6. Bölüm

1.4K 578 225
                                    

Selam...

Multi: Pars

Keyifli okumalar❤

Başım da öten alarmı söylene söylene kapattım ve yataktan kalktım. Normalde bugün düğünden dolayı izinliydim ama onunla aynı evde ne kadar az kalırsam o kadar iyi diye düşündüğümden şirkete gidecektim. Gerçi aynı şirkette çalıştığımızı bir anlık unutmuştum.

Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa gittiğimde o da oradaydı. Kendisine kahve hazırlıyordu.
"Günaydın," dedim düz bir sesle.
Başını bana doğru çevirdi ve benim aksime gülümseyerek karşılık verdi.
"Günaydın."

Bende kendime kahve yapmak için tezgaha yaklaştığımda elindeki iki fincandan birini bana uzattı. Yeni fark etmiştim iki tane yaptığını.

Bir şey söylemeden elinden aldım ve masaya geçtim. Masaya kahvaltılıkları çıkarmış ve tost yapmıştı.
"Sen ne ara hazırladın bunları?"

"Çok olmadı aslında. Sen gelmeden hemen önce. Daha önceden de yalnız yaşadığım için alışkınım."
Ben babasıyla birlikte yaşadığını düşünüyordum. Demek ki yanılmıştım.
"Bugün şirkete kaçta gideceksin?" diye sordu bardağından bir yudum alıp.

"Sana ne?" diyerek tersledim.
"Birlikte gidelim diyecektim."
"Gerek yok. Ben kendim giderim."
Gözlerini devirdi.
"Yani fazladan mazot yakmaya ne gerek var?"

Derdinin mazot olmadığını ikimizde biliyorduk.
"Sana mı kaldı benim yaktığım mazot, benzin? Sonuçta parasını ben ödüyorum."
"Onun için demedim. Fazladan hava kirliliği."

"Gören de çok doğa sever bir insan olduğunu düşünecek."
Yüz ifadesi ciddileşti. "Birlikte gidiyoruz işte. Uzatmaya gerek yok."
Yapmacık bir şekilde gülümsedim. "Rüyanda görürsün."

İlk başta sakince sofraya oturmuş ve yaptığı tosttan bir parça almıştım. Ama daha fazla oturmamın bir anlamı yoktu.
Ayağa kalktım ve arkamdan seslenişlerine aldırmadan odama çıktım.

Üzerime iş için uygun bir kıyafet seçip hızlıca giyindim. Ardından saçlarımı sıkı bir topuz yapıp odadan çıktım.
Pars'da üzerini değiştirmiş bir şekilde koltuğa oturmuş ve telefonundan bir şeyle uğraşıyordu. Beni görünce ayağa kalktı.
"Hazırsan çıkalım."

"Seninle gelmeyeceğimi söylemiştim."
"Peki bu benim ne kadar umurumda?"
"Ben senin kölen değilim."

Başını salladı. "Tabi ki değilsin."
"O zaman seninle gelmek zorunda da değilim."
Yanından onu görmezden gelerek geçtim ve kapıdan dışarı çıktım. Arka tarafta bulunan arabama binip çalıştırdım ve hızlıca oradan uzaklaştım.

Yarım saat içinde şirkete geldiğimde içimi bir sıkıntı esir aldı. Babamla aynı çatı altında bulunmak istemiyordum. Hatta uzunca bir süre onun yüzünü görmek istemiyordum. Stres içinde arabadan inip kapıya doğru yürüdüm.

Babamla karşılaşmamaya çalışarak odamın bulunduğu kata çıktım. Ama maalesef şans benden yana değildi. Asansörden iner inmez gördüğüm ilk kişi babamdı.
"Efla, bugün gelmezsin diye düşünmüştüm," dedi beni gördüğünde.

FİZA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin