Pencereyi açıp başımı dışarıya uzattım ve yukarıya doğru baktım ama yüksek binaların arasında kalmış bu küçük binadan gökyüzünü görmek imkansızdı. En azından temiz havayı ciğerlerime doldurabilmeyi umuyordum ama anlaşılan ona da ulaşamayacaktım. Kalabalık sokak, sıkışık trafik ve yeni yeni şenlenmeye başlayan restoranlardan çıkan çeşitli dumanlar havayı kirletiyordu. Geriye çekilip camı kapattım ve biraz önce oturduğum tekli koltuğa yöneldim.
Birkaç saat önce Shield'a bağlı güvenli evlerden birine girmiştik. Geçen onca saatin ardından ise aklımı karıştıran hala aynı düşüncelerdi. Televizyondaki haberlere yaşadığımız her şey yansımıştı ve Yenilmezler'in de haberleri gördüğünü düşünüyordum. Yakında gelip sorular soracaklardı ve planım artık gerçekleri anlatmaktı. Böylesine bir sırrı yüklenmiş olmak artık çok zor geliyordu.
Loki'ye karşı olan duygularımı fark etmiş olmak da gerçekleri anlatmak istememin başka bir nedeniydi. Ne zamandır böyle hissediyordum emin değildim ama bunun iyi bitmeyeceğini biliyordum. Eninde sonunda eve dönecektim ve Loki'yi geride bırakacaktım, diğer herkesi bırakacağım gibi.
"Geldiğimizden beri çok sessizsin." Salonun kapısına omzunu yaslamış, kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde bana bakıyordu. Omuzlarımı dikleştirerek cevap verdim. "Sadece düşünüyordum."
Gözlerini üzerimden ayırmadan bir süre olduğu yerde kıpırdamadan durdu. Kaşları hafif çatılmıştı. Sanırım beni böylesine meşgul eden düşüncenin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Daha sonra yavaşça omzunu yasladığı kapıdan ayırdı ve karşımdaki koltuğa oturdu. Saçlarını geriye tarayıp arkasına yaslandı. "Herkes için sorumluluk hissedip aynı zamanda yakalanmamaya çalışman seni yoruyor."
"En azından artık yakalanmamak için çaba göstermem gerekmeyecek." Onun gibi arkama yaslanırken gözlerim uzun ince parmaklarındaydı. "Bugün yaşananları öğrendiklerinde ve gelip bir açıklama istediklerinde onlardan hiçbir şey saklamayacağım."
Bakışlarımı yüzüne çevirdim. Yüzündeki her bir ayrıntıyı incelerken yine onun için olan duygularımı düşünürken buldum kendimi. Sessizlik uzadıkça durum garipleşiyordu bu yüzden bakışlarımı kaçırıp yeni bir konu açma çabasına girdim. "Pietro nerede?"
"Uyuyor." Zaten yorgun olan Pietro'nun bugün yaşanan onca koşturmadan sonra uyuması iyiydi. Kısa cevabının ardından ayağa kalktı. "Dışarıya çıkalım mı?" Kaşlarımı kaldırıp ona baktığımda konuşmaya devam etti. "Buna ihtiyacın varmış gibi duruyor." Bu söylediğine gülüp ayağa kalkıp karşısında durdum. "Beni düşünmeniz çok nazik bir davranış prensim." Bu söylediğime karşılık alaylı bir cevap vereceğini düşünmüştüm ama o sadece hafifçe gülümseyerek dış kapıya doğru yöneldi.
Arkasından onu öylece izlediğimi fark ettiğimde peşinden koşturdum. "Hey, beni bekle!"Birkaç saniye koşturup yanına ulaştığımda bana bakıp adımlarını bana uydurmak adına biraz yavaşladı. Sokağa çıkıp kalabalığın içine karıştığımızda bir süre sessizce yan yana yürüdük. "İnsanlar çok garip." Bakışlarımı ona çevirdim. "Nedenmiş o?"
Derin bir nefes alıp birkaç yeri işaret etti. İşaret ettiği yerlere hızlıca bakıp ona döndüm. "Hayatları çok kısa ama bu onların umurlarında bile değil. Nasıl böylesine mutlu görünebilirler." Kendi içinde bunu sorguladığı çok açıktı. Çevredeki insanlara bakıp ona cevap verdim. "Yaşamlarının kısa olduğunun onlar da farkındalar." Ona döndüm ve derin bir nefes aldım. "En azından ben farkındayım."
Sokağın daha az insan olan bir kısmına doğru ilerlerken konuşmaya devam ettim. "Her gün çok değerli bu yüzden hakkını vererek yaşamak istiyorum. Ailemle ve arkadaşlarımla, değer verdiğim insanlarla yaşamımı paylaşmak ve mutlu olmak istiyorum. Ne istersem onu yapmak ve hiçbir şeyden pişman olmamak istiyorum. Böylece geriye dönüp baktığımda dolu dolu yaşadığım için kendimle gurur duyabilirim."
"Ama yine de çok hüzünlüsün." Beni inceleyen bakışlarını bir an olsun üzerimden çekmezken dolan gözlerimi saklamaya çalışıyordum. "Evimi özledim." Yutkundum. "Tüm bunlar bittiğinde sonunda eve dönebileceğim ve aileme kavuşacağım."
