I want to go home..

527 28 15
                                    

Bölüm İçin Önerilen Şarkılar;

One Direction-Don't Forget Where You Belong

The Pretty Recless-Kill Me

Demi Lovato-Let it go

İsteyen bununlada okuyabilir;

Manga-Cevapsız sorular

Kıpırdamadan bir süre öylece durduğumda kendimi geri adımlamak için hazır hissetmiyordum. Kuruyan dudaklarımı dilimi bir tur gezdirerek ıslattım ve gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Ciğerlerime giden her hava beni düşüncelere sürüklüyordu.

Artık beklememem gerektiğini anlayıp ayağımı geriye yönelttim ve kapıdan destek alarak yavaşça yüzümü ona döndüm. Yüzü tahmin ettiğimin aksine sinirli gibiydi.

"Yanıma gel!" Ne olduğunu anlamadığımdan kaşlarımı belirsiz çattım ve yavaşça bir adım attım. Sanki her zaman nazik olan Harry gitmiş,yerine ilk tanıştığımız günlerdeki geri gelmişti.

Yanına korkakça yerleştiğimde gözlerimi ellerime odakladım ve beceriksizce oynamaya başladım. "Ne sikim olduysa umrumda değil. Evlenmek istiyorsan evlenirsin,eğer istemiyorsan idare edebilirim." Yüzümü ona çevirip kaşlarımı belirsiz çattım.

Bu zamana kadar bana karşı tek küfür savurmamıştı. "Harry sen iyi misin?" Kollarını iki yana açıp yapmacık şekilde gülümsedi.

"Bak ne kadar iyi olduğuma... Senin yüzünden arabam harabeye döndü ve kaburgalarımdan biri alındı. Ne kadar iyi olduğuma bak,bu hallerime iyi bak iyi,belki hoşuna gider ve mutluluğunu bastırır."

Tekrar ciddiyetini yüzüne yerleştirdi. Benim yüzümden olduğunu söylüyordu. Ah,cidden bunların sorumlusu ben değilim. O böyleyken içim parçalanıyor ve bunun farkında değil. "İyi değilim,mutlu da değilim. Senle birlikte yaşamayı ve senin yanımda olmanı seviyorum. Ve lanet olsun inanmıyorsun ama seni seviyorum. Sadece sana şu an evlenmek istemediğimi söylüyorum,seninle birlikte olmamayı değil. Gece nasıl acı çektiğimi biliyor musun,hayır! Peki ya sabah telefonda sexy sevgilim yazıncaki mutluluğumu? Tabiki de hayır! Peki Harry... Telefonda seni beklerken bir başkasının çıkıp canını bile verebileceğin kişinin kaza geçirdiğini duymak nasıl bir duygu biliyor musun? Kime anlatıyorum ki..." Yüzümü kapıya çevirdim ve dolan gözlerimi görmemesi için gizledim.

"Tamam.." Ona döndüğümde sinirinin geçiğine dair en ufak kanıt yoktu,sadece bir cevap verecekti.

"Şu an evlenmeyiz bizde. Hangi tarihte onu da bakarız bir ara. Şimdi defolup gidebilirsin." Görüş alanım tekrar buğlanınca gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Kaza ve davranışların tepkisi olarak artık alışmalıydım. 'Hey Kimberly,yeni Harry'e merhaba de... Seninle arkadaşları gibi konuşan Harry'ye..' İçsesime aldırmayıp gözlerimi açtım. Tek kaşını kaldırmış çıkmamı bekliyordu.

Kapıya yöneldiğimde o da ayağı kalktı. Göz ucuyla ona bakarken bağlı olan kabloları çekiştiriyordu. Adımlarımı hızlandırıp her katta olduğu gibi bu kattaki hemşirelere yardım etmeleri için gitmeleri gerektiğini söyledim. Sonra bir kaç kişi odaya girince bende hastaneden ayrıldım.

Kalbim hem buruk hem garipti. Dile getiremeyeceğim duygular besliyordum. Evet onu seviyordum ama bir o kadarda sevmiyordum. Yeni Harry'ye nasıl alışırdım ki... Yoksa alışamadan ayrılır mıydık? Tüm bunları yürürken düşündüğüm için kulak zarımı yerinden sökecek şiddetteki korna sesiyle irkildim.

Olayın şokundan çıkmak için derin nefesler alırken arabanın şoför tarafındaki kapı açıldı ve içindeki kişi inip bana yaklaştı. Yüzüne bakmadığımdan kim olduğunu bilmiyordum. Başımı yere eğmiş derin nefes almakla meşguliyetimden buna vaktim yoktu.

You're Mine//h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin