"...uzak bir şehir ve şarkı vardı
...şarkı nihaventti" (Nazım Hikmet)Keyifli Okumalar Dilerim 💟
2 SENE SONRA
Sevdiği adam için en büyük hayalinden vazgeçen bir kadın vardı. Ruhuna her bir nakışı özenle işlenen acısı vardı, sevgiye muhtaç, merhamete açtı. Aşka inanmasa bile sadakatin gücüne daima inanırdı. Siyah beyaz dünyasını renklendiren bu adama bağlanmıştı, gözlerine çektiği perdeyle sadece onu görüyordu.
Fakat bir zaman sonra sevdiği adamın gururu yetmemiş kadını bırakmaya karar vermişti.
Sevdiği adam için en büyük hayalinden vazgeçen bir kadın vardı. Sitemleri boğazına dizilen, çığlıkları kalbini delen. Şimdi ise sevdiği adam hayalleri için ondan vazgeçiyordu, onu seven kadının yıkılan dünyasından yükselen o ağır gürültüyü duymuyordu. Ardında nasıl bir kadın bırakacağını umursamıyordu, bir insanın yaşama sevincini serin sularda boğduğunu bilmiyordu.
Ve bir kadın vardı, sessizce gözyaşlarını akıtan, sevdiği adama son kez bakan...
Bakışlarımı kucağımdan çekip karşımda oturan adama baktım. Islak yanaklarımı elimin tersiyle silerek gülümsedim, ne diyebilirdim ki ? Gitme mi? Hayallerini bana tercih eden bir insana 'kal' demem için bir sebep yoktu değil mi? Avuçlarıma bıraktığı hayal kırıklıklarını almaktan başka seçeneğim yoktu. Yol verip, gidişini izlemekten başka yapabileceğim bir şey yoktu çünkü bu noktadan sonra yapacağım her şey olmayan gururumu daha da çok yok edecekti.
"Seni sevmek güzeldi..." diye fısıldadım, gerçekten onu sevmek tüm yaptıklarına rağmen güzel miydi? Bir şey demeyip baktı, bir yabancı gibi soğuk dolu bakışlarıyla yüzümü inceledikten sonra derin bir nefes alarak etrafına baktı ve bana doğru eğildi.
"Beni sevmen güzeldi." dedi.
Nefesimin kesildiğini, kan akışımın durduğunu, duygularımın öldüğünü hissettim belki de ölen tek şey duygularım değildi. Beni sevmediğini dile getirmişti. Hayallerimin katili olmam hiçbir şeyi değiştirmemişti, ruhumu sakatlamak dışında. Bir adam için hem ruhumu sakat bırakmış hem de duygularımı ayaklar altında bir daha asla doğrulamayacak çiçekler gibi ezmiştim.
Sandalyesini dizlerinin arkasıyla geriye itip , gürültülü bir şekilde ayağa kalktı. Birkaç adımda yanıma ulaşıp elini omzuma koydu.
"Bu kadar üzülme. Seni seven birileri vardır, olacaktır." diyerek beni masada yalnız bıraktı. Dalga geçer gibi seni sevmiyorum artık ama üzülme illa seven olur mu demişti o? Geçen senelerimi, tüm sevgimi ve ilgimi, tüm hayallerimi çalmışken üstelik?
Dudaklarımdan dökülen hıçkırıkların insanları rahatsız etmesini umursamadan ağladım, annem ve babamın koşup bana sarılacağını bilsem küçük bir çocuk gibi sızlanırdım. Bu beklediğim bir şey değildi, beni sevmediğini bugüne dek çok nadir düşünmüş ve böyle bir ayrılığı beklememiştim. İstediğim son bu değildi, yıldönümümüzde terk edilmek değildi...
"Hanımefendi iyi misiniz ?"
Bakışlarımı sesin kaynağına çevirdim, yemek servisini yapan garson ellerini önünde birleştirmiş hafifçe bana doğru eğilmişti. Kaşları endişeli olduğunu belli eder gibi aynı anda havaya kalkmış ve orada asılı kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASTA ADAM [BİTTİ]
Ficțiune generală"Neden buradasınız ?"dedim tekrar ve sakin sakin elimi çantamın içerisine doğru hareketlendirdim. "Birisini öldürmek için gelmiştim." dediğinde sertçe yutkundum, elim hemen çantamın içerisinde durdu ve donup kaldım. Gözleri ağır ağır gözlerimden düş...