27. Changbin'in sevgilisi sensin.

1.4K 233 140
                                    

Yorum ve oy istediğimi her bölüm yazmama gerek yok bence. Beklemeyin diye yazar yazmaz atıyorum ama hızlı atınca oylar artmak yerine azalıyor. Niye hiç bilmiyorum bu bölümü de sürekli oy veren ve takip eden kişiler için bekletmeyip atıyorum. Birkaç bölüm öncesine oy vermeyen varsa lütfen geri dönüp oy versin :(

Daha fazla uzatmayacağım. İyi okumalar dilerim. <3

_____________________

Felix sonunda okuluna ulaşmanın sevincini yaşıyordu. Devamsızlık gibi bir huyu okul hayatı boyunca hiç olmamıştı. Bu yüzden okuldan ayrı kaldığı süre çok uzun olmasa da onun için yeterince uzundu.

Arabadan inmeden önce yanında oturan adama bakıp gülümsedi.

"Ben gitsem iyi olur sanırım."

Changbin başını salladı ama küçük küçük uyarılarını yapmadan Felix'i göndermeyi düşünmüyordu.

"Dediklerimi hatırlıyorsun değil mi?"

"Evet; çok dikkatli olacağım, herhangi bir terslik hissedersem seni arayacağım."

"Güzel." dedi Changbin. Felix'in yanağını öptü ve onun arabadan inip hem arka koltukta oturan Jeongin'e hem de kendisine el sallamasını seyretti. Sevgilisi son derece mutlu görünüyordu.

Kırmızı saçlı çok uzatmadan okuluna doğru yürüdü. Changbin'in Jeongin'i de okula bırakması gerekiyordu.

______________________

"Sonunda geldin çok özledik seni." Seungmin bir taraftan Felix'e sarılırken diğer taraftan Jisung sırasını bekliyordu.

"Ben de sizi çok özledim."

"Neredesin kaç gündür?" Seungmin hızla geri çekildi ve arkadaşının yüzüne baktı. Ondan kabul edilebilir bir açıklama beklediği çok açıktı.

Jisung'sa tuhaf bir şekilde bu işin vampirlerle bir ilgisi olduğunu düşündüğü için Felix'in üstüne gitmiyordu.

"Ben... annemin yanına gittim." dedi Felix. Aklına gelen ilk şeyi ortaya atmıştı. "Biraz rahatsızlanmış bu yüzden onu yalnız bırakmak istemedim. Babamın nasıl bir insan olduğunu biliyorsunuz, kadının üstüne giderdi."

"Geçmiş olsun. Önemli bir şeyi var mı?"

"Yok, iyi neyse ki."

Gülümsedi Seungmin. Bu kadar telaşlanmasına değmemişti. Felix iyiydi.

Mor saçlı kenarı çekildi ve bu sefer de Jisung, Felix'e sarıldı. Sarılırken istemsiz bir şekilde yanağı yanağına sürttüğünde içinde bir ürperti oluştu. Bu hissi, bu soğukluğu çok iyi biliyordu o. Gözlerini büyüttü, ne olduğunu anlamıştı.

"Felix." dedi kulağına doğru. Sesi çok kısıktı. "Ne yaptın sen?"

Ve geri çekildi. Küçük olan hiçbir şey söylemedi. Bu burada konuşulacak bir konu değildi.

"Siz ikiniz telepati yoluyla konuşmayı falan mı öğrendiniz?" diye çıkıştı Seungmin. "Neden birbirine sürekli tuhaf tuhaf bakıyorsunuz. Hayır, bu böyle devam ederse benden bir şey sakladığınızı düşüneceğim."

Herkesin ayağa kalkması ikiliyi kurtardı. İçeri giren hoca kısa bir selam vererek tahtanın başına geçti ve öğrenciler kendi çapında gerekli olan kağıt, kalemlerini çıkardı.

Ders başlamıştı...

________________________

"Siz yemeğinizi yiyin, ben lavaboya gidip geliyorum."

Blood | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin