Merhaba!
Bölüm sonunda sizlere bir soru sordum. Lütfen hepiniz cevaplayın olur mu? Çünkü benim için önemli.
Şimdi hazırsanız arkanıza yaslanın ve bölüme geçelim.
Kaç dakika geçmişti bilmiyordum. Bildiğim tek şey korkudan deli gibi titrediğimdi. Hâlâ düştüğüm yerde öylece duruyordum. Kalkmaya gücüm yoktu. Şimdi ayağa kalkıp koşarak kaçmak istiyordum bu evden ama yapamıyordum.
Arkamdan adım sesleri duyduğumda sanki mümkünmüş gibi daha da çok titremeye başladım.
Her yeri kana bulanmış bir salonun tam ortasında savunmasızca duruyordum ve asla can güvenliğim yoktu.Kafamı sesin geldiği yöne çevireceğim sırada bir el ağzımı kapatarak buna engel oldu. Panik olarak ellerimi ağzımı kapatan elin üstüne götürdüm ve çırpınmaya başladım. Kalbimin atışlarının dışarıdan duyulduğuna emindim.
Arkamdaki kişinin nefesini boynumda hissettim. Kulağıma eğilip fısıldadı.
"Sakin ol, benim."
Bir insan aynı anda hem sevinip hem de tüm hücrelerine kadar sinir olabilir miydi?
Şuan hem korkudan boynuna atlayıp sarılmak hem de onu öfkeden parçalamak istiyordum.Ağzımdaki elini yavaşça çektiğinde ona döndüm ve omzuna vurdum.
"Ne yapıyorsun sen? Ölüyordum burada korkudan."
"Ben sana yukarda kal demedim mi?"Bir kez daha vurdum. "Şuan sorun bu mu? Öldün sandım."
Sol gözümden bir damla yaş daha firar ederken hemen sildi akan gözyaşlarımı.
"Ölmedim işte, buradayım.""Çabuk bana ne olduğunu anlat."
"Bir şey olmadı."
"Ne demek olmadı? Bu salonun hali ne o zaman?"
"Bak sen ne kadarını biliyorsan bende aynılarını biliyorum. Aşağı indim ve bu manzarayla karşılaştım. Burada kimsenin olmadığından emin olunca bakmak için diğer taraflara gittim. Sonra salondan gelen sesleri duyunca geri buraya döndüm ve seni gördüm."Elimle yere düşen kağıdı gösterdim.
"Bunu koltuğun üstünde buldum."
Kağıdı aldı ve bir süre inceledi.
"Ne demek bu '1'?"
"Bilmiyorum ki. Bildiğim tek şey bu evde garip bir şeyler olduğu."
Kağıdı sehpanın üstüne bıraktı.
"Pars lütfen gidelim buradan."
"Söz veriyorum gideceğiz ama önce emin olmamız lazım."
"Neyden?"
" Sorunun evde mi yoksa bizde mi olduğundan. Yani eğer bir şeyler bize musallat olduysa o zaman dünyanın öbür ucuna da gitsek kurtulamayız ama eğer sorun evdeyse tamam bir saniye bile düşünmeden taşınırız."
"İyi de bunu nasıl anlayacağız?"Ellerini yüzüne kapattı. Düşünüyor gibiydi.
"Bilmiyorum şuan beynim allak bullak. Hiçbir şey düşünecek durumda değilim. Yarın sabah daha sakin kafayla bir çözüm yolu buluruz."Hemen yanıbaşımdaki sehpadan destek alarak ayağa kalktım.
"Yukarda söylediklerini ve yaptıklarını olmamış farz edeceğim. Bu olanların yanında aşk düşüneceğim en son şey bile değil. Şuan istediğim tek şey bu lanet olası durumdan kurtulmak."
Başını kaldırdı ve duygusuzca yüzüme baktı. Sonra çöktüğü yerden kalktı ve karşıma dikildi.
"Yapma," dedi yakarırcasına. "Bana bunu yapma."
Benim ona bir şey yaptığım falan yoktu. Her şeyi kendine o yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİZA
ParanormalKaranlık bir yol vardı önümde. Bir adım atsam ben ölecektim. Geri dönüp gitsem ise o. Öyle bir zaman gelecekti ki seçim yapma hakkı bana düşmeyecekti. Bu bir mecburiyet olacaktı. Ve o zaman geldi. Bir adım attım karanlığa doğru. O adımları ikinci ve...