Loki'nin yavaşlayan adımlarıyla ben de yavaşladım ve yanımızdan insanlar gelip geçerken durduk. Kaşlarını çatmış bana bakarken konuştu. "Gidecek misin?" Birkaç saniye sessizliğin ardından yüzünde alaylı bir gülümseme oluştu. "Burada neredeyse sonsuz güce sahipken gitmeyi düşüneceğin hiç aklıma gelmemişti." Cümlesini tamamladıktan sonra yürümeye devam etti. Onu arkasından izlerken boğazımda bir yumru oluşmuştu. Birkaç adımın ardından durup bana doğru döndü. "Orada öylece duracak mısın?"
Yutkunup boğazımdaki yumrudan kurtulmaya çalıştım. Birkaç adım ilerleyip ondan biraz uzakta durdum. "Ben mutlu bir hayat yaşamak, hiç pişmanlık duymamak istiyorum dedim ya..." Kafasını hafifçe sallayarak beni onayladı. "Ne yaparsam yapayım o hayatı elde edemem artık." Kafasının karıştığını belli edercesine kaşlarını çattı ve konuşmak için ağzını açtı ama ben hızla konuşmaya devam ettim. "Eğer burada kalırsam ailemi bir daha hiç göremem ve onlarla geçireceğim zamanı kaybetmiş olurum. Eğer gidersem buradaki değer verdiğim kişileri geride bırakmış olurum. Strange'i, Wanda ve Pietro'yu... seni." Boğazımdaki yumru daha da büyüyüp beni boğmaya başlamıştı. Yeniden yutkundum ve konuşmaya devam ettim. "Neyi seçersem seçeyim hep bir eksiklik olacak."
Söylediklerimden sonra yüzü ifadesizleşmişti. Sürekli yutkunup boğazımdaki yumrudan kurtulmaya çalışırken ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordum ama tahmin yürütmek zordu. İki büyük adımda yanıma gelip elimi tuttu. Bakışlarımı şaşkınlıkla ellerimize çevirirken o konuştu. "Bu geceyi dolu dolu geçirelim. Geriye baktığında yaşamadığın için eksikliğini hissettiğin hiçbir şey olmasın. Hiçbir pişmanlık kalmasın."
Daha sonra beni peşinden sürüklemeye başladı. İlk önce bir restorana gittik ve bir şeyler yedik. Sonra bir sokak satıcısından büyük bir kutu şeker aldık. Loki daha önce üzüm ve fındık dışında şeker yemediğinden bahsetti. Ağzına aldığı ilk şekerde yüzünde oluşan o ifadeye kahkahalarla güldüm. Kutuda kalan şekerleri eşit şekilde bölüştük ama sonra benimkilerden de yedi.
Güvenli evden baya bir uzaklaşmıştık ama hala yürümeye devam ediyorduk. Ellerimiz hala birleşikti ve hiçbir şey yapmadan dursak bile bu beni mutlu ederdi. Birkaç metre ileride bir kadın keman çalıyordu ve yanımızdan geçen insanların sesleri artık kulağa ahenkli geliyordu. Yavaş adımlarla keman çalan kadının yanına gittik ve biraz orada durarak kemanın sesini dinledik.
Kadın küçük katlanabilir bir sandalyenin üzerinde oturuyordu ve önünde keman kutusu açıktı. İnsanlar büyük bir daire oluşturarak dizilmişti ve ortada büyük bir boşluk vardı. Bazı insanlar keman kutusuna para bırakıyordu.
Loki elimi hafifçe sıkınca bakışlarımı ona döndürdüm. "Dans edelim." Buna hemen itiraz ettim ama elimden çekip bizi insan kalabalığının ortasında olan boşluğa çekti. Tüm gözler üzerimize dönünce sessizleştim ve utanarak Loki'nin bedeninin arkasına saklanmaya çalıştım ama Loki beni önüne çekip ellerini belime koydu. Kemanı çalan kadın birkaç saniye durup başka bir şey çalmaya başladığında biraz cesaretlenerek ellerimi omuzlarına koydum. Yüzünde büyük bir gülümseme oluştuğunda melodiye uygun olarak dans etmeye başlamıştık.
Sadece bir kez liseden mezuniyet balosunda dans etmiştim ve dans konusunda kötüydüm ama Loki beni iyi bir şekilde yönlendiriyordu ve acemiliğimi gizliyordu. Geçen saniyelerin ardından etrafımızdaki kalabalık artmıştı. İnsanları yok sayarak sadece Loki'ye odaklandım ve birkaç santim uzağımda olan yüzünü inceledim. Sonunda durduğumuzda çevredeki insanların alkış ve ıslık sesleri sokağı doldurdu.
Hızlıca çevredeki insanlara bakıp yeniden Loki'ye döndüğümde yüzümde kocaman bir gülümse vardı. "Çok iyi dans ediyorsun." İltifatıma karşılık hafifçe gülümsedi. Ellerimi omuzlarından hafifçe çektiğimde belimde olan elleriyle beni kendine yaklaştırdı. Göğüslerimiz birbirine değerken nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Bir süre sessiz kaldı ve gözlerini gözlerimden bir saniye bile ayırmadı. Kalbim o kadar hızlı atıyorduki tüm kalabalığın ve gürültünün içinde yine de kalbimin atışını duyabileceğini düşündüm. "Hiçbir pişmanlığımız olmasın." Kısık sesiyle konuşmasının ardından dudakları dudaklarıma değdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CafunéㅣLoki
Fanfiction♦️the wattys 2022 Kazananı♦️ Her şey kendi evrenimde iki yıl önce dünyanın en çok çizgi roman satan şirketlerden birine yardımcı editör olarak girmemle başlamıştı. Sevdiğim işi hayranı olduğum çizgi roman evreni üzerinde yapacaktım ve bu ilk başta b...