Tam çıkacaktı ki aklına Karen'ın marketten bir şey isteyip istemediği gelince Karen'ın kapısını tıklattı.
"Karen, markete gidiyorum bir şey istiyor musun?"
Ama daha sonra Si Hyuk müzik sesinden onu duyamayacağını anlayıp kendi salaklığına gülerek bir daha seslendi. Yine de yüksek sesli konuşursa onu duyabilirdi.
"Karen?"
Herhangi bir ses gelmeyince son kez ona seslenerek elini kapı koluna attı.
"İçeri giriyorum bak."
Hafif tereddütle kapıyı açtığında karşılaştığı manzarayla ayaküstü şok geçirdi Si Hyuk.
Karen yerde boylu boyunca uzanmış nefes almaya çalışıyordu. Aynı zamanda da yardım istermişçesine bir elini Si Hyuk'a uzatmıştı.
"Aman Tanrım, Karen!"
Si Hyuk saniyelik şokundan çıkıp hemen yere eğilerek titremeye başlıyan elleriyle Karen'ın elini tutmuş yüzündeki saçları ittirerek yüzünü açmıştı.
Karen, Si hyuk geldi diye içinden bile sevinemez olmuş ölecekmiş gibi hissetmesiyle yine de bir umut onu kurtarması için bir yandan ona yalvaran bakışlar atıyor bir yandan da nefes almaya çalışıyordu.
Si Hyuk acilen bir şeyler yapmalıydı. Cebine yerleştirdiği telefonu çıkarıp şoförü arayacakken ona izin verdiğini hatırlayıp daha fazla düşünmeden ambulansı aradı bir yandan da Karen'ı sakinleştirmeye çalışıyordu. Gerçi hoş, nefes alamayan bir insanı nasıl sakinleştirebilirdi ki?
"Tamam tamam! Sakin ol! İyi olacaksın!"
Açılan telefonuyla birlikte acil bir ambulans istediğini söyleyip gözlerini sıkıca yumarak zar zor ayırt edebildiği adresi söyledi. Sonrasında telefonunu geri cebine koyarak Karen'ın saçlarını okşayıp iyi olacağını korkmaması gerektiğini söyledi.
Si Hyuk kendisine emanet edilen kendi sorumluluğu altındaki küçük kıza ve hatta yiğenine bir şey olacak diye o kadar korkuyordu ki Karen her içine nefesi çekmeye çalıştığında gözleri bir o kadar doluyor içinden ambulansın bir an önce gelmesi için yalvarıyordu.
Tam da bu sırada dışardan gelen siren sesleri ve çalınan zille hızlıca oturduğu yerden kalkıp Karen'ın elini bırakarak kapıya koştu.
Kapıyı açıp sağlık ekiplerine alan açarak Karen'ın olduğu odayı gösterdi.
Sağlık ekipleri odaya doluşup Karen'ı sedyeye almaya karar verdiklerinde sedyeyle asansöre sığamayacaklarını düşünerek aralarındaki kuvvetli birinin onu taşımasını uygun görmüş bir yandan onu sakinleştirmeye çalışırlarken bir yandan da asansöre ilerlemişlerdi.
Sonrasında zaten asansörle aşağı kata inmiş Karen'ı sedyeye alarak ambulansa bindirip hastaneye götürmüşlerdi.
Si Hyuk ta onlarla gitmiş Karen'ın elini tutmayı ihmal etmemişti.
"İyi olacaksın." Anne ile babasına söz vermişti. Karen'a hiçbir şey olmayacaktı, iyi olacaktı.
.
.
.
2 gün sonra..."Ah yeter artık! Gerçekten yoruldum bir soluklanalım, nolursunuz!"
"Namjoon prova daha bitmedi tek yorulan sen değilsin."
"Biz de yorulduk hocam bugünlük bu kadar yetmez mi gerçekten."
"Gerçekten de yorulmuş gözüküyorsunuz. Madem öyle diyorsun Hoseok, o zaman bugünlük bu kadar yeter size."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7-star Hotel
FanfictionBu bir 8.üye kitabıdır. Gruba neredeyse başından katılmış bir kız üyeyi konu almaktadır. ... -Tanrı aşkına, söylesene ben neyim bu hikayede?! Kimim ben?! -Maybe...My baby? Genç kızı susturabilen tek şeydi bu cümle. Çünkü genç oğlanın ağzından çıkan...