Bölüm İçin Önerilen Şarkılar;
One Direction-They Don't Know About Us
Katy Perry-Unconditionaly
Yüzüme odaklandıktan sonra sinirleneceğini bildiğim için gözlerimi ondan ayırıp ellerime yönelttim. "O halde git,kapı orada." Nefesimi bile almadan dolan gözlerimi bastırmak adına derin bir nefesi içime çektim. Beni umursamıyordu bile.. Bunu diyeceği aklımın ucundan bile geçmezken,her neyse... Ne diye düşünüyorum ki? Ben onu sevmiyorum. Oda beni sevmiyor. Ne diye üzülüyorum o halde.
Yüzüme ciddiyetimi yerleştirip ne zamandır eğik tuttuğum kafamı kaldırdım. Oldukça alaylı bir ifadesini takınmış pişkince sırıtıyordu. Evet sevmiyor olabilirim ama böyle davranması içten içe beni yiyip bitiriyordu.
"Bu kadar mı?" Sorum üzre tek kaşını havalandırıp olumlu anlamda başını salladı. Daha sonra gitmesi için kapıya baktığımda ayağı kalktı ve çıkıp merdivenlerden aşağı indi.
Vakit kaybetmeden bornozumu yatağa bıraktım ve giyindikten sonra çantamı alıp odaya son bir kez baktım. Ağlamayacaktım! Onun aldığı şeyleri de götürmeyecektim!
Dış kapıya ulaştığımda arkamdan geldiğini duydum ve ayakkabılarımı almak için geriye döndüm. Bana sadece bakıyordu. Ne bir tepkisi ne de bir şeyi vardı. Ağlamamak için ondan gözlerimi ayırdığımda ayakkabılarımı geçirdim ve kapıyı kapatacakken beni durdurdu. "Ben bırakayım istersen?" Yalandan gülümsedim ve "istemez" demeyi başardığım an çarptığım gibi çıkıp gittim.
HARRY'den;
Salona yerleştiğimde ellerimi saçlarıma geçirip öfkemi kontrol etmeye çalıştım. Resmen gitmişti. Sevmediğimi düşündüğünü biliyordum ama o gün beni deli etmişti. Sadece hak ettiğini düşündüğüm için sertliğimi ortaya koymuştum ama hiç bir işe yaramıyordu.
Telefonumu alıp Niall'ı aradım. Kimber'la en yakın kişi oydu. Belki bana yardım edebilecekte tek kişi o olabilirdi...
***
"Ne yaptım dedin? Harry dostum sen gerizekalı mısın? Remen kendinden uzaklaştırmışsın."
"Niall kes sesinide doğru düzgün şeyler söyle! Boşuna mı geldin?" Elini başına koyup düşünmeye başlayınca bende beklemeye koyuldum. Saat geç olmaya başlamıştı ve bir şeyler yapmamız şarttı. "Buldum!" Yerimden yüksek sesi nedeniyle sıçrayınca oflayıp ne var der gibi bir bakış attım.
* * *
"Niall bunun iyi bir fikir olduğuna emin değilim." Kimber ın evinin önünde,arabada son planı düşünürken Niall tekrar konuştu. "Kimberly'yi geri kazanmak istiyorsan yapacaksın Harry... Hem ben zaten onu oyalayacağım. Eşyaları aldın değil mi?" Başımı onu onaylayıp salladığımda gülümsedi ve elini kapı koluna yerleştirip açtığı gibi dışarı çıktı. Bende aşağı inip arka bagaja ilerledim ve kapağı açıp büyük poşeti kavradığım gibi Niall'a yetiştim.
"Bak Harry dikkat et he... Kimberly'yi kazaniym derken kendin kazaya maruz kalma." Fısıltıyla konuştuktan sonra ikimizde güldük. Daha sonra Niall Kimber'ın ziline bastı. Işıklar yandığına göre evdeydi.
Birini beklemiyor olacaktı ki o ince sesiyle 'kim o' dediğini işittim. Huzur dolmuştu şimdiden içim. Ona bu şekilde davranmamalıydım. Daha 1 gün bile geçmemişken onu deliler gibi özlemiştim.
Kapıyı açtığında cılız bedeni görüş alanıma girdi. O kadar güzeldi ki... Gülümsedikten sonra bir şeyler konuştular ve içeri girdiler. Herşey tıkır tıkır işliyordu. Niall kendine düşen görevi bitirmiş,sıra bendeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Mine//h.s
FanfictionHayattan bir tat alamadığında,bazen kendini bir boşluğa bırakmak istersin ama sonra ne olacağını düşünmezsin... Ben kendime yapılmadık işkence bırakmadım ama hiç bir zamanda ölüp kurtulamadım. Tam veda edecektim hayata ki,karşıma o çıktı...HARRY... ...