Show

1.4K 62 3
                                    

Söyledikleri hala kulağımda çınlıyordu. Sanki aynı şeyleri sürekli tekrar ediyordu. Beynim her şeyi silip atmış,sadece dediği şeylere odaklanmıştı. YATMAK-YATALIM-Ya/ta/LIM! Anlamadığım konu,yatalım sözünden ne demek istediğiydi. Aynı yatakta mı? Yoksa ayrı yerlerde mi? Ne demek istiyordu bu adi herif! Nefret ediyordum ondan...

Tüm bunları düşünürken dikkatimi dağıtan,balkon kapısından süzülüp bacağıma temas eden ve beni ürperten soğuk rüzgar olmuştu. O anda hala yarı çıplak olduğumu farketmiştim. Vücüdumu sert zeminden ayırdım ve yavaşça ayağı kalktım. Yorgun ya da bitkin değildim. Çünkü dışarısı akşam olmuştu. Dün ki uykumu gidermiştim bu yüzden yorgun değildim ve doktorun yaptığı iğneler sonucu ağrım da kalmamıştı. Bunu bilmemin nedeni kolumdaki iğne iziydi. Ayrıca bacağımdaki acı onun sürdüğü kremler sayesinde giderilmişti -ama hala ondan nefret ediyordum-. Gayet iyiydim. Etrafıma bir göz attım ve gardolabın yanındaki daha yeni farlettiğim kapıya yöneldim. Burası banyo olmalıydı,yani başka ne olabilirdi ki. Kavradığım kapı kolunu çevirdim ve içeri girdim. Tahminlerim beni yanıltmamıştı. Koskocaman bir banyoydu. Bu zengin olmalıydı. Her şeyi yepyeniydi. Birkaç adımdan sonra ayaklarım soğuk zeminle buluşmuştu. Aynanın önüne geldim ve yüzümü iyice yıkadım. Kendimi incelediğimde beklediğim kadar kötü bir görüntü içerisinde değildim. Vücudumdaki morluklar ve kan lekeleri haricinde normal gözüküyordum. Tam elimdeki kıyafetleri giyecektim,ki buna mecburdum... Kapı tıklatıldı. Kısa süre sonra yine onun sesini duydum.

"Banyoyu kullanabilirsin,o berbat halinden kurtulmuş olursun."

Sesi oldukça gıcık çıkmıştı. Ya emir veriyor ya da karşısındaki kişiyi eziyordu.. İğrenç davranışları vardı. Bu sözlerini dikkate almamaya çalışacaktım ama haklıydı da... Aynanın karşısına tekrar geçtim ve kendimi inceledim. Gerçekten kan lekeri çok kötü duruyordu. Tam atletimi çıkaracaktım ki sesi tekrar kulaklarımı doldurdu.

"Ha bu arada,oradaki dolabın sol tarafında işine yarayacak şeyler bulabilirsin."

Bu defa sesi alay edici şekildeydi. Söylediklerinden sonra gülme sesini de duyabilmiştim.Neden bahsettiğini anlamak için arkamı döndüm ve gözlerimle dolabı aradım. Tuttuğum kapağı açıp sol rafa baktım. Bir kaç çamaşır ve bir kaç makyaj malzemesi vardı. İyi de bu onun odasının banyosuydu, bu eşyalar kimindi ki.... İçimde bir iğrenme duygusu oluşmuştu. Bir de kız arkadaşını düşünemiyordum,yazık... Onları giymemeyi planlıyordum çünkü yeniydi. Yani üstlerinde daha etiketi duruyordu. Daha sonra bir kaç ruja göz attım,onlar da yeniydi. Heralde bu sevgilisinin yedekleriydi.. Herneyse.

Banyo için hazırlanırken suyun sıcak tarafını açtım ve ısınmasını beklemeye başladım. O sırada kapıya ulaşıp iki kere kilitledim,işimi garantiye almalıydım. Suyun ısındığının kanıtı etrafta yavaşça oluşan buharların olmasıydı. Tamamen soyunduktan sonra içine girdim ve sıcacık suyun keyfini çıkarmaya başladım. Kafamı aşağı indirdiğimde temizlenen vücudumdaki atık kanlar zemini kaplamıştı. Tertemiz olmuştum. Sıra son aşamaya gelmişti. Etrafıma bakınıp şampuan aramaya başlamıştım ve sonunda bir tane buldum. Fakat nane kokulu erkek şampuanıydı. Bu kesin onundu.. Sevgilisinin şampuanı neredeydi ki.. Bulunduğum durumda bunu kullanmaktan başka şansım yoktu. Saçlarımı da yıkadıktan sonra banyodan çıktım ve kenarda duran yeni havluyu bedenime sardım.

Aynada oluşan buharı elimle sıyırdım ve kendimi görebilecek duruma geldim. Arkamda duran dolaptaki iç çamaşırlarını aldım ve tek tek giyindim. Bana verdiği şeyleride istemeyerek giyindim. Ama tahmin ettiğimden daha iyi olmuştu yani şort kısaydı ama üzerimdeki dantel falan değildi. Sadece biraz işlemeliydi. Kapının arkasına asmış olduğum havluyu tekrar aldım ve saçlarımı kurulamaya başladım. İyi yanı çok çabuk saç kurutabilmemdi..

You're Mine//h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin