Yoongi Karen'a baktı. Karen alt dudağını dişleyip Yoongi'nin ona uzattığı poşetleri sakince alıp ağzını oynatarak "bir daha mı düşünsen acaba" dedi.Ama Yoongi ona kararlı bir şekilde bakarak tişörtünün üstüne giydiği gömleğin kol düğmelerini açıp kıvırmaya başladı.
"Hey, eline dikkat et." Karen kendini tutamayıp sessizce ona fısıldadığında Yoongi ona bir bakış atıp kaşlarıyla kapının ardındakileri işaret etti. Bununla birlikte Karen susarak alt dudağını tekrar dişleri arasına aldı.
Daha sonrasında Yoongi boynunu kıtlatıp dakikalardır önünde dikildikleri kapıyı tıklattı.
Pratik odasının kapısının tıklatılmasıyla birlikte içerdekiler kaşlarını çatıp birbirine baktı.
Genelde pratik odasının kapısı tıklatılmazdı. Gelecek olan direk kapıyı açar içeri girerdi bu yüzden şaşırmışlardı çünkü hala çalışma saatlerindelerdi.
Bunun üzerine Seokjin "Bir şeyler mi sipariş ettiniz?" diye sordu diğerlerine ensesindeki terleri silerken.
Hoseok kafasını iki yana sallayıp "Yoo sipariş vermedik." diyerek diğerlerine baktı.
Bunun üzerine Namjoon "Çalışanlar bizim için bir şeyler sipariş etmiş olabilirler." dedi yanındaki suyu kafasına dikmeden önce.
"Ben de çok acıkmıştım iyi oldu." diyerek sırıtıp karnını tuttu Jungkook.
Jimin, diğerlerinin kapıyı açmaya niyetlerinin olmadığını anlayınca ayağa kalkarak bir kez daha tıklatılan kapıya ilerledi.
İçerden gelen konuşma sesleriyle birlikte Karen duyduğu diyalog üzerine gözlerini sıkıca kapattı. Bu sırada Yoongi ise psikopatça sırıtarak parmaklarını kıtlatıp bir kez daha kapıyı çaldı.
İçerdeki herkes pür dikkat kapıya bakarken Yoongi ise sabırsızlıkla kapının açılmasını bekliyordu.
Jimin kapının ardındaki kişiyi daha fazla bekletmek istemeyip hızlıca kapının kulbuna uzandı.
Ve işte beklenen o an "Süpriiiiz!"
Kapı açıldı ve Yoongi gereksiz bir heyecan ve güler yüzlülükle içeri girip Jimin'i kenara çekerek "Sen masumsun, kurtuldun. Şimdi kenara geç." diyip yüzündeki gülümsemeyi bozmadan Jimin'in şaşkın suratını es geçerek diğerlerine döndü.
"Kaşıyıcı sipariş etmişsiniz, beni gönderdiler. Çok kaşınmışsınız."
Beşlinin aynı anda yutkunmasıyla birlikte Yoongi yüzündeki gülümsemeyi silerek sert bakışlarını yavaş yavaş ayağa kalkan beşlide tek tek gezdirip bir kez daha boynunu kıtlatarak el bileklerini gevşetti.
"Hyung bak açıklayabiliriz."(Taehyung)
"Hyung, şey...uzun yoldan gelmişsin ilk önce bir sakinleşsen mi, hı?"(Hoseok)
"İlk kimle başlayalım?"(Yoongi)
"Hyung dur bir oturup konuşalım."(Namjoon)
"Öhöm...Namjoon haklı Yoongi, konuşarak çözebiliriz."(Seokjin)
Hepsi bir yandan Yoongiyi sakinleştirmeye çalışıp -aslında daha çok sinirlendiriyorlardı- kaçmaya çalıştıklarında -ki pratik odaları küçük ve kapının önünde Yoongi'nin olması sebebiyle gereksiz bir çaba içerisindelerdi- Yoongi onlara doğru ilerleyerek kıstığı gözleriyle parmağını tek tek onlara doğrulttu.
"Bittiniz siz!"(Yoongi)
Herkes pratik odasının bir köşesine dağılırken Yoongi burnundan soluyarak onlara yöneldi "Demek akşam dokuza kadar pratik yapmak için zaten menajerle konuşmaya gidecekmişim öyle mi?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7-star Hotel
FanfictionBu bir 8.üye kitabıdır. Gruba neredeyse başından katılmış bir kız üyeyi konu almaktadır. ... -Tanrı aşkına, söylesene ben neyim bu hikayede?! Kimim ben?! -Maybe...My baby? Genç kızı susturabilen tek şeydi bu cümle. Çünkü genç oğlanın ağzından çıkan...