Nabersiniz canımcımcumcimler ^^ :Dd ben iyiyim ya,neyse uzatmaya gerek yok. Söylemiştim ama bidaha söyliyeyim,sınır yok daha hadi sevinin ^^^^^^
Bölüm fena olmadı sanırım... Umarım beğenirsiniz...
Yazım yanlışı varsa özür dileriiim.Bölüm sonu bomba patladı he :D
Yorumlarınızı bekliyorum ,sorular bölüm sonunda :*Kaşlarımı çatıp telefonu kapattım. Bu işlemim oldukça ağır ve kuşkulu olmuş ki,Zayn söze atıldı. "Ne oldu? Yüzün sudan çıkmış balık gibi" başımı farklı yöne çevirip bakışlarımı mutfağa,daha sonra Zayn'e odakladım. "Karakola geri gitmemiz gerekiyor..." Kaşlarını havalandırdı. "Neden?" Elimi iki yanda açıp tek kaşımı havaya kaldırdım. "Bilmiyorum."
***
"Nasıl aklına uyarsın onun Niall! Sen aptal mısın... Yok daha sana güvenip kız bırakmak falan!"
"Yeter!!"
Sözü kesen ağlamaklı ses olmuştu. Direksiyonu tek elimle tutup omzumun arkasından arka koltukta oturan Kimber'a döndüm. "Ben zorladım tamam mı? Merak ettim çünkü sizi... Elim kolum bağlı duramadım. Özür dilerim."
"Heee şimdide geçti zaten. Arabayı uçurumdan atmak nedir ya? Sana bir şey olsaydı ne olacak ? Onu da hesaba alsaydın..."
"Ben ölümden dönmedim zaten..." Niall'ın söylenmesi üzre yan koltuğa döndüm. "Niall!"
"Harry kabalaşıyorsun.."
"Kabalaşmıyorum Kimber! Sinirlenince böyleyim artık nasıl işine gelirse.."
"Harry fren tutmayınca arabadan indik ve burdayız,burdayım. Ceza almadık,araba için üzgünüm ama şu an arabayı umursadığını zannetmiyorum. İnan şu an o uçurumdan düşmeyi dilerdim." Durakladı. "En başta ki gibi..."
Yutkundum ve sesimin ayarını düşürmeyi denedim. Ama başaramadım."Ağlama! Ciddiyim ağlama. Uçurummuş... Hah. Çok meraklıysan düşebilirdin! Herneyse kapa konuyu."
Sözlerim ardından ellerini göğüsünde bağlayıp camdan dışarı çevirdiği bakışlarını bana yöneltti ve ellerini çözdü. "Sen... Sen çok" gözlerini yumdu. "Değişmişsin." Dedikten sonra arabadan indi. "Nereye!" Sorum ardından camı açtım. Bana cevap vermeyince Niall'a döndüm. Bana bakıp devam etti. "Üzgünüm dostum ama bu kez ileri gittin." Direksiyona bir yumruk geçirdim ve başımı yasladım. Göz ucuyla baktığımda Niall indi ve Kimber'ın yanına ulaştı. Daha sonra görüş alanımdan kayboldular. Tanrı aşkına neler demiştim böyle...
Çalan telefonla irkildim ve direksiyondan başımı kaldırıp ayaklarımdan kuvvet alarak biraz doğruldum. Elimi dar kotumun cebine zar zor sokup çıkardığım telefonu açtım. "Ne var Zayn."
"Arabayı uçurumdan çıkarttıl-"
"Ne yapayım amınakoyayım! Uçurummuş... Geri atsınlar arabayı... Hay ben böyle işin!"
"Noluyo?? Ne bu sinir?"
Sesimi alçalttım. "Boşver."
"Söyle.."
"Eve gelsene Zayn. Azcık dövüp sinirimi atayım."
"Manyak mısın?"
"Bilmiyorum."
"Aman herneyse tamam geliyorum. Kimberly'ye selam söyle,iyi kurtulmuş."
Duyabileceği en kısık sesle mırıdandım. "Hıı.. Bulursam söylerim."
"Ne?"
"Kapa Zayn kapa hadi"
Telefonu kapattıktan sonra cebime sokmaya uğraşmadan torbidoya gelişi güzel fırlattım. Daha sonra anahtarı kontakta çevirip gaza yüklendiğim gibi eve doğru yol aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Mine//h.s
FanfictionHayattan bir tat alamadığında,bazen kendini bir boşluğa bırakmak istersin ama sonra ne olacağını düşünmezsin... Ben kendime yapılmadık işkence bırakmadım ama hiç bir zamanda ölüp kurtulamadım. Tam veda edecektim hayata ki,karşıma o çıktı...HARRY... ...