahçe kapısının önünde durmuştu. Gizemli kişinin kim olduğunu ve ne yaptığını öğrenmeden onu bırakmayacaktı.
Göz göze gelen ikili sessiz kaldı. Seungmin böylelikle onun oldukça güzel bir yüzü olan ve kendisinden hafifçe uzun bir erkek olduğunu anlamıştı. Sarı uzun saçları kapüşonun içinden hafifçe dışarı çıkmıştı.
Vakit kaybetmeden "Sen kimsin ve onlar ne?" diye sordu.
Kapının önünde duran kutuyu işaret etti. Karşıdan gelecek olan cevap için basit tahminleri vardı.
Bu çocuk Felix'ten hoşlanıyor olabilirdi...
Ama onu daha önce hiç görmediğine emindi. Fakültede de olsaydı mutlaka onu görürdü. Yoksa bu... Felix'e zarar vermek isteyen kötü adamlardan birisi miydi? Daha önce Seungmin'e sorup cevap alamadıkları için Felix'i kandırmaya mı çalışıyorlardı.
Aniden hissettiği öfkeyle karşısında adamın cevap vermesini beklemeden yakasına yapıştı.
"Hiç utanmıyor musun sen? Benim arkadaşımın sizin gibi adamlarla işi olmaz. Ona zarar vermeyi aklından bile geçirme yoksa seni mahvederim!"
"Çok yanlış anladın."
"Neyi yanlış anladım?" diye bağırdı Seungmin. Karşısındaki çocuk korkmaktan çok şaşırdığı için konuşamıyor gibiydi. "Gayet de doğru anladım."
"Ama ben-"
"Seni polise vereceğim!"
Seungmin durduğu yerde adamı yakasından çekiştiremeye devam ederken evin kapısı açıldı ve gördükleri manzarayla bir nevi şok geçiren ikili hemen onlara koştu.
Seungmin kolay kolay birine zarar vermezdi. Bunun şaşkınlığını yaşamalarına rağmen uzun boylu çocuğu ve arkadaşlarını ayırmayı kısa sürede başarmışlardı.
"Ne oluyor burada?" dedi Jisung. Seungmin'in hâlâ sinirli duran yüzüne bakıp ondan bir cevap bekledi.
"Bu adam Felix'i kandırmaya çalışıyor! Kutu bıraktı oraya bakın. İçine de uyuşturucu koymuştur kesin. Çetenin başı sen misin yoksa?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood | Changlix ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Senden beslenmeme izin verirsen seni her şeyden korurum ama izin vermezsen bu benim için de kötü olur, senin için de. Ben kan içemediğim için ölürüm seni de o adamlar öldürür. Karar senin. Bize yardım etmek senin elinde Felix." -Kan, h...