Ten days...

202 13 13
                                    

Multimedia/ Zayn-Befour

(Tabiki albümü çoktan dinledim. Hala kalbimde bir boşluk var.. Zayn. Ama şunu söyleyeyim. 1D hala 5 kişi. Bu değişmeyecek. Unutmayın...)

KIMBERLY'DEN;

"Ya hayır. Çocuklar gerçekten sandığınız gibi değil" kimi kandırıyorum? Tabiki öyle...

"Hmm hmm öyledir.." Niall bilerek uzata uzata konuştuğunda utançtan daha ne kadar dibe batabilirdim hesaplamaya başladım.

"Gelin gelin... üstüme gelin. Değil diyorum inanmıyorsunuz!" Bıkkınca ciyakladığımda Zayn konuşmaya atıldı. Tabiki sırıtıyordu...

"Pekala Kimberly söyle bakalım nasıl oldu?"

Ellerini göğsünde çaprazladığında Niall'a döndüm. Biri kapıya biri tezgaha yaslanmış bana sırıtarak bakıyorlardı.

"Şey..."

"Neyy?" Ugh! Zayn!

"Biz konuşuyorduk.. sonra camdan kedi girdi. Ve üzerime atladı. Ve ısırdı. Bu kadar"

Biraz daha konuşmaya devam edersen dibe iyice batıp dünyanın merkezi nasılmış göreceksin

Ah hadi ama.. kedi mi?!

İkisi de kahkahayı bastığında sinirle ayağımı yere vurdum. Ne berbat bir yalan bu!

"Burada neler oluyor?" Harry kapıda belirdiğinde nefesim tekledi. Tanrım şanssızlık günü diye bir şey var o da bana mı vurdu!

"Hiç -kahkaha- Kimberly bir fıkra anlattı da -kahkaha-" Harry tek kaşını kaldırıp bu kez bana döndü.

"Sen fıkra mı biliyorsun?"

Evet Kimberly Shonfield... işte şimdi yandın.

"Şey.. evet."

Gülümsedi

"Bir ara bana da anlat"

"Aslında unuttum."

"Saniyesinde mi?"

"Evet"

Bana anlamsızca bakmaya devam ederken içten içe kendime küfür ettim. Tanrı aşkın ne biçim bir durumdayım ben!

"Harry dışarı çıkacağım. Annemi ben alıyorum" Harry başını onaylar biçimde Scott'a salladığında ortam ciddileşti. Bir sürü soru aklımdayken Niall benden önce davranıp merakımı giderdi.

"Her şeyi hallettiniz mi?"

Harry bir iç çekti. "Sayılır."

"Pekala hadi kafa dağıtalım biraz"

Zayn ellerini birbirine çarptığında bir anda ona döndük. "Eee ne bakıyorsunuz? Liam ve Louis evde maç oynuyorlar. Gelmemelerini ben söyledim. Şimdi onlara daha sonra konuşmak için mesaj atacağım ve biz gideceğiz."

" nereye? " Niall yine benden önce davrandı. Gıcık falan ama seviyorum civcivimi.

"Bara"

***
HARRY'DEN;

"Daha -hıçkırık- içmedim bile." Gözlerimi devirdim. "Ne demek içmedim! İki dakika tuvalete gidiyorum ve bir geliyorum ki Kimberly bir şişe votka bitirmiş. Bu ağır bir şey!"

Gözlerini kıstı. Müziğin sesinden bağırarak konuşuyorduk. "Sen benim bünyemin kaldıramayacağını -hıçkırık- mı ima ediyorsun?!" Eli tam bardağına gidecekken sinirle eline vurdum ve bardağın yere düşmesini sağladım. Tabiki kırılmasını umursamayacaktım. Toplasınlar işleri ne..

You're Mine//h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin