HARRY'den;
"Ne yaptın lan sen! Ne yaptın amınakoyayım!! Lan sen. Sen... Sen bittin."
Hızla pantolonumu altıma geçirdim ve üstüme siyah atleti gelişi güzel ters ya da düz olmasına bakmadan giydim ve telefonu hızlıca kapıp odadan çıktım. Bir yandan saate bakarken bir yandan koşuyordum.
Resmen bok çuvalına girmiş debeleniyordum. Tanrım!
KIMBERLY'den;
"Ben iyiyim Zayn." Elleriyle yanaklarımı kavrayıp yüzüne çevirdi. "İyi olmadığını biliyoruz Kimber. Bırak işte inadını da şu piçin yanına gel ve istediğin kadar yumruklayıp sinirini at. Başka türlü olmaz!"
Geri çekilip ellerinden kurtulduktan sonra burnumu çektim. Ağlamıyordum. Ağlayamıyordum. Sadece vücudumdaki kaslar etkisizleşmişti. En ufak hareket edemiyordum.
"Zayn. Artık gidin. Lütfen." Gözlerini devirdi. "Saçmalama."
Elini kavradım. "Lütfen Zayn. Yalnız kalmak istiyorum."
Sonunda başıyla beni onayladığında ayağa kalktı. Benimde kalkmama yardım ettiğinde kapıya yürüdük. Zayn Louis ve Liam beni otel odasına getirmişti. Fakat kendi Paul'larla kaldığımız oda değil. Zayn'in odasıydı. Tabiki burayı sahiplenip Zayn'i kovmamıştım. Asla öyle bir şey de yapmam. Sadece çocukların birlikte Niall'ın yanına gideceklerini bildiğimden şimdi gitmelerini söylemiştim.
Şimdilik yalnızdım. Belkide böyle kalmalıyım...
NIALL'dan;
Kimberly'nin telefonu ile barın sokağına ilerliyordum. Fotoğraftaki oda barın bulunduğu yerdeki locaydı. Nasıl böyle bir şey yaparsın pezevenk!
Ayaklarımı vura vura ilerlediğimde kulağıma müzik sesleri gelmeye başlamıştı. Demek ki yaklaşıyordum.
Sonunda geldiğimde locaya daldım. Resmen daldım çünkü sinirden ne yaptığımı bilmiyordum. Kapıyı direk açtığımda yarı çıplak Jess ile karşılaşmam bir oldu. Harry'nin sürtüğü!
Oflayıp gözlerimi kaçırdığımda Harry'yi aradım fakat odada yoktu. Sinirden elim ayağım titriyordu. Geri kapıyı çarptığımda bıkkın nefes verip elimi saçlarım arasına geçirdim.
HARRY'den;
"Harry! Bu kez cidden sınırı fena aştın. Ya zaten bardağan tamamı doluydu sen ne cesaretle taşırıyorsun?? Kızı üzmeye hakkın yok tamam mı? Artık yapma! Bize de... Kendine de... Kimberly'ye de."
Anlamsızca bakarken saçlarını çekiştirdi.
"Zayn bak nasıl anladınız bilmiyorum ama öyle değil! Ya değil işte amınakoyayım!"
"Sen hala ne diyorsun ya? Fotoğrafta Jess senin üzerinde ve foroğrafı sen çekmişsin daha neyi savunuyorsun."
Delirmeme az kalmıştı. "Bir dinlesene! O fotoğrafı ben çekmedim. Ya kameraya bile bakmıyorum! Elim yatağın yanındaki komidindeydi. Ama görüntüye sığmadığından sanki ben çekiyormuşum gibi çıktı! Yemin ederim o sürtük çekti!"
Derin bir nefes aldığımda gözlerimin yanmasıyla duraksadım. Hala bana inanmıyorlardı. Ben çekmemiştim!
"Harry... Bak. Gerçekten artık seni tanıyamıyoruz." Kafa salladım. "B-bu konuşmanın nereye gideceğini biliyorum. Zayn hayır!"
Boynunu büktü. "Bunu biz değil sen istedin Harry. Ama şunu da biz istiyoruz ki;eski sen geri gelene dek yanımıza bu kişiyle gelme."
Arkalarını dönüp giderken Niall bana daha çok yaklaştı. Baş parmağı ve işaret parmağıyla aralık bıraktı. "Bak ne diyeceğim. Sen... Kimberly'yi şu kadar haketmiyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Mine//h.s
FanfictionHayattan bir tat alamadığında,bazen kendini bir boşluğa bırakmak istersin ama sonra ne olacağını düşünmezsin... Ben kendime yapılmadık işkence bırakmadım ama hiç bir zamanda ölüp kurtulamadım. Tam veda edecektim hayata ki,karşıma o çıktı...HARRY... ...