Keyifli Okumalar Dilerim :)
4 AY SONRA
Bir gülün sancılı açılışını yalnızca o bilir, biz sadece tomurcuğuna ve açılıp gözlerimize serdiği güzelliğine şahit oluruz çünkü sancılı süreç zamana yayılmıştır fakat bizim gül için o kadar vaktimiz yoktur, insanoğlunun güzel şeyler için ne zaman vakti olmuştur ki? Bir gül olsaydım insanların güzelliğimden önce çektiğim sancıyı görmelerini ister miydim?
"Peki şuan nasıl hissediyorsunuz? "
Beni güllerle dolu dünyamdan ayırıp önümdeki sehpanın üzerinde duran papatyalara döndüren ses her Salı terapi için geldiğim psikoloğuma aitti. Bakışlarımı kaldırıp karşımdaki kadının yüzüne çıkardım bakışlarımı kırışmış göz kenarları ve aşağı sarkmış göz kapaklarıyla başını hafifçe eğmiş cevap bekliyordu.
"Yalnız hissediyorum, yalnızlığım o kadar kalabalık ki herkeste kendime çarpıyorum hatta bazen o kadar sert çarpıyorum ki canım acıyor."
"Peki neden yalnız hissediyorsun?"
"Bilmiyorum sanki hep böyleydim gibi geliyor."
"Bilirsin ki yalnızlığı ya birisi ya da birileri bize hissettirir. Yalnız olmamayı tatmadan yalnızlığın ne olduğunu bilemeyiz değil mi?"
Dolan gözlerimi papatyalara düşürdüm, birisi gözlerime bu kadar derin bakıp acımı sorarken sesim titremeden cevap vermemin tek yolu göz temasını kesmekti.
"Ben, Alaz'ı özlüyorum."
İşte haftalar sonra kendimden başka ilk kez birisine bir Salı günü itiraf ettiğim gerçekti bu. Zaten onu özlediğimi söyleyecek kimsem yoktu.
"Peki onu özlediğini sana derinden hissettiren şey ne?"
Bana özlediğimi hissettiren şey...Alaz... Çatık kaşlarının altından bakan toprak kahvesi gözleri, dalgaları andıran canlı saçları, giydiği siyah kazaklar, içtiği sigarayı iki hamlede ayağı altında ezmesi, tüm hareketleri ve özellikleri nasıl birisini seçip anlatabilirdim ki?
"Elleri..." dedim en sonunda son nefesimi ve tüm enerjimi harcar gibi.
"Ellerimi tutuğunda kalabalık hissettiren elleri, her şeyden koruyacağını söz verir gibi sarılan elleri, bir baba gibi saçlarımı okşayan elleri, üzüntümü çeker gibi yanaklarıma dokunan elleri..."
Sol gözümden süzülen büyük damlayı hızla sildiğimde burnumu gürültülü bir şekilde çektim. Bana döneceğine söz veren adam şimdi neredeydi?
"Peki eşiniz intihara meyilli miydi?"
Kalbimin içerisinden geçen zehirli bir ok, tüm zehrini bıraktığında dayanılmaz bir acı tüm iç organlarıma yayıldı. Bazen ihtimali bulunan fakat sizin asla kabul etmediğiniz bir olay su yüzüne çıktığında beyin savunmaya geçerdi, şimdi yalnızca zihnim değil tüm bedenim alerji olur gibi tepki göstermişti.
"Evet zaten bu yüzden intihar etmedi mi?" dediğimde kadın derin bir nefes aldı.
"Bu gerçeği kabullenebildiniz mi?"
"Siz olsanız kabullenebilir miydiniz?" dediğimde kadın bakışlarını kaçırarak kolundaki saate baktı.
"Bugünlük süremiz doldu Esila Hanım, bu konuşmaya bir sonraki seansımızda devam edelim olur mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASTA ADAM [BİTTİ]
General Fiction"Neden buradasınız ?"dedim tekrar ve sakin sakin elimi çantamın içerisine doğru hareketlendirdim. "Birisini öldürmek için gelmiştim." dediğinde sertçe yutkundum, elim hemen çantamın içerisinde durdu ve donup kaldım. Gözleri ağır ağır gözlerimden düş...