Escape

3.4K 360 34
                                    

Büyük bir aceleyle önemli eşyalarımı küçük sırt çantasına doldurdum. Diz üstü bilgisayarı olabildiğince bataryası dolsun diye son ana kadar şarjda bıraktım. Birkaç dakikanın ardından tekrar bilgisayarın başına geçip durumu kontrol ettim. Proxima Midnight hala bekliyordu.

Evden Loki ile beraber kaçmak zor olacaktı ama bir yolunu bulup kaçmamız gerekiyordu. Şimdiden aklıma birkaç fikir gelmişti. İlk başta Loki'yi buraya getirdiğim gibi portal açıp içinden geçebilirdik ama bilgisayarı sürekli açık tutmam ve portaldan geçtikten sonra çizim yapıp portalı kapatmam gerekecekti. Üstelik portalı nereye açabileceğimi de bilmiyordum. Gideceğimiz yeri iyi seçmem gerekiyordu. Ya da evin arka tarafına bir araba çizip onunla kaçabilirdik. Ama bu oldukça riskliydi çünkü hem Loki'yi taşımak benim için zor olacaktı hem de Proxima Midnight'a yakalanma riskimiz olabilirdi. Yakalanmadan arabaya geçip kaçabilirsek sürekli haraket halinde kalıp Kara Tarikat için işi zorlaştırabilirdik.

Bu iki fikrimi birleştirmeye karar vererek bilgisayarımın başına geçtim. Buradan oldukça uzak ıssız bir sokağa bir araba çizmeye başladım. Çizimi tamamladıktan sonra kaydedip başka bir çizim sayfasına geçtim. Bilgisayarı şarjdan çıkarıp çantaya şarj cihazını ve çizim yaparken kullandığım birkaç eşyayı da sırt çantama yerleştirdim. Sırt çantasını Loki'nin yattığı yatağımın üzerine bırakıp kalan boşluğa bilgisayar ile yerleştim. Çok büyük bir yatağım yoktu bu yüzden yatağın üstüne koyduğum eşyaların da sayesinde sıkışmıştım.

Ekranda hemen bir portal çizmeye başladım. Portalı çizmeyi tamamladığımda yatağımın altında yatağı içine alacak kadar büyük bir portal oluştu ve hızla içinden geçip ıssız sokağa düştük. Yataktan düşmenin etkisi ile çatırtı sesleri geldi. Zaten çok sağlam bir yatak değildi ve şimdi de kırılmıştı. Yatağın üzerinden kalkmadan çizdiğim portalı kapattım. Son kez Proxima Midnight'ı kontrol ettiğimde hala evi gözetliyor olduğunu gördüm. Biraz olsun rahatlamıştım ama ne yapıp edip Loki'nin peşinden geleceklerini biliyordum.

Bilgisayarı kapatıp belleği tekrar boynuma astım. Neredeyse bir metre uzaklıkta olan çizdiğim arabaya yataktan kalkıp hızla ilerledim. Sırt çantasını ve bilgisayarı bagaja yerleştirip hala yatakta yatan Loki'ye ilerledim. Onu nasıl arabaya taşıyacağımı bilmiyordum. Onu taşırken yaralarına zarar verebilirdim. Bir süre düşündükten sonra bunu basitçe yapmanın bir yolunu bulamadığım için Loki'nin başına geçip kollarının altından tutup sürükleyerek onu arabaya kadar getirdim. Buraya kadar olan kısım kolay olan kısımdı. Şimdi onu arabanın içine yerleştirmem gerekecekti.

Arka tarafın kapısını açıp Loki'nin sırtını arabaya yaslayarak oturmasını sağladım. Başı hemen öne doğru düştü ama hala oturur pozisyonda duruyordu. Arabanın içine binip onu içerden yine kollarının altından kavrayarak arabanın içine çekmeye başladım. Onu çekerken ben de geriye doğru ilerliyordum ve sonunda diğer taraftaki kapıya ulaştığımda kapıyı içerden açarak dışarı çıktım. Benim araçtan çıkmamla oluşan boşluğa Loki'yi çekerek onu yerleştirdim. Ama hala Loki'nin dizinden aşağısı aracın dışındaydı. Bacaklarının olduğu tarafa geçip onu nasıl içeri yerleştirebileceğimi düşündüm. İyice yorulmuştum ve bir an önce bunu halledip biraz dinlenmek istiyordum.

Sırt üstü yatan Loki'yi biraz yan çevirerek bacaklarını arabanın içine soktum. Vücudunun üst kısmı yatıyorken bacakları arabanın koltuğundan aracın içine sarkıyordu. Bu oldukça garip bir görüntüydü ve eğer ben böyle yatıyor olsaydım çokça rahatsız olurdum.

Onu nasıl daha rahat bir şekilde getiririm diye düşünürken sokağın ortasında duran yatağa başımı çevirdim. Hızla yatağa ulaşıp yastığımı aldım ve Loki'nin baş kısmına geçip yastığı başının altına yerleştirdim. Omuzlarından tutup duruşunu düzlettiğimde daha iyi görünüyordu. Tekrar yatağa dönüp battaniyeyi alacağım sırada aklıma gelen şeyle geri döndüm. Başının üzerinden sarkıp onun için çizdiğim beyaz tişörtü sıyırıp yarasını kontrol ettim. Yaptığım pansuman hala temiz bir şekilde duruyordu. Pansumanın üzerinde kan görmediğim için boş yere pansumanı açmadım. Zaten yanıma pansuman malzemelerini almamıştım eğer yeniden pansuman yapmam gerekirse ya bir yerden alacaktım ya da çizecektim. Loki'den uzaklaşıp kapıyı kapattım.

