7 ❦ Acının Kölesi

15K 650 66
                                    

Keyifli Okumalar Dilerim✨

Acının üzerimizdeki hakimiyeti ne kadar sürerdi? Acının da duyguları var mıydı? Bize böyle hissettirmesinin sebebi hayata olan öfkesi olabilir miydi? Hissiz birisi nasıl olurda acı hissetmezdi? Kalbimi olmazdı? Yoksa ruhu mu?

Alaz'ın bir kalbi var mıydı? Haykırışlarımın ve yalvarmalarımın onun için bir öneminin olmadığını biliyordum ancak hangi insan bu kadar acımasız olabilirdi?

Benden nefret ettiğini biliyordum ve bu beni daha fazla korkutmaya başlamıştı. Sabrım yetiştiği toprakları kaybetmiş, kanıma karışmıştı. Nereye kadar bunlara dayanacaktım?

Birbirine kenetlenmiş gözlerimi aralayıp, cansızca yutkundum. Sırtımdaki ağrı çözülen buz gibi yavaş yavaş uzuvlarıma dağılırken başımı sağa çevirip nerede olduğuma baktım.


Alaz'ın bana verdiği odada, yataktayım. Güneşlikler çekiliydi ve oda çokta hatırı sayılmayacak kadar aydınlıktı.


Gözlerimin dolu olduğunu fark ettiğimde, iri damlacıklar yanaklarımdan süzüldü. Hala ağlıyor muydum? Uyuşan ellerimi cansızca kaldırdım ve parmak uçlarımı yanaklarımda gezdirdim. Nemliydiler...

Kendi kendime acıdım. Kendimden başka kimsem yoktu zaten, bana kim acıyacaktı başka? Ellerimle yüzümü kapattım ve acı gerçekleri sindirdim. Eğer bu adamın yanında kalmaya devam edersem hayatım çürüyecekti.


Yavaşça yataktan kalktım ve komodinin üzerindeki dijital saate baktım. Saat neredeyse 19:00 olmak üzereydi.


Gözlerimi kırpıştırarak dolaba yürüdüm. Kapıdan çıkıp gitmem imkansızdı ama bu halimle pencereden falan çıkamazdım. Saçlarımı karıştırarak ne yapacağımı düşündüm. Kapakları açarak, nöbette kullandığım sırt çantasını aldım ve içine kalın bir hırka ve tişört koydum.

Çantayı yatağın üzerine bırakıp, üzerimdeki tişörtü çıkardım ve kapişonlumu giydim. Altımdaki eşofmanı bacaklarımdan sıyırırken ellerim titremeye başlamıştı. Bu denememde de başarılı olamazsam, kesinlikle ölecektim. Çünkü Alaz bu sefer öfkesine hakim olamayacaktı biliyordum.

Altıma yüksek bel bir pantolon giyerek karnımdaki bandajlı kısmın üstüne kadar çektim. Kapişonlunun içinde mahsur kalan saçlarımı tek bir hareketle kurtardığımda başımı hafifçe salladım. Ayağıma rastgele aldığım çorabı giyip yavaşça odadan çıktım. Karın boşluğum hafifte olsa sızlıyordu ama katlanılamayacak kadar kötü değildi. Merdivenlerden inip mutfağa yöneldiğimde, sakin davranmaya çalıştım şüphe uyandırmak en son istediğim şeydi.

HASTA ADAM [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin