Keyifli Okumalar Dilerim✨
Gözlerimi korkuyla açarak doğruluğumda, gördüğüm kabusun etkileri hırpalanmış bir şal gibi omuzlarımdan döküldü. Alnımda biriken ter damlalarından biri şakaklarımdan yanaklarıma kayarak tenimde o huylandırıcı hissi bıraktı. Soluma yavaşça dönerek Alaz'ın geniş sırtına baktım ve gözlerim bir süre tişörtündeki silik çizgilerde oyalandı.
Tam olarak hatırlayamadığım kabus beni sığ ve çamurlu bir bataklığa itmiş gibiydi. Nefes alabiliyordum fakat dizlerime kadar batmış olduğum yerden ayrılamıyor gibiydim. Koca ıssız bir arazinin ortasında kalmış gibi bir süre anlam veremediğim merakla odayı inceledim. Sanki her şey ilk defa acısını gösteriyordu. Üzerinden haftalar geçmiş olan olaylar bile şimdi canımı yakmaya başlamıştı.
Evlilik hayali kurduğum adam beni terk etmişti hemde beni aldattığı için ki kendisi bana böyle demişti fakat birisine cinsel saldırıda bulunma ihtimali vardı. Alaz Elezer beni babasını öldürmekle suçladığı için alıkoymuştu. Uğruna yıllar, günler harcadığım doktorluğumu bir cellat ansızın almıştı. Ben acının kölesi değildim fakat ilk defa o dik duruşum beni terk etmişti ve omurgam sökülüp alınmış gibi onun karşısında eğilmiştim.
Yaşadığım olayların travması bir anda bedenimi terk ettiğinde mantığım sert bir düşüşle yerini buldu ve zihnimde bir çığlık koptu.
Ben terk edilmiş,z orla bir adamın yanında duran, doktorluk mesleği elinden alınan, hamile bir kadındım. Ben hamile bir kadındım. Ben birbirimize karşı nefret duyduğumuz bir adamdan hamileydim. Ve bu adam benim hayallerimdeki adamı öldürmüştü.
Alaz, yaptıklarına rağmen ona karşı ufakta sevgi beslediğim Ares'i vurmuştu. Kız kardeşi sevdiğim adamdan hamile kalmıştı ve bende Alaz'dan hamile kalmıştım. Gerçekten Sare'ye bunu yapmış mıydı?
Sanki soğuk terlerim derimin altında buz tutarak kristallenmişti ve şimdi dinmek bilmeyen bir acıyla batıyordu. Ellerim titrerken dolan gözlerimi kırpıştırarak yastığı elime aldım ve yataktan kalkarak bir süre ayakta bekledim.
Yine,i sessizce içimdeki öfke beni kül ederken ağlıyordum. Kimsenin haberi yoktu. Kaçacak yerim yoktu yoluna sokabileceğim bir hayatım da yoktu artık. Doktorluk kariyerime geri dönsem bile Alaz hemen arkamda olacaktı hep. Bir gölge gibi ben nereye gidersem oda oraya gelecekti. Karanlık bir yerde ise beni tamamen içine hapsedecekti. O olmasa bile bir çocuğum olacaktı hem de benim sevgimi ve ilgimi bekleyen bir çocuk...
Yatağın diğer tarafına geçerken kanım damarlarımın ardından çalkalanıyor, her bir adımda görüşüm biraz daha aydınlanıyordu. Tırnaklarım yastığın kumaşıyla birleşmiş, avuç içlerim ecel terleri döküyordu. Bakışlarım Alaz'ın uyurken bile hafif çatık olan kaşlarına ardından kapalı göz kapaklarına indi. Gerçekten uyuyor gibi hafif rahat ve bilinçsiz duruyordu. Yastığı hafifçe yüzüne yaklaştırdığımda içimdeki kadın ne yaptığımı sorguladı. Ben bir çocuğu bile aldırmaya kıyamazken bir adamı öldüremezdim. Bu yükün altına asla giremezdim. Gözlerim önü açılan bent gibi dolup taşarken elimdeki yastık ayaklarımın üzerine düşüp yok bir ses çıkardı. Yavaşça olduğum yere çökerken bir elimi dudaklarımın üzerine kapatmıştım. Ben bir insanı öldürecek kadar katı kalpli değildim fakat daha fazlasına dayanacak kadar gücüm olduğundan da emin değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASTA ADAM [BİTTİ]
Tiểu Thuyết Chung"Neden buradasınız ?"dedim tekrar ve sakin sakin elimi çantamın içerisine doğru hareketlendirdim. "Birisini öldürmek için gelmiştim." dediğinde sertçe yutkundum, elim hemen çantamın içerisinde durdu ve donup kaldım. Gözleri ağır ağır gözlerimden düş...