Two Lovebirds...

320 18 13
                                    

Eğer varsa,ki vardır.. Yazım yanlışlarımdan dolayı özür diliyorum. Sizi seviyorum keyifli okumalarr

HARRY'den;

"Yok sen cidden gerizekalısın..." Ayaktayken topuğu üzerinde bana döndü ve tek kaşını havaya kaldırdı. "Ne?" Ofladım ve başımı belli belirsiz salladım. "Özür dilemesi gerekenin ben olduğunu düşünmüyorum. Tamam suçluyum." Diğer kaşını da havaya kaldırdı. "Ya tamam çok büyük hata yaptım ama onun hatası daha büyük..."

"Gurur yapmayacaksın değil mi Harry? Asıl gerizekalı sen oluyorsun şu an..."

"Bilmiyorum Zayn. Tek bildiğim oraya bu gece gidip bunun üzerine sevgilimden azar işitmemek." Doğruldum ve başımı salıncağın arka tarafına yaslayıp gözlerimi kapattım. Dizlerimde olan ellerimi bir kez daha oflayarak başımın altına yerleştirdim. Beklediğimde Zayn'in hala ayakta olduğunu tek gözümü kıstığımda farkettim.

"Ne duruyorsun orada?" Elini yumruk yaptı ve çenesi kasılırken diğer eliyle beni tutup çekiştirdi. Bu hareketi beni sarsmadı değildi...

"Siktirme lan gururunu. İki saattir mal gibi oturuyorsun. Kalk şu arabayı çalıştır gidiyoruz." Gözlerimi devirdim ve ayağı kalkıp ellerimi bir kez birbirine çarptım. "Hadi bakalım görelim kim daha çok bağıracak.." Sırıttığımda arabaya doğru yürürken durdu ve bana anlamsızca baktı. Sırıtmaya devam edip merakını giderdim. "Şimdi gideceğiz ya,sonra haklı olan taraf seçilemeyince bağırış çağırış başlayacak ve sonrada kötü sona kendime hakim olamayıp bir şey yapacağım." Dediklerime tek tek anlam verip yüzüne bir ifade takındığında devam ettim. "Hadi Zayn. Bunu istiyorsan gidelim." Cevap vermesini beklemeden yürüdüm ve arabaya ulaştığım gibi cebimden anahtarımı çıkarttım ve açtığım gibi ön koltuğa yerleştim. Kafamı camdan uzatıp Zayn'in gelmesi için işaret ettim. Hiç bir şey söylemeden gelip şöfor koltuğuna geçince anahtarı uzattım. Elimden çekti ve çalıştırdığı gibi sürmeye başladı. Hiç kullanacak halim yoktu.

Niall'ın evine yaklaştığımızda başımı dışarıdan Zayn'e çevirdim. "Film başlıyor..." Güldüğümde birden arabayı durdurdu. "Harry!! Tanrı aşkına ne oldu sana?? Ne bu bad boy havası? Nerede eskisi? Sakına o kızı üzmeye kalkma. Seni sevdiği için ve merak ettiği için böyle bir şey oldu. Sana değer veriyor kaskafa! Keyfinden gelmedi. Senin için geldi. SE.NİN ." Yüzüm ciddileştiğinde başımı çevirdim ve geldiğimizi farkedip arabadan indim. Tek elimle oldukça sert bir şekilde kapıyı çarptım ve salaş adımlarım eşliğinde ellerimi cebime soktum. Zayn'de bana yetiştiğinde göz ucuyla ona baktım. Hiçbirşey düşünmek istemiyordum. Zaten düşünmüyordum da... Öfkem geçmiş sayılmazdı. Ama gerçekten ben kimdim böyle? Daha önce hiç bu kadar sinirlenmemiştim. Sanki içimde bir yerde yeni bir dünya savaşı çıkıyordu. Tüm organlarım yarışıyordu. Asıl beni bulmak için..

Kafamı dağıtıp kapıya vuracağı sırada ondan önce davrandım ve tam tıklarken elimin baskısıyla kapı aralandı. Kaşlarımı çattığımda Zayn'e baktım. İkimizde şaşkındık. Daha sonra beni itti ve içeri atladı. Bende arkasından adımladım. "Niaaal. Kimberlyy..." Zayn'in seslenişine yanıt gelmeyince panikledim ve odalara tek tek bakmaya koyuldum. Salona girdiğimde televizyon açık,kumanda masanın üzerindeydi. Ev buram buram kahve kokuyordu. Zayn geldiğinde "mutfakta ve misafir odasında yok." Dedi. Bende "salondada yoklar." Dedikten sonra merdivenlere koştuk. Kalbim hiç bu kadar hızlı atmamıştı. Kimber'la geçirdiğimiz bazı geceler dışında... Ama bu farklı bir çarpmaydı. Sanki,korku gibi.

Yukarı çıktığımızda odalara resmen baskın yapar gibi daldık. Ama lanet olsun ki yoklardı. Dışarı çıksalar Niall asla kapıyı açık bırakmaz hatta kitlerdi. Biliyordum.

Erzak odasına girdiğimde her yer birbirindeydi. Aralara baktığımda buradada kimsenin olmadığını gördüm. İyice deliye dönmüşken telefonun çalmasıyla irkildim. "Zayn! Buraya gel. Niall arıyor!!"

You're Mine//h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin