32.Bölüm: "Tutku ve Acı" +18

5K 217 181
                                    

"Ruhumla birlikte bedenimde onun olmuştu. Çünkü ben istemiştim. Bedenimde ve ruhumda onun izleri oluşmuştu."

***

Huzursuz bir uykuyla uyanarak etrafıma bakındım. Sarhoş olduğumun ertesi günü kendi evime gelerek Yekta ile konuşmaya çalışmıştım, fakat benden kaçmıştı. Büyük ihtimalle utanıyordu. Haklıydı da. Akel'in yaptığını hala anlayamamıştım. Gerçi çevremdeki hiçbir insanı anlayamıyordum.

O gün Ilgar'la kavga edip evime gelmiştim. Beni ne kadar bırakmak istemese de zorla tutamayacağını çok iyi biliyordu. Hem yarın mahkeme günüydü. Sonunda gelip çatmıştı. Boşanmakta kararlıydım. Çünkü olması gereken buydu. Fakat Ilgar, buna sıcak bakmadığı için sürekli boşanmak istemediğini hareketleriyle dile getiriyordu.

İç çekerek çalan kapıyla ayağa kalktım. Sabah sabah kim gelmişti ki? Bu sorumun cevabını düşünürken tanımadığım bir kadın ile kapıda bir süre bakıştık. Orta yaşlarda, kumral saçlı, bronz tenli bir kadındı. Kendisini daha önce hiç görmemiştim.
"Buyurun?" dedim düz bir sesle. Yanlış gelmiş olabilirdi.

Çatık kaşları ve memnun olmayan surat ifadesiyle davet edilmeyi beklemeden beni es geçerek içeri girdi. Topuk sesler çıkarken arkasından bakakalmıştım.

"Pardon hanımefendi, evime böyle giremezsiniz!"

Arkasından sinirli ve şaşkın bir şekilde ilerleyerek ikaz etmiştim. Fakat ikazımı dinlemeyerek girdiğimiz salonu şöyle bir incelemeye başlamıştı. Evime giren bu kadın kimdi? Neden burada salonumda durarak evi inceliyordu? Aklımda bunlara benzer birçok soru dönerken sonunda orta yaşlardaki, hafif yüzü kırışmış olsa da genç duran kadın bana baktı. Bakışlarında anlamlandıramadığım bir öfke vardı.

"Alkım Yıkılmaz.." dedi ince sesiyle beni baştan aşağı süzerken. Adımı nereden biliyordu? Bu beni tedirgin ederken konuşmaya devam etti. "Ben Akel Carel'in annesi."

Beynimden aşağı kaynar sular dökülmüş gibi bir his bedenimi sararken anne oğul birbirlerine pek benzemediklerini fark ettim. Ayrıca burada ne işi vardı?

"Oğlumu bir şekilde kendinden uzak tut. Kan bağınız olsa da sonuçta kardeş olarak büyümediniz. Hem göz göre göre oğlumun bu bilgiyi saklamasını ya da açık etmesini istemiyorum. Kısacası hiçbir bağınız olmasın. Bunları neden sana söylüyorum, çünkü Akel'in babası yani kocam birer mafya diyebiliriz. İnan gayrimeşru çocuğu olduğu ortaya çıkarsa en çok senin zararına olur."

Tek nefesteki anlattıklarını dinlerken tabiri caizse ağzım açık bir şekilde kalakalmıştım. Akel'in annesi olabilirdi fakat neden benim soy ağacım kendisini bu kadar ilgilendiriyordu? Evet, biyolojik babamın pek tekin biri olmadığını az çok duymuştum, ama benim ortaya çıkmam nasıl bir zarara yol açacaktı ki?

Çıkılmayan düşüncelerin içine girerken saçlarını tepeden sımsıkı topuz yapan kadın, başını dikleştirip tam gözlerimin içine baktı ve topuğundan ses çıkmasını sağladı. Benden bir cevap beklediği çok açıktı. Ne cevap vereceğimi bilemiyordum ki. Bu cümlelere ne söylenebilirdi hiçbir cevabım yoktu.

Kadın da bunu anlamış gibi kibirli bir ses çıkararak benim yerime konuşmaya devam etti. "Kocam seni bilmiyor. Bilse yaşar mıydın orası meçhul.. Sonuçta bizim camiada gayrimeşru çocuklar ortadan kalkar. Gerçi kocam yerine ben beceremedim ama yapacak bir şey yok. Demem o ki oğlumdan uzak dur. Gereksiz yere seni korumaya çalışmasını istemiyorum." diyerek tam gitmek için kapıya yönelecekken elektrik çarpmışçasına kendime gelip dirseğinden tuttum.

RUHU VİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin