Tired, Hopeless and Covered By Blood

2.6K 334 58
                                    

Gözlerimi omzumu dürten parmaklar yüzünden araladım. Perdeleri örtülü olmayan camdan içeriye güneş ışınları giriyordu. Saatin daha çok erken olduğu belliydi. Bu saatte beni uyandırmış olmalarının kötü bir nedeninin olabileceği düşüncesi uykumun hemen dağılmasına sebep oldu. Başımı hızla beni dürten kişiye çevirdiğimde yatağın bir kenarına oturmuş yüzündeki sıkılmış ifadesiyle beni izleyen Pietro'yu gördüm.

Wanda ile uzun saatler geçirmesinin ardından uygun bir anda sistem üzerinden tüm morluklarını, çürüklerini silmiştim. Bu sayede ayağa kalkıp etrafta dolaşabilecek kadar iyi bir hale gelmişti ama hala koşmak için yeterince iyileşmiş değildi.

Yatağın içinde doğrulup Pietro'ya sordum. "Bir sorun mu var?" Elini omzumdan çekerken omuzlarını düşürmüştü. Yüzündeki sıkılmış ifadenin yerini üzüntü aldı. "Wanda uyuyakaldı." Bunun neresinde bir sorun olduğunu anlayamayarak ona bakmaya devam ettiğimde bıkkınlıkla nefesini dışarıya verdi. "O gitmeden önce her saniyeyi birlikte geçireceğimize söz vermişti."

Wanda ve Pietro, ben uyumak için yanlarından ayrılırken tüm gece kaybettikleri üç yılı telafi etmek istediklerini söylemişlerdi. Strange Sanctum'a geri döndüğünde diğer Yenilmezlerin Wanda'nın yokluğunu fark etmemesi için Wakanda'ya giderken onu da götürecekti ve o zamana kadar birlikle vakit geçireceklerdi. Wanda kardeşini bırakma fikrinden hoşnut değildi ama savaş son bulup tüm gerçekler açıklanana kadar Pietro gözlerden uzak olmak zorundaydı.

"Son zamanlarda Wanda çok fazla olayla mücadele etti. Tüm bu yaşananların ağırlığı onu yormuş olmalı. Ona anlayış göstermelisin Pietro."

"Tüm bunlar benim için de kolay değil." Anlayışla elimi omzuna koyup hafifçe sıktım. "Bunlarla baş etmek zorunda kaldığın için üzgünüm." Yüzündeki ifade hafifçe dağılırken konuşmaya devam ettim. "Tüm bu süreçte sana destek olmak için yanında olacağım Pietro. Ama şimdi gidip uyumalısın. Daha hızlı iyileşip gücünü toplaman için uyumaya ihtiyacın var."

Kafasını kaldırıp yüzündeki alaylı ifadeyle bana baktı. "Aynı annem gibi konuştun." Söylediğine gülüp başımı iki yana sallarken onunda gülümsediğini fark ettim. Mutlu görünüyordu ve bu küçük mutluluk hem fiziksek hem de ruhsal yorgunluğunu gölgede bırakıyordu.

"Yeterince uyudum." Ellerini saçlarına daldırıp onları karıştırırken bir süre sessiz kaldı. "Dışarıya çıkalım mı? Biraz dolaşmak istiyorum. Bir de mutlaka kuaföre gitmeliyim. Saçlarım mahvolmuş." Söylediklerinden sonra yataktan kalkıp cama doğru ilerlerdim. Ellerimi camın pervazına dayayıp dışarıyı izlemeye başladım. Sokak daha yeni hareketleniyordu. Bazı insanlar dükkanlarını açıyor, bazıları işe gitmek için aceleyle sokakta koşturuyor, bazıları ise miskin adımlarla ilerliyordu.

"Bu saatte buralarda açık bir kuaför bulabileceğimizden emin değilim." Vücudumu hala yatakta oturan Pietro'ya çevirip cam pervazına yaslandım. "Ama dolaşmaya çıkabiliriz." Pietro heyecanla ayaklanıp odadan çıktığında ben de peşinden daha yavaş adımlarla gülerek onu takip ediyordum. Çıkışa doğru ilerlerken Pietro saçlarını parlak bir gümüş rengine boyatmaktan bahsediyordu.

"Hey!" Pietro ile sesin geldiği yere döndüğümüzde elindeki kitabı bir kenara bırakmak üzere olan Loki ile karşılaşmıştık. Loki oturduğu yerden kalkıp yanımıza doğru gelirken ellerini ceplerine soktu ve konuştu. "Dışarıya mı çıkıyorsunuz?"

Elimle Pietro'yu işaret edip konuştum. "Pietro dolaşmak istiyor." Yanımıza ulaştığında durdu ve bir süre Pietro'yu izledi. "Ben de size katılabilir miyim?" Pietro'nun tepkisine bakmak için ona döndüğümde gelip gelmemesinin pek umurunda olmadığını fark ettim. Geri Loki'ye dönüp cevap verdim. "Tabii ki katılabilirsin."

CafunéㅣLokiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin