9.Bölüm: "Hile"

3.9K 285 151
                                    


"Zira oyuna başlarken ben hile yapmıştım."

***

Gece çöküp karanlığı bir örtü bir misali üzerimize örttüğünde oynadığım telefonumu kenara bakarak salonun içine şöyle bir göz gezdirdim. İmzalardan sonra herkes gitmiş, Ilgar ise odasına çekilmişti. Gitmeden öncede daha önce parmağıma taktığı ama kabul etmediğim yüzüğümü avucumun içine koymuştu.

Takmış mıydım? Hayır. Cebimde duruyordu.

Kağıt üzerinde evlenmiştim, fakat kendimi çok huzursuz hissediyordum. Gitmek, kaçmak istiyordum. Ama yapamadım. Direnmek, buna boyun eğmek istemiyordum.

Bir şekilde babamla konuşup bu durumun bir hal çaresine bakmam lazımdı.

Ayağa kalkarak onun odasına doğru yürüdüm. Şu an içimden geldiği gibi davranıyordum. Odasını tıklayarak içeri girdim. Gel demesini beklememiştim bile.

Çalışma masasının üzerindeki notlara gömülmüş sadece masanın üstündeki lambanın aydınlattığı loş ışıkta oturuyordu.

Kapının sesini duymasıyla usulca başını bana doğru döndürdü. Tek kaşı sorgularcasına yukarı kalkmıştı.

"Evet?" dedi sandalyesinde hafifçe dikleşerek.

Sanki çık der gibi.

"Böyle olman sinirlerimi bozuyor." dedim kendime hakim olamayarak.

Geriye doğru yaslanarak ifadesizce "Ne yapmamı bekliyorsