You're Mine//h.s

Don't Stop The Party

Bölüm için önerilen şarkılar;

One Direction-Heart Attack

Pitbull-Don't Stop The Party

Enrique-Tonight

Şaşırmış olsa gerek,anında kaşlarını çattı ve sonrada ellerini teslim olmuşçasına havaya kaldırdı. Gülümsediğini büzülen dudaklarından sezebiliyordum. "Peki... Sen nasıl istersen..." Dudakları kıvrıldıktan sonra kapıdan çıkacaktı ki yine bir şey söylemek için ağzını araladı.

"Üstüne rahat bir şeyler giy de alışverişe çıkalım." Konuşmadan başımla onu onaylayıp üzerimi değiştirdim.

* * *

"Harry bunun neresi açık?" Kaşlarını çatıp elleriyle etek ucunu çekiştirdi. "Kimber bunun alt tarafını dikmeyi unutmuşlar! Giyemezsin." Gözlerimi devirip saatlerdir alnımdan eksilmeyen stress terini elimin tersiyle sildim. Tabi saniyeler sonra tekrar belirdi.

Başka bir elbise bulunca elime alıp incelemeye başladım. Tabi kendi sevdiğim bir şeyi tek alamadığım için boğuk ve duygusuz çıkan sesimle "bu nasıl? " demeyi başardım.

Gözlerini elbiseye dikip yine çatıldı.

"Kimber neyin peşindesin?"

"Harry söyler misin ne giyeceğim? Her ne göstersem itiraz ediyorsun... Zaten yanımda sen olacaksın ve ben o sürtüğün yanında iyi görünmek istiyorum."

Komikmiş gibi çatılan kaşları anında havalanıp ağzı kulaklarına uzandı. "Komik bir şey mi söyledim Harry??" Gülümsemesini saklayıp kaşlarını normale döndürdü. Sonrada mağzanın tam ortasındayken bana yaklaştı ve bedenimi sarmaladı. "Harry!" Fısıltıyla çıkan sesimi aldırmadan kendine bastırdı ve nefesini hissetmemi sağladı. Kısa süre bu haldeyken yeşillerini mavilerime dikip fısıldamaya başladı.

"Sen... Sen dünyanın en güzel insanısın bebeğim. Bu elbiselerin hiç biri de önemli değil. Çünkü onlar bunları giyip bir şeye benzerken,sen doğal halinle güzelsin. Kimber... Sabah kalkınca bile çok çekicisin.." Kıkırdadıktan sonra bende kendimi tutamadım ve ona eşlik ettim. Utançtan başımı önüme eğerken yanaklarım da kızarmıştı. Kendimi güzel bulmuyordum ama o beni böyle seviyordu...

Kendince dedikleri ona doğru gelsede ben onun partisinde kötü giyinmemeliydim...

"Kimber.." Tekrar fısıltısıyla başımı kaldırıp ona odaklandım. Söyemesi için tek kaşımı havalandırdım.

"Tamam karışmayacağım... İstediğini alabilirsin."

Bunu diyceğeni tahmin etmediğim için ilk başta şaşırdım. Fakat sonra ne diyeceğimi bilemediğim için güldüm ve yanağına bir öpücük kondurup sarıldım. O da gülümseyince ayrılıp beğendiğim elbiseyi hiç düşünmeden aldım.

* * *

"Kimber neredeyse gelmek üzereyiz ve hala elindeki pakette ne olduğunu söylemedin.. Ne aldın?"

Kahkaha patlattıktan sonra Harry'nin meraksız ve yolu izleyen yüzüne baktım.

"Hani sen bir ara nasıl söylüyordun? Uhmm SÜRP-RİZ Harry... SÜRPRİZ..." Tekrar güldükten sonra ofladığını işittim ve ona aldırmadan gülerek yola baktım.

Büyük ve bir o kadar da pembe bir evin önünde durduk. Bahçesinin bayağı büyük olması parti mekanı için idealdi... Biz biraz geç kalmış olmalıyız ki,herkes sevgilileri veya arkadaşlarıyla el ele içeceklerini yudumluyordu. Ama daha pasta kesip hediye açmadıkları büyük bir masanın üzerindeki kutulardan belli oluyordu.