Keyifli Okumalar Dilerim✨
Saniyeler Alaz ile birlikte dört duvar arasında akıp giderken ne o konuşuyordu ne de ben konuşuyordum. Sormak istediğim tonlarca soru vardı fakat içimdeki kadın büyük bir fırtınayla oradan oraya savrulmuş, yara bere içinde yere serilmişti. Toplanıp düşüncelerini seçemiyor, doğru kelimeleri bulamıyordu.
Bulunduğumuz rutubetli duvarlar arasından çıkmak adına tek bir çaba dahi sarf etmiyorduk. Oturmak yorucu gelmeye başlarken yerde yatabileceğim bir şeyler aradım fakat oda ruhumdan daha çıplaktı. Pes ederek zemine uzanacağım sırada Alaz'ın "Yatma." dediğini duydum.
Bakışlarım ona dönerken kaşlarım birbirine değmek istiyor gibi çatıldı.
"Yoruldum. Neyi bekliyoruz burada?" dediğimde kollarını anlam veremediğim şekilde açtı ve elleriyle gel işareti yaptı,
"Üşürsün yerde," dedi sorumu es geçerek "Sen umurumda değilsin ama çocuğa yazık." dedi ardından işaret ve baş parmağının ucunu daraltarak küçük bir c harfi oluşturdu.
"Şu kadarcık şey kendini nasıl ısıtsın."
İfadesiz bakışlarım önce elinde ardından yüzünde dolandı, yatmaktan vazgeçmiş bir şekilde arkamdaki duvara yeniden yaslandım ve Alaz'ın havadaki kollarına baktıktan sonra bakışlarımı yere indirdim.
"Tamam yatmayacağım."
Sessizce kollarını indirirken derin bir iç çekti.
"Alaz," dedim nihayet dudaklarımı aralayıp konuştuğumda.
"Hım?" dedi mırıldanarak, başını duvara yaslayıp gözlerini kapattığını yan gözle görmüştüm.
"Eğer doğduktan sonra onu sana bırakırsam gidebilir miyim?" dediğimde boğazını temizledi,
"Elbette."
Çocuğumu ona bırakmak gibi bir düşüncem elbette yoktu fakat böyle bir durumu gerçekten kabul ediyorsa Alaz'a oyun oynayıp çocuğumla uzaklara kaçabilirdim bu adamla birlikte yaşamak gibi bir düşüncem yoktu.
"Neden bizi burada tutuyorlar yeter artık."
Son kalan gücümü toparlayıp ayağa kalktığımda Alaz gözlerini açıp ne yaptığıma baktı onu umursamadan kapının arkasında durup elimi koydum fakat vurup 'Beni çıkarın!' diye bağıracak gücü kendimde bulamadım. Metalin soğuğu parmak uçlarımdan başlayarak bütün bedenimi fethetmeye başladığında yutkundum. Çoğu zaman verdiğim kararları sorgulardım ve yine o anlardan birisindeydim.
Bunu yapmanın bana neler getireceğini bilmiyordum ve risk almak şuan en son istediğim şeydi. Kapıdan gelen sesle geriye çekildiğimde bir adam içeri girdi ve kolumu sertçe kavrayarak beni dışarı çekiştirdi. Kendine hayrı olmayan bacaklarım zorlansa da bedenimi taşımayı başarmışlardı. Ne olduğuna anlam veremezken konuştum,"Kolum acıyor." bunu ben bile duyamamıştım, adamın duyması imkansızdı.
Beni sertçe iteklediğinde geriye doğru dengemi kaybederek, tekli deri bir koltuğa düşercesine oturdum. Karşımda yine o adam vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASTA ADAM [BİTTİ]
General Fiction"Neden buradasınız ?"dedim tekrar ve sakin sakin elimi çantamın içerisine doğru hareketlendirdim. "Birisini öldürmek için gelmiştim." dediğinde sertçe yutkundum, elim hemen çantamın içerisinde durdu ve donup kaldım. Gözleri ağır ağır gözlerimden düş...