"Çok bekletmedik umarım.""Sorun değil, zaten uyuyakaldı." Arkadaki Karen'ı işaret ederek konuştu Sejin.
Si hyuk başını cama yaslayıp uyuklayan karen'ı görünce hafifçe tebessüm etti. Küçüklüğünde de öyleydi karen, bekletilmeye gelemezdi ki çareyi uyumakta bulmuşsa demek ki kendini uykunun kollarına bırakmıştı.
Kendisi öne geçerek oturduğunda çocuklar da sessizce arkaya oturmuşlardı.
Araba hareket etmeye başladığında herkes kendi halindeydi bu sırada Taehyung Karen'a baktı. Karen'ın tam karşısında oturuyordu.
Karen, başı cama yaslıyken ve araba da hareket halindeyken rahat uyuyamaz diye düşündü Taehyung. Bu yüzden karşısında oturan Karen'a endişeli bir şekilde bakarken Karen'ın hemen yanında oturan Yoongi'ye yakalanmıştı, ama tabiki bunun farkında değildi.
Araba virajlı bir yola geçince Karen'ın başı ikide bir sarsılıyordu, araba keskin bir viraj yapınca tam kafasını sertçe cama vuracaktı ki Yoongi sağ eliyle onun kafasını tutup başını sağ omuzuna yasladı. Bu sırada öne doğru atılan Taehyung derin bir nefes vererek arkasına yaslandı.
Taehyung korkmuştu, karen ise her şeyden habersiz başını Yoonginin omuzuna yaslamış uyuyordu. Biri onu dürtüklemedikçe uyanmazdı.
Yoongi başını omuzuna sürtüp daha rahat bir pozisyon alan Karen'a baktı. Büyük bir soğuk kanlılıkla -aynı zamanda çeviklikle- son anda kurtarmıştı durumu.
Birkaç saat sonra kaldıkları otele yetiştiklerinde Yoongi omuzunda uyuyan Karen'ın uyanmaya başlığını farketmiş ve başını başka bir tarafa çevirerek çeketini silkelemişti. Bu sırada Karen başını yasladığı omuzdan kaldırmış ve yeni uyandığını belli eden kısık gözleriyle etrafına bakmıştı, hala uyku mahmuruydu. Taehyung ise onun kıstığı gözleriyle etrafa attığı anlamsız bakışlarına sessizce gülerken kafasını geri cama çevirdi.
Araba otelin önünde durup arka kapı açıldığında hepsi teker teker inerken sona kalan Karen da gözlerini ovalayarak arabadan inmişti.
Bugün sabah etmedikleri kahvaltılarını edip iyice karınlarını doyurduktan sonra havalimanına gidecek ve ordan da Güney koreye geçeceklerdi. Bu yüzdendir ki direk otelelin restorant bölümüne geçmiş ve masa da oturmuş onları bekleyen Bay ve Bayan Park'ın yanına geçmişlerdi.
"Hoşgeldiniz, gözümüz yollarda kaldı."
"Hoşbulduk, beklettiğimiz için üzgünüz." Park çifti ayağa kalkıp tek tek onlara sarıldığında sona kalan Karen'a sıkıca sarılmış ve çaktırmadan iyi olup olmadığına bakmışlardı ki kızları oldukça iyiydi, buna sevindi Mingyu. Verdiği karardansa şimdiden memnun olmuştu, Minju da aynı şekilde.
Hepsi yerlerine oturduğunda Minju çocuklara dönüp konuştu.
"Eee tatiliniz nasıl geçti?"
Jungkook inanamazcasına sordu "Tatil mi?!"
Jimin devam etti "Tatil demek haksızlık olur Minju teyzecim çünkü bu sekiz günde pestilimizi çıkardılar."
Jin hüzünlü bir şekilde jimine katıldı. "Görmeniz lazımdı Minju teyzecim, sabah akşam dans ettirdiler bize, bacaklarımız koptu, belimiz tutuldu..."
Jungkook ordan atladı "Bunlar hadi neyse de bu buz gibi havada bizi zorla yürüyüşe çıkardılar Minju teyzecim, ayaklarımıza kara sular indi!"
Minju şaşkınca baktı Si hyuk'a "Bunlar doğru mu Si hyuk?"
Mingyu güldü Si hyuk'un da ondan bir farkı yoktu. Çocuklar ise önündeki yemekleri yiyorlardı, sanki az önce acıtasyon yapan kendileri değilmiş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7-star Hotel
FanfictionBu bir 8.üye kitabıdır. Gruba neredeyse başından katılmış bir kız üyeyi konu almaktadır. ... -Tanrı aşkına, söylesene ben neyim bu hikayede?! Kimim ben?! -Maybe...My baby? Genç kızı susturabilen tek şeydi bu cümle. Çünkü genç oğlanın ağzından çıkan...