"Ruhu Viran dedikleri olayı tam olarak, hayatımın bu anlarında yaşıyordum."
***
"Böyle yatarak düşünmek hiçbir işe yaramaz."
Yanıma gelip yatağa oturan Ilgar'ın büyük bedeni ile yatağın içinde ufacık kalmıştım. Babamla konuştuktan sonra kendi evime gelmiş ve bütün gece boşluğa bakarak düşünceler eşliğinde uykusuz kalmıştım.
Sabahın ilk ışıklarındaysa Ilgar, kapımı çalarak yanıma gelmişti. Ona kapıyı açtığım andan beri sessizliğimi koruyordum. Konuşmak dahi içimden gelmiyordu.
Ruhu Viran dedikleri olayı tam olarak, hayatımın bu anlarında yaşıyordum.
"Hadi kalk ve hazırlan, kahvaltıyı dışarıda yapacağız." diyerek yorganın üzerimden çekilmesiyle mızmızlandım ve yorganı üzerime geri çekmeye çalıştım, fakat güçlü tutuşu buna izin vermedi.
"İstemiyorum, git başımdan Ilgar!"
"Hayır avukat hanım, hem yine kahvaltıda avokado da olacak." diyerek ılıman bir ses tonuyla konuştuğunda şaşırmasın edemedim. Hem kullandığı hitap şekli de daha bir şaşırtıcıydı.
Okulumu dondurmasaydım, belki de birkaç ay sonra mezun olup gerçek bir avukat olabilirdim.
Geçmişe dönemeyeceğimi bildiğim için bulunduğumuz ana odaklandım. Ayrıca ne demişti? Avokado mı?
Onunla dışarıda yaptığımız ilk kahvaltı aklıma geldi. Gıcıklık olsun diye sevmediğim avokadoyu istemiştim.
Yaptığı gönderme de bir art niyet yoktu. Neşemi yerine getirmek için yaptığı çok belliydi. Ama bu değişen hareketlerine anlam veremiyordum.
"Galiba yakında öleceğim. Bu hareketlerinin başka açıklaması olamaz." deyip yatakta doğruldum. Yanımda oturduğu için yüzlerimiz karşılıklıydı.
Kuzguni gözleri, muzip bir parıltıya büründü. "Bazı şeylerin farkına vardım."
Merak ettim. "Nasıl yani?"
Sağ eliyle saçını arkaya doğru yatırdı. Parmaklarına bakmadan edemedim. Uzun ve kemikli parmaklarında tek bir kusur bile yoktu.
Güzel ve ince yapıdaki parmaklara zaafım vardı. Bu yüzden el bakımına önem verirdim. Öyle ki bir erkeğin parmaklarının kaba olmaktan ziyade kemikli yapıda ve açık tende oluşu dikkatimi çekmişti.
Onu tanıdığım ilk günden beri bu böyleydi. Bedenindeki çoğu kusursuz görünüşü kıskanırdım. Adeta Tanrı tarafından kutsanmış gibiydi.
Sol gözünün altındaki ben bile dikkatimi çekiyordu. Kısacası onunla ilgili çoğu şey dikkatimi çekiyordu. Fakat sadece dış görünüşü beğenmek hatadan başka bir şey değildi. Bu yüzden çoğu zaman hislerimi sorgulayıp bir hata mı yapıyorum diye kendimi sorgulardım.
Eğer cevabımı bulmasaydım bu devam ederdi.
Düşünüyorum da ona çekilmemim en büyük sebebi soğuk karakterinin altında yatan korumacı tavrıydı.
Tıpkı benim gibi ailesi için kendini feda edip onları koruyordu.
Bir nevi bu yönden mayamız aynıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHU VİRAN
Teen FictionHer şey ruhu viran olmuş kuzguni gözlerin, gecenin kör bir vaktinde yapılan o hatanın bedelini ödetmek istemesiyle başladı. Ve bu hatanın beraberinde getirdiği seçim ise tek bir kişinin değil, herkesin bedel ödemesini sağlamış, canını yakmıştı. Çün...