Eğer final öyle olmasaydı, her şey normal ilerleseydi ve bebekleri doğsaydı nasıl olurdu diye düşündüm ve bir nevi alternatif final tarzı bir şey yazmaya karar verdim. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar ❤️
•
Uykumun derinlerinden, kafamın içinde zonklayan ağlama sesleriyle kendime geldim. Bilincim açık olsa bile gözlerimi açamıyordum.
"Pars lütfen," dedim gözlerim kapalı bir şekilde söylenirken. "Sıra sendeydi ayrıca."
Hem cevap alamayıp hem de sesler devam edince mecburen gözlerimi açtım. Yirmi dört saatten fazla bir süredir hiç uyumamıştım ve artık beynim bir şeyleri algılamakta güçlük çekiyordu.
Yan tarafıma baktığımda Pars'ın yatakta olmadığını gördüm. Söylene söylene yataktan kalktım ve çocuk odasına doğru yürümeye başladım. Koridordayken ayağımı bastığım yerden ses çıkınca acıyla elimde olmadan küfür ettim. "Oyuncakları her tarafa saçmasan olmaz değil mi?"
Kapısı açık olan odaya girdiğimde beklediğimin aksi bir manzarayla karşılaştım. Pars, onu kucağına almış, başını omzuna yaslamış bir şekilde uyutmaya çalışıyordu. O ise minik ellerini babasının omzuna koymuş bir yandan ağlıyor bir yandan ise keyifli görünüyordu. Her şeyi bir kenara bırakıp bu manzarayı saatlerce izleyebilirdim.
Pars, beni görünce yalvarırcasına suratıma baktı. "Efla bu niye susmuyor?"
"Çünkü bizi uyutmamak için yemin etmiş," dedim yanlarına doğru yaklaşıp.
Pars onu kaldırıp yüz hizzasına getirdi. "Yarın sabah annen ve ben yedide kalkıp işe gideceğiz. O yüzden seninde susup uyuman gerekiyor, anladın mı?"
İlk başta sanki anladım der gibi sustu. Ancak beş saniye içinde çok daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı.
Pars'ın kucağından alıp birde ben sakinleştirmeyi denedim ama sanki ağlamaktan hoşlanıyor gibi bir hali vardı. Beşiğin yanındaki koltuğa oturup kucağımda sallamaya başladım. Gözlerim uyumak için kendiliğinden kapanıyordu ama ben hâlâ kendimi sıkıyordum.
Onu susturamayacağımı anladığımda kendimde onunla birlikte ağlamaya başladım. Ruh halim bozulmuştu.
"Sen niye ağlıyorsun şimdi?" diye sordu Pars, koltuğun kenarına diz çöküp eğilerek.
"Ben yapamıyorum galiba," dedim gözyaşlarım arasında. "İyi bir anne olamıyorum. Baksana daha bebek susturmayı bile bilmiyorum."
"Birdiniz iki oldunuz," dedi Pars, bir bana birde benim gibi ağlayan kızımıza bakarak.
Önce onu kucağımdan alıp göğsüne yatırdı. Sonra elimi tutup beni ayağa kaldırdı. Bir şey söylemeden ikimizide odadan çıkarmasına müsade ettim. Kendi yatak odamıza geçtiğimizde elimi bırakıp, aşağı düşmeyeceği bir şekilde bebeği yatağın ortasına yatırdı. Sanki bunu bekliyormuş gibi anında sustu. Ben ise hâlâ ağlıyordum ve sanırım buna ihtiyacım vardı.
Pars tekrar yanıma geldiğinde yüzümü elleri arasına alıp yaşları sildi. "Sen çok iyi bir annesin," dedi alnımı öperken. "Sakın bu konuda kendini sorgulama. Bebek milleti işte hepsi aynı, bildikleri tek şey ağlamak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİZA
ParanormalKaranlık bir yol vardı önümde. Bir adım atsam ben ölecektim. Geri dönüp gitsem ise o. Öyle bir zaman gelecekti ki seçim yapma hakkı bana düşmeyecekti. Bu bir mecburiyet olacaktı. Ve o zaman geldi. Bir adım attım karanlığa doğru. O adımları ikinci ve...