Bir süre bir şeyler söylemesini bekledim ama sessiz kalınca benim de bu sessizliğe ihtiyacım olduğunu fark ederek bunun tadını çıkardım. Sadece rüzgârda hışırdayan ağaçların ve dalgalanarak kıyıya vuran suyun sesi geliyordu.
Son zamanlarda içine düştüğüm karmaşa hakkında uzun uzun düşündüm ancak bundan kesinlikle pişman değildim. Değiştirdiğim her şey için memnundum çünkü sonunda suça ortak değildim. İnsanların kurtarılması için çabalıyordum. Üzerimde hissettiğim suçluluğun azalması için bir fırsattı bu ve ben bunu değerlendiriyordum.
Belki de hiçbir zaman eve dönme şansım olmayacaktı. Her ne kadar bunu düşünmekten kaçınsam da geçen bunca zamanın ardından artık bu gerçeği de göz önünde bulundurmam gerekiyordu. Strange benim son umudumdu. Eve dönmem için bir yol bulabileceğine inandığım yegâne insandı. Eğer o da bir yol bulamazsa burada şu anda yaptığım gibi bir şeylerin sorumluluğunu almam gerekecekti.
Derince bir nefesi içime çekip eski hayatım hakkında düşündüm. Annem ve babam... Onları çok özlemiştim. Yanımda bir resimleri bile yoktu ve zaman geçtikte yüzlerindeki ayrıntıları unutur olmuştum. Eminim onlar da benim için çok endişelenmişlerdir. En azından onlara iyiyim deme şansımın olmasını isterdim. Ve en yakın arkadaşım Evelyn benim sahip olduğum tek kardeşti. O yetiştirme yurdunda büyümüştü ve tek ailesi olarak her zaman beni tanımlardı. Şu anda nasıl bir yalnızlık çektiğini hayal dahi edemiyordum.
"Asgard'da görkemli bir deniz vardı. Uçsuz bucaksızdı." Bakışlarımı ne zamandır gözlerimi ayırmadan izlediğimi bilmediğim gölden çekerek yanımda oturan adama baktım. Karanlıktan tam olarak onu göremesem de duruş şeklinin bana anlattığı şey kederdi. Omuzları çökmüştü. Başı dik duruyordu ama gözlerinde biriken yaşlar ayın ışığında parlıyordu. O da aynı benim gibi evi hakkında düşünüyordu. "Annemle orada geçirdiğim zamanlar hayatımın en iyi kısmı olabilir." Bakışları bana döndü ve benim onu izlediğimi fark edince duruşunu dikleştirdi. O her zaman güçlü görünmeye çalışıyordu. "Henüz büyü bilmiyorken annem denizin üzerinde rengârenk havai fişekler patlatırdı. Gözlerimi onlardan ayıramazdım. Bana yapması imkânsız bir şey gibi gelirdi." Eliyle önümüzde uzanan gölü işaret etti. "Burası bana annemi ve evimi hatırlatıyor."
Göremesem de, Loki'nin gözlerinde özlem olduğunu biliyordum. Ona sevgi gösteren sayılı kişilerden birisi olan annesinin kaybının, onu nasıl derinden yaraladığını biliyordum. Asgard için de aynı şekilde hissettiğini fark edememiştim ama. Bunu gözden kaçırmıştım. Thor ona öfkesini ve kırgınlığını yansıtırken ağzını açıp tek kelime etmediği için, kendi suçluluğumun içinde boğulduğum için fark edememiştim.
"Hayatım boyunca sürekli bir şeylerin eksikliğini hissettim ve eksikliğini hissetmediğim her şeyi tek tek kaybettim. Annemi, evimi, halkımı..." Sesindeki tını kötü hissetmeme neden oluyordu. Aynı zamanda ona sarılıp sırtını sıvazlamak da istiyordum. "Sürekli suçlayacak, öfkemi yöneltecek birilerini aradım durdum." Bakışları bana döndü. "Tüm hayatımın suçlusu kimdi?"
Büyük bir boşluk hissettim içimde. Bir şeyler söyleme ihtiyacı duydum ama söyleyecek tek bir kelimem bile yoktu bu yüzden sessizliğin yeterli olmasını umdum. Bir süre sonra da o bakışlarını benden ayırdı ve göle bakmaya devam etti.
Suçlu hissediyordum. Hissettiğim bu suçluluk hakkında uzun zamandır düşünüyordum ve asıl suçlunun ben olmadığıma inanıyordum. Ama hala neden bu suçluluğu hissediyordum bilmiyorum.
