Bölüm için önerilen şarkılar;
One Direction-Up All Night
Ellie Goulding-I Need You're Love
Yanaklarımın kızaracağından adım gibi emin olduğum için başımı yere eğidim. Sanki tüm kan yanaklarımla savaşa giriyormuş gibi hissetmeme neden oluyordu.
Elleri çenemi kavradığında sakin davranmaya çalıştım. Ay ışığında muhteşem şekilde parlayan gözleri inanılmaz çekici kılıyordu. Bu geceki gömleği favorimdi... Sürekli koyu renk giyindiği için bugünün bir ayrıcalığı vardı.
"Bu gece bana nasıl geçecek?" Kafamı memnuniyetsizce kıpırdattığımda devam etti. "Seni çok özleyeceğim bebeğim. Değil bi gece,bir saat bile fazla geliyor.."
Tebessüm ettiğimde gözleri dudaklarıma kaydı. Bunu yapmasını istemiyordum. Hem dışarıdaydık,tamam sokakta biri olmayabilirdi ama iki saattir kapıyı açmak için can çekişen Niall vardı. Ben bizbizeyken rahat olamazken...
"Harry... Zaten yarın görüşeceğiz."
"Pff.. Peki. Seni seviyorum."
"Bende..."
"Ama Kimber... Bir iyi geceler öpücüğü alsaydım fena olmazdı." Dudaklarını büzerek söylemişti.
Bir cevap vermeden ellerini sırtıma doladı ve sertçe kendine çekip öpmeye başladı. Geri çekilmek için iç savaş veriyorken korktuğum başıma gelip Niall seslenmişti.
"Biri bana yardım edeb... Afedersiniz... Tamam yok birşey... Siz keyfinize bakın... Ben KIRIK kolumla başbaşa kalırım..."
İkimizde birbirimize yapışık sarmaş dolaşken Niall'a baktık. Ben utançtan geberir vaziyetteyken Harry aksine tınlamaz bir haldeydi. En sonunda onu itip kurtuldum. Sonrada iyi geceler dileyip arabaya binene kadar bekledim.
Niall ağzındaki anahtarla bekliyordu. Kıkırdadıktan sonra anahtarı aldım ve tek hamlede kapıyı açtım. "Beceriksiz... Ben tükürüklü anahtarla bile açtım." Tekrar kıkırdadıktan sonra içeriye girip Niall'ın girmesini bekledim. Sonrada kapıyı kapatıp kilitledim.
Benden önce davranıp koltuğa yayılınca bende karşısına oturdum. "Eee ne yapıyoruz?"
"Niall saat 01:23..."
"Yani?"
"Uyuyoruz gibi bir şey olabilir mesela.."
"Açım"
"Ne?"
"Karnım diyorum boş... Garip garip sesler çıkarıyor.."
"Niall sen lunaparkta koca bir kova tavuk yemedin mi?"
"Eee?"
"Ne eee? İçinde 20 tane but vardı. Şimdi açım mı diyorsun?"
Kafasını çocuk gibi hızlıca aşağı yukarı sallandırdı. Haline gülsemde şaşkınlığım ağır basıyordu. O kadar yedikten sonra hala açım diyor,üstüne üstlük hep böyle yediğini söylüyor fakat kilo almıyordu...garip.
Mutfağa ulaştığımda buzdolabına baktım. Tanrım ne kadar çok yemek vardı... "Niaallll! Ne yiyeceksin?" Saniyeler içinde salondan bağırdı.
"Ne varsaa."
Kaşlarımı çatıp gözlerimi büyüttüm. Bu kadar şeyi mi!
***
"Niall saat 02:15 ve hala yiyorsun,patlayacaksın..."
Tek kaşını kaldırıp baktı,sonrada tabağı masanın ortasına itti. "Tamam be yemiyorum daha..."
"Çünkü bitti Niall."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Mine//h.s
Fiksi PenggemarHayattan bir tat alamadığında,bazen kendini bir boşluğa bırakmak istersin ama sonra ne olacağını düşünmezsin... Ben kendime yapılmadık işkence bırakmadım ama hiç bir zamanda ölüp kurtulamadım. Tam veda edecektim hayata ki,karşıma o çıktı...HARRY... ...