"Sevmeden bir şeyler verebilirsiniz ama bir şeyler vermeden sevemezsiniz..."
Keyifli Okumalar Dilerim 💟
Bir insana farkında olmadan zarar vermek kulağa komik geliyordu. Ama zarar verdiğin kişi Alaz Elezer olduğunda her şey tersine işliyordu ve korku güçlü bir hakimiyet kuruyordu. Böylesine güçlü bir adamın nefretini kazanmak için çok ağır bir şey yapmış olmalıydım. Yoksa onun arabasına çarpmam veya buna benzer şeyler onu kızdırır, nefretin derinliklerinde gizlemezdi.
Derin bir nefes aldım. Benim gibi basit bir insan ona ne yapmış olabilirdi ki? O çok güçlü ve zengindi. Acı çekmesi ya da ona zarar vermek kulağa imkansız gibi geliyordu. Ellerimi birleştirerek duvara yaslandım. Alaz'la eski bir fabrikaya gelmiştik ve beni duvarları rutubetlenmiş bu küçük odaya hapsetmişti. Neden burada olduğumuza dair bir fikrim yoktu ancak iyi şeyler için olmadığını biliyordum.
Hayatımın nasıl bu noktaya kadar geldiğini anlamıyordum. Normalde sıradan insanlar gibi sabah erkenden kalkar söylenerek hazırlanır kahvaltı yapar, evden çıkardım. Gayet rutin şeyler yapar aynı şeyleri düşünürdüm. Ta ki bu Efsunkâr adam karşıma çıkıp her şeyi alt üst edene kadar.
Bende acı bir iz bırakmakla yetinmemiş hayatımı mahvetmeye karar vermişti. Güçlü olduğu kadar acımasız olan bu adamdan kurtulmanın bir imkanı var mıydı? Bir ses çığlık çığlığa 'hayır' diyordu. İçimdeki kadın ise 'evet' diyordu. İçimdeki kadın her şeye evet diyen bir arsızdı, sadece keyfine göre hareket ederdi.
Duyduğum kilit sesiyle sırtımı duvardan ayırarak, kapıya yaklaştım. Kapı açılıp Alaz görüş alanıma girdiğinde şaşkınca kanlı ellerine baktım.
Ares'e ne yapmıştı?
Oksijenle şişen ciğerlerim göğüs kafesime basınç uygularken ikilemde kalmıştım. Kapıyı kapatıp yere oturdu ve sırtını duvara yaslayarak ayaklarını ileri uzattı. Pantolonunun cebinden çıkardığı sigara paketinden bir dal çekip, dolgun dudaklarının arasına yerleştiğinde sertçe yutkunarak onun biraz daha uzağına geriledim. Parmaklarına bulaşan kan onu rahatsız etmiyor gibiydi, hoş adam katilin tekiydi kanın onu rahatsız değil de zevkten dört köşe ettiğine emindim. Çakmağını sigaraya yaklaştırdığında cılız bir duman odanın rutubetli tavanına yükseldi.
"Sor" dedi keyifsiz bir sesle, ona sormak isteyip çekindiğimi hemen fark etmişti insanları çabucak analiz eden tarafını onları öldürürken baktığı gözlerden mi almıştı?
"Ares'e ne yaptın?" diye nihayet ağzımdaki baklayı çıkardığımda kalbim sessizleşti, Alaz ise derin bir nefes çekti ve dumanı dudağının arasından usulca bıraktı. Dumanın bir kısmı burnundan çıkarken cılız lambaya doğru yükseldi, boğucu odaya şimdi bir de sigara kokusu eklenmişti.
"Bunu duymak istemezsin."
Alaz'a oturduğum zeminde kayarak biraz yaklaştığımda başını duvara yaslayarak bana döndü ve ne yaptığımı anlamaya çalıştı. Boğazımı temizleyerek kahverengi gözlerine donuk donuk baktım bir süre. Bir katile sormak istediğim çok soru vardı özellikle Alaz gibi bir katile.
"Sare'yi o hale sen getirmediysen, bunu kim yaptı?"
Dişlerini göstererek gülümsediğinde, kaşlarımı anlamsızca çattım. Gerçekten bu haldeyken ve böyle bir soru sorulmuşken gülecek miydi? Tam bir psikopat olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASTA ADAM [BİTTİ]
General Fiction"Neden buradasınız ?"dedim tekrar ve sakin sakin elimi çantamın içerisine doğru hareketlendirdim. "Birisini öldürmek için gelmiştim." dediğinde sertçe yutkundum, elim hemen çantamın içerisinde durdu ve donup kaldım. Gözleri ağır ağır gözlerimden düş...