Sadece iki ay çalışmıştım Marvel Comics'de. Ve sadece bir örümcek adam çizgi romanı üzerinde çalışmaya fırsat bulmuştum. Hiçbirinin hayatını, yaşadıklarını veya yaşayacaklarını etkileyecek bir şey değildi.
Kaderleri benden çok önce belirlenmişti ve ben buraya gelmeden çok önce yaşamışlardı bunları. Geçmişe müdahale etme şansım yoktu. Denemiştim ve olmamıştı. Bu yüzden geçmişleri hakkında suçlu hissetmemem gerekirdi. Ama bir gün onlara kim olduğumu söylediğimde yaşadıkları için beni yargılamalarından korkuyordum. Hiçbir alakam olmayan bir şey ile yargılanmak beni ölesiye korkutuyordu.
Bu düşüncelerden sıyrılarak bir şeyler söylemek için kafamda kelimeleri toparladım. Derin bir nefes aldım ve yönümü yanıma oturan adama döndüm. Hareketliliğimi fark etmişti ama kıpırdamadan durmaya devam etti. Hala bakışları gölün üzerindeydi. Birkaç saniye cesaretimi toplamaya çalışarak bekledikten sonra yavaş hareketlerle ona yaklaştım ve vereceği her bir tepkiyi dikkatle inceledim. Kollarımı ona sardığımda tüm kasları gerildi ve daha dik bir duruşa geçti. Omzuna başımı yaslarken kısık çıkan sesini duydum. "Ne yapıyorsun?"
"Seni teselli etmeye hakkım olmadığını düşünüyor olabilirsin. Belki de şu anda içinden 'bu aptal ölümlünün beni teselli etmek ne haddine' diyorsundur." Bakışlarımı oldukça yakın olduğum yüzüne çıkardım. Hala gözleri ileride, gölün üzerindeydi. Alayla söylendi. "Bu tam da benim söyleyeceğim bir şeye benziyor."
Yüzümde hafifçe bir gülümseme oluşurken konuşmaya devam ettim. "Haklısın. Ben de buna hakkım olmadığını düşünüyorum." Aklımdakileri toparlamaya çalışırken derin bir nefes aldım ama bu iyi bir fikir değildi. Kokusu ciğerlerime dolarken bir kez daha böyle derin bir nefes almak istedim ve kendimi bunu yapmaktan zor alıkoydum. Söylemeyi planladığım şeyler bir bir aklımdan kaybolurken doğaçlama yaparsam her şeyi mahvedeceğimi bildiğim için sessiz kaldım. Bir süre ben ona sarılı bir şekilde durduktan sonra, beni kendinden ayırmak için hiçbir girişimde bulunmamıştı, konuşmaya başladım. "Belki de söyleyeceklerim senin için hiçbir anlam ifade etmeyecek ama bunları söylersem daha rahat hissedeceğim."
"Hızlı olsan iyi edersin." Sesi huysuz çıkmıştı ama nedense aslında böyle hissetmediğini düşünüyordum.
"Elimde olsa hayatını baştan sona değiştirirdim. Kaybettiğin her şeyi yerine koyar ve eksikliğini hissettiğin her şeye sahip olmanı sağlardım. 'Eksik' kelimesini hiç düşünmediğin bir hayatın olurdu. Hak ettiğin gibi bir hayat yaşardın. Ama ne yazık ki... böyle bir gücüm yok." Bir süre sessiz kaldım. Sessiz kaldığım bu sürede ağaçlardan gelen hışırtının ve gölün dalgalanma sesine Loki'nin nefes alış veriş sesleri de katılmıştı.
Başımı omzundan ayırıp biraz ondan uzaklaştığımda hala ellerim üzerindeydi ama sarılıyor sayılmazdık. Loki sonunda bakışlarını gölden ayırıp başını bana döndüğünde ay ışığında parlayan gözlerine diktim bakışlarımı. "Geçmişini değiştiremem. Ama geleceğin için çabalayabilirim Loki."
*
*
*
Lady Loki/Slyvie hakkındaki düşünceleriniz neler?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CafunéㅣLoki
Fanfiction♦️the wattys 2022 Kazananı♦️ Her şey kendi evrenimde iki yıl önce dünyanın en çok çizgi roman satan şirketlerden birine yardımcı editör olarak girmemle başlamıştı. Sevdiğim işi hayranı olduğum çizgi roman evreni üzerinde yapacaktım ve bu ilk başta b...