Yatağa ilerleyip üzerinden battaniyemi aldım ve açık olan kapıdan adamın üzerine örttüm. Bu taraftaki kapıyı da örttükten sonra arabanın etrafında dolaşıp sürücü koltuğuna geçtim. Arabayı çalıştırdıktan sonra geriye dönüp Loki'ye baktım. Kaşları çatılmış dudakları aralanmıştı. Derin derin nefes alıyordu ve onun nefes alıp vermesi ile göğsü genişleyip daralıyordu. Onu izlerken bir kez daha emin oldum. O kesinlikle çizgi romanlara çok yetersiz aktarılıyordu. Gerçi en usta çizerin bile onun yüzünü yeteri kadar ekrana aktarabileceğine inancım yoktu.

Yola çıktığımızda hala nereye gideceğimden emin değildim. Thor muhtemelen kardeşini kurtarmak için yenilmezleri ikna etmeye çalışıyordur. Loki'yi ona götürebilirdim ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Yenilmezler binası buradan çok uzaktaydı. Oraya kadar gitsem bile bina çok iyi korunuyordu. Eğer oraya gidersem onlara Loki'yi nasıl kurtardığımı anlatmam gerekecekti ve ben yalan söylemek zorunda kalacaktım. Üstelik yalan söylediğimi de kolaylıkla anlayabilirlerdi. Loki'yi kapıya bırakıp kaçsam Loki'nin bu halde nasıl oraya geldiğini sorgulayıp yine bana ulaşabilirlerdi. Bir portal açıp direkt binanın içine bıraksam yine peşime düşerlerdi ama bu sefer Strange gibi bir büyücü olduğumu düşünebilirlerdi. Ve aslında bir büyücü olmadığımı anladıklarında da işler daha çok karışırdı.

Şu an yaptığım her şeyle bahane uyduruyordum orya gitmemek için ama kendimi kandırıyordum. Uzun bir süre hikayeye dahil olmamak için çabalamıştım ama bu dün gece sona ermişti. Loki'yi kurtardığım an ben de bu hikayenin bir parçası haline gelmiştim, bunu içten içe biliyordum. Eninde sonunda buradaki insanlarla yüzleşmem de gerekecekti. Onlara nasıl çizgi roman karakterleri olduklarını açıklardım bilmiyorum. Bunun üzerinde uzun uzun düşünmüştüm ve eğer biri bana bunu söyleseydi hayatım çok boş gelirdi. Birilerini eğlendirmek için oluşturulmuş acı ve kayıp dolu hayatlar kesinlikle beni çok öfkelendirirdi. Aynı şekilde diğerlerinin de öyle hissedeceğini düşünüyordum ve onların öfkesiyle yüzleşmek beni korkutuyordu. Buraya geldiğimden beri onlarla yüzleşmek en derin korkumdu ve ben bencilce bu korkumdan kaçınıyordum.

Karar veremeyip uzun süre şehirde amaçsızca dolaşmanın ardından arabanın benzini bitmişti. Bir benzin istasyonunda durup araba için benzin almaya karar verdim. Aynı zamanda acıkmıştım ve yiyecek bir şeylerde almam gerekiyordu.

Yolun kenarında duran istasyona yaklaşıp arabayı durdurdum. Arabadan inmeden önce geriye dönüp Loki'yi kontrol ettim. Kaşları daha öncekine oranla daha fazla çatılmıştı. Yüzündeki her bir kas gerilmiş dudakları düz bir çizgi halini almıştı. Bu beni biraz endişelendirdi. Ağrısı olabilirdi.

Arkaya doğru uzanıp battaniyeyi kaldırıp tişörtünü sıyırdım ve yarasını kontrol ettim. Yine pansumanda kan gözükmüyordu ama pansumanı yapmamın üzerinden uzun bir süre geçmişti. Artık pansumanı değiştirmem gerekiyordu. Üzerini kapatıp arabadan indim. Markete gitmek için bir adım attıktan sonra vazgeçip Loki'nin başının geldiği taraftaki kapıyı açtım.

Yattığı pozisyon yüzünden yarası gergiye gelmiş olabilirdi ya da fark etmeden başka bir yaranın üzerine yatırmış olabilirdim ve bu yüzden ağrısı olabilirdi. Diğer yaralar gözüme dün gece önemsiz göründüğü için bu sabah daha çok karnındaki yaraya dikkat etmiştim. Omuzlarından kavrayıp onu sırt üstü pozisyona getirmeye çalıştım ama bacakları buna engel oluyordu. Olabildiğinde sırt üstüne yakın bir pozisyona getirdim ve duruşunu inceledim. Yeterince iyi gibi duruyordu. Kafasının üzerinden eğilip hızlıca diğer yaralarını da kontrol edip bir sorun olmadığını gördükten sonra doğruldum. Yüzündeki ifade yumuşamış gibi duruyordu ama hala kaşları çatıktı.

'Sanırım böyle daha iyi.' Diye kendi kendime mırıldandıktan sonra arabanın kapısını kapatıp markete yöneldim. Onu yalnız bırakıyor olmak beni rahatsız ediyordu. Bu yüzden hızlıca alışveriş yapıp araca geri dönecektim. Birkaç paket yiyecek, pansuman malzemeleri ve ağrı kesici aldıktan sonra parasını ödeyip arabaya geldim. Şu anda burada pansuman yapamayacağım için aldıklarımı bagaja koyup bu sefer de benzin aldım. Onun da parasını ödedikten sonra sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdım. Emniyet kemerini takmak için sağıma doğru yöneldiğim sırada dikiz aynasından arka taraftaki yolcu koltuklarında oturan adam ile göz göze geldim.

CafunéㅣLokiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin