"Karen Bang Pdnim seni çağırıyor."
"Tamam Sejin oppa üzerimi değiştirip geliyorum hemen."
"Tamam acele etme."
"Peki."
Biten pratikleriyle birlikte herkes üzerini değiştirmek için soyunma odasına giderken Karen da onların üzerlerini değiştirmelerini bekliyordu. Neticede o bir kızdı ve onlarla aynı anda aynı şeyleri yapamazdı. Mesela ne o onların önünde soyunabilir ne de onlar Karen'ın önünde rahatça soyunabilirdi.
Oturduğu zeminden kalkarak çantasının üstündeki telefonun kilidini açıp saate baktı. Diğerleri şimdiye kadar üzerlerini değiştirmiş olmalılardı. Bu yüzden çantasını tek omuzuna atarak soyunma odasına doğru yavaşça adımladı.
Biraz yürüdükten sonra soyunma odasından çıkıp çoktan koridorun sonuna ulaşmış çıkışa doğru yürüyen üyeleri görmesiyle birlikte üstlerini çoktan değiştirdiklerini anlayıp soyunma odasına girecekken içerden gelen konuşma sesleriyle kaşlarını çattı.
Kapının hafif aralık kısmından içerde konuşanlara baktı. Namjoon ile Taehyung karşılılı oturmuş ciddi bir şeyler konuşuyorlardı. İlk başta dinlemek istemeyip geri gitmek istese de daha sonrasında Taehyung'un sıkıntılı nefesini duyunca içine oturan sıkıntıyla içeri baktı, Taehyung yüzü kapıya dönük bir şekilde oturuyordu ve Karen onun elleri arasına gömdüğü yüzünü çok net görebiliyordu.
"Biliyorum hyung, biliyorum ama-"
"Sorun ne o zaman Taehyung?"
"Ben, b-ben bilmiyorum hyung."
"Ben biliyorum sanırım."
Taehyung elleri arasına gömdüğü yüzünü kaldırarak şaşkınlıkla sordu. "N-nasıl?"
"Kafan çok karışmış senin ve bu seni sinirlendiriyor Taehyung ve tüm bunların sinirini o kızdan çıkarıyorsun. Üstelik o kız senin en yakın dostundu."
"Hyung-" Namjoon onun konuşmasına izin vermeyerek konuşmasına devam etti.
"Ona böyle davranmaya hakkın yok Taehyung. Karen'ın yüzüne her baktığında dolan gözlerinin sebebi olmak senin her gece içten içe kendini yiyip bitirmene sebep oluyor. Artık bu kişisel sebep olmaktan da çıktı, bu sadece seni değil Karen'ı da bizi de etkiliyor. Üstelik bazı zamanlar o kadar çok dalgın oluyorsun ki pratiklerde odaklanamıyorsun bile, bu ister istemez bizi de etkiliyor hele ki aranızdaki bu soğukluk bazen bizi bile üşüten cinsten."
Taehyung içindeki suçluluk duygusuyla bu zamana kadar farketmediği şeyler yüzünden üzgün bir şekilde konuştu "b-ben hepinizden özür dilerim hyung."
"Özür dileme Taehyung, sadece iyice düşün ve ne istediğine karar ver. Ve buna bir son ver artık." Namjoon yavaşça Taehyung'un omuzunu sıkıp ayağa kalkınca gözleri dolmuş kapıda tüm bu konuşmalarına kulak misafiri olan Karen, içindeki yakalanma korkusuyla birlikte bir telaşla kapıdan uzaklaşmış ve üzerini değiştirmeyi umursamadan çıkışa yönelmişti.
Bir telaşla kendini şirketin dışına attığında küçük bir çocuk gibi büzülen dudaklarını düzeltmek istermişçesine dişleyip dolan gözlerini gökyüzüne çıkararak kendine gelmeye çalıştı. "Salak! O kadar salaksın ki kendin bile ne yaptığını bilmiyorsun. İkimizi de üzmekten başka bir şey yapmadın bu kararı alarak, sana o kadar kızgınım ki sırf bu yüzden bile seni asla affetmiyecem Kim Taehyung." Geri göndermeyi başaramadığı göz yaşlarını silerek derin bir nefes aldı.
Sildiği göz yaşlarından sonra bir anlık içinden gelen sinirle havaya yumruk atmaya başladı. "Sana o kadar kızgınım ki o sersem suratını dağıtmak istiyorum!"
"Kim kızdırdı seni bu kadar?"
İçindeki hislerin büyüklüğüyle sadece kaçınmak istersin. Ama karşındakine de acı çektirecek kadar bencilce davranırsın.
Kısa oldu değil mi? Ama sondaki kişinin kim olduğunu merak ettiğinizi biliyorum bu yüzden kısa mısa dinlemedim burda bitirdim jdjdj diğer bölümde kaldığımız yerden görüşmek üzere...sağlıcakla kalınnnn...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7-star Hotel
FanfictionBu bir 8.üye kitabıdır. Gruba neredeyse başından katılmış bir kız üyeyi konu almaktadır. ... -Tanrı aşkına, söylesene ben neyim bu hikayede?! Kimim ben?! -Maybe...My baby? Genç kızı susturabilen tek şeydi bu cümle. Çünkü genç oğlanın ağzından çıkan...