"Düştüğüm bu bataklıkta ise beni çekip çıkaracak tek bir dal yoktu. Kimse uzatmamıştı da."
***
Ağaçlar gözümün önünden birer birer geçerken göğsümü sıkan gariplik hissi artıyordu. Araba eve yaklaştıkça azalacağını düşündüğüm rahatlama kendini garip hislere bırakıyordu.
Endişeli miydim? Birazcık.
Korkuyor muydum? Hayır.
Sadece garip bir boşluk hissi vardı. Biraz da Arda'nın bizde kalmasından ötürü endişe vardı. Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatıp başımı cama yasladım.
Göreve gidiyorum demişti. Acaba görev süresi ne kadar sürecekti? Ya da çatışma olduğunda yaralanıyor muydu? Bunları merak ediyordum çünkü kardeşini yanımda getiriyordum. Uzayan bir görevde o da benimle birlikte bu süre zarfında kalacaktı. Birde abisinin yaralanan haberiyle üzülebilirdi.
İç çektim. Bunları düşünmem yersizdi. Sonunda evimde olacağımı düşünmeliydim.
"Alkım Tekin.." yan tarafımdan bir soluk alma sesi gelince başımı çevirdim. Şimdi Arda'nın dışarıya bakan bakışlarını görüyordum. "Açıkçası abim her ne planlıyorsa merak ediyorum. Seni soyadımıza alacak kadar büyük bir şey olmalı."
Bence de olmalı. Ama ne?
"Yıkılmaz." dedim soyadıma vurgu yaparak. "Tehdit altında atılan imzalar yok hükmündedir."
Bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerindeki alaycı pırıltıları görmüştüm. Fakat ifadesinin altındaki soğuk duruş ile aynı abisinin kopyası gibiydi.
"Hukukçu kızımız buna boyun eğiyor ama." dedi histerik bir konuşmayla.
Tek kaşımı kaldırdım. "Ailem söz konusuydu!"
Yoksa başka şartlar altında asla o imzayı atmazdım!
Yarım ağız güldü. "Zaten bu yüzden hata yapıyorsun ya."
Sinirlenmiştim. Benden yaşça küçük olmasına rağmen böyle konuşması hoşuma gitmemişti. Al birini vur ötekine hesabıydı!
"Bak, her şey için üzgünüm. Böyle bir şey yaşamanı istemezdim. Ama büyüğün olarak benimle böyle bir üslupla konuşmamanı tavsiye ederim."
Omzunu silkti. Umursamamıştı. Bu da beni az da olsa öfkelendirmişti.
"Hanımefendi geldik."
Taksi şoförünün araya girmesiyle birlikte bu anlamsız konuşma da böyle biterken başımı tamam derecesinde sallayarak cüzdanımdan parayı çıkarttım ve şoföre uzattım.
Göz ucuyla Arda'ya baktığımda ellerini cebine koymuş yayvan bir halde oturuyordu.
Ben para üstünü alırken ukalaca konuşup arabanın kapısını açtı. "Abimin parasını harcamayıp biriktirecek olmamdan ötürü mutluyum. Tabii abim sana para harcattığım için bir ton fırça çekmemesi için bunu sır olarak saklayabiliriz değil mi Alkım? Hem abimin bu konuda keriz olması hoşuma gitmiyor. Yeterince kerizlendi." son cümleyi mırıldanarak söylenmesi üzerine açtığı kapıdan rahatçana çıktı.
Her şeyi geçtim o velet bana sadece adımla mı hitap etmişti?
Kaşlarımı çatarak "Hey seni velet bana öyle seslenmen görgü kurallarına aykırı! Ayrıca başka nerede kerizlendi?" dedim hızlı hızlı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHU VİRAN
JugendliteraturHer şey ruhu viran olmuş kuzguni gözlerin, gecenin kör bir vaktinde yapılan o hatanın bedelini ödetmek istemesiyle başladı. Ve bu hatanın beraberinde getirdiği seçim ise tek bir kişinin değil, herkesin bedel ödemesini sağlamış, canını yakmıştı. Çün...