19 ❦ Çürümüş Kalbin Mucizesi

13.2K 718 122
                                    

Gerçekten yazarken Alaz ve Esila arasındaki o ince çizgiyi korumak zor oluyor. Umarım beğenirsiniz.

Yıldızımı parlatmadan geçmeyin lütfen :')

Keyifli Okumalar Dilerim✨


Alaz'ın yüzünde ve saçlarında gezindi bakışlarım uzun süre. Uyurken yine sert ifadesi sapasağlam basıyordu tenine, tek değişen huzurun verdiği aydınlıktı. Küçük bir çocukken de böyle çatık kaşarla mı bakıyordu acaba? Yoksa babasının yaptıklarından sonra mı böyle olmuştu? Baba sevgisinden çok nefreti gören çocuklar Alaz gibi acımasız insanlara mı dönüşüyordu?

"Neden uyumuyorsun?" dediğinde gözlerini açmadan konuşmuştu ve bunu beklemediğim için irkilmiştim. Uyuduğuna o kadar inanmıştım ki rahatlayan bedenim sesiyle kaskatı kesilmişti.

"Uyuyamıyorum." dedim uyuyamama sebebim oydu ama ona söylemem ne kadar doğru olurdu bilemiyordum. Varlığına hala alışamamıştım ondan bir çocuğum olduğu gerçeğini de kabul edebilmiş değildim.

"Karnın ağrıyor mu?" dediğinde kaşlarımı çattım,

"Nasıl?"

"Yani kafam, seni rahatsız ediyor mu?" dediğinde şaşkınlıktan dilimi yutmak üzereydim. Alaz Elezer soyadına yakışır davranmayı bırakmış ve beni düşünüyordu. Gerçekten umurunda mıydım yoksa laf olsun diye mi soruyordu?

"Hayır." dedim biraz düşünüp dediğini tartarak.

"Alaz," dediğimde uykulu bir şekilde mırıldandı. Ne diyeceğimi, sorular zincirinin neresinden tutacağımı buna ek olarak söylediklerimi sağlam olarak neye yaslayacağımı düşündüm.

"Ben babanı öldürmedim, ilaç hazırdı şırınganın içine kim koydu bilmiyorum ama tahmin ediyorum. Genellikle bu işi yapan--"

"Esila," dedi bu gelecek olan sözlerin habercisi miydi yoksa konuşmamızı uzun süre kapatacak bir mühür müydü bilmiyordum ama bana köle demesini istedim. Köle diyerek söze başlasın ve bana kızsın, ben de konuşayım istedim. Bana ne zaman ismimi söylese ya dinlemiyor ya da konuyu henüz açamadan kapatıyordu.

"Alaz yemin ederim, nasıl kanıtlarım bilmiyorum ama..." dediğim sırada kasıklarıma zehirli bir ok gibi saplanan sancıyla inleyerek iki büklüm olmaya çalıştım. Alaz kollarını hızla çekip doğrulurken bende müsait bulduğum bacaklarıma sarılarak cenine benzer bir pozisyona girdim.

"Ne oldu?" dedi telaş yapmaktan ziyade sanki olayın isteği dışında gerçekleşiyor olması onu sinirlendirmiş gibiydi, müdahale etmek istiyor fakat ne yapacağını bilmiyordu.

"Çok.." dişlerimi sıkarak gözlerimi sıkıca yumdum ve çığlık atar gibi inleyerek bacaklarımı mümkünmüş gibi kendime daha çok çektim.

"Tamam sakin ol." dedikten sonra daha gevşek bir şekilde yatmamı sağlayarak bacaklarımı uzatmam için ellerini ayak bileklerime koydu.

"Derin nefesler al Esila." dediğinde derin nefesler alıp vermeye başladım, hala sancıyordu fakat biraz daha iyiydi. Bacaklarımı kendime çekmeye çalıştım fakat müsaade etmedi. Acım azalsa bile verdiği his çok rahatsız ediciydi, sanki içerideki bebek bıçakla karnımı keserek çıkmaya çalışıyordu.

HASTA ADAM [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin