"Lixie." Parmaklar yavaşça küçüğün yanağının üzerinde gezindi. Changbin bir süre önce uyanmış ve sevgilisini izlerken onun uyanmasını beklemişti. Buna rağmen Felix bir türlü uyanmayıp uykuya sıkıca sarılınca onu uyandırmakta karar kılmıştı. "Bebeğim." derken sesini en nazik şekilde kullandı. Burnunu onun boynuna doğru sürttü, Felix'in kısık ve anlamsız mırıltılarına karşı güldü.
Dün gece onu normalden daha çok yorduğunu kabul ederdi Changbin. Ama tüm olanların tek taraflı bir istek sonucu olmadığını bildiği için kendini de suçlamıyordu.
Kolunu onun beline doladı. Birbirine temas eden tenleri yüzünden hissettiği hoş duyguyu biraz da olsa görmezden geldi.
"Daha ne kadar uyuyacaksın?"
"Uyumuyorum ki." dedi Felix. Bir elini yukarı çıkardı ve hâlâ açmadığı gözlerinin üzerini örttü.
"Öyleyse seni sevmem mi hoşuna gitti?"
Felix'in dudağının kenarı kıvrıldı. Az önce açmaya üşendiği gözlerini açıp eşinin yüzüne baktı.
"Böyle düşünmemiştim ama seviyorum." Hafifçe kaldırdığı başını yastığına geri koyup Changbin'e doğru ilerledi ancak tam o anda kalçasında hissettiği sızı yüzünden yüzünü buruşturup acı dolu bir inleme bıraktı.
"Ah... kalçam hâlâ acıyor."
"Tahmin edebiliyorum, yürümen pek mümkün görünmüyor."
"Ne diyorsun?" dedi Felix. Kaşlarını çattı, yanakları hafif kızarık bir şekilde dururken Changbin'e eleştirel bir bakış attı. "Daha önce altta mı oldun? Gerçekten mi?"
"Bunu nereden çıkardın?"
"O zaman ne hissettiğimi nasıl anlayabilirsin? Sanki en ufak bir hareketimde bile zonkluyor." Dudaklarını büzdü kırmızı saçlı. Dip boyası hafifçe gelmiş olmasına rağmen bu onda rahatsız eden bir görüntü oluşturmuyordu, ellerine saçlarına atıp diplerine doğru ellerini sürttü. "Sana sonuncuyu yapmayalım demiştim."
"Bunu inlerken söylemeseydin belki durabilirdim."
"Cidden... ben de diyorum bu adam sana kıyamaz, korkma Felix."
Felix bunları söylerken yüzüne üzgün bir ifade yerleştirdi. Rol yapma konusunda gittikçe level atlıyorken eşinin onu ciddiye aldığı dikkatle dinlemesinden dolayı çok belliydi.
"Çok mu kötü oldu?"
"Evet, çok acıttın."
"Özür dilerim." Felix'in ellerini tuttu Changbin. Her ikisinin üzerine de birkaç öpücük bıraktı. "Durduramadım kendimi, kendini o halde bir görsen neden böyle olduğumu anlardın."
"Bir şekilde durman gerekiyordu."
"Ama bebeğim ben sana ismimi kullanma diyorum sen inadına ismimi kullanıyorsun, tam seni bırakayım diyorum gelip tekrar öpüyorsun, sonra beni elliyorsun."
"Sadece şaka yapıyordum. Tamam sertçe becer derken o kadar sert olacağını düşünmemiştim ama yine de güzeldi."
Changbin duyduğu sözler sonrası rahatlamış bir şekilde başını salladı.
"Çok fenasın Felix."
"Biliyorum, şimdi lütfen beni banyoya kadar taşı ki canım çok yanmasın."
"Seninle birlikte banyo edeceksem neden olmasın?"
"Fırsatçı." dedi Felix.
Changbin'in yataktan kalkıp yanına gelmesiyle üzerindeki örtüyü itip doğruldu. Changbin bacaklarının altından geçirdiği kolu ve sırtından destek verdiği diğer kolu ile küçüğü kucağına aldı. Felix de kollarını eşinin boynuna doladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood | Changlix ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Senden beslenmeme izin verirsen seni her şeyden korurum ama izin vermezsen bu benim için de kötü olur, senin için de. Ben kan içemediğim için ölürüm seni de o adamlar öldürür. Karar senin. Bize yardım etmek senin elinde Felix." -Kan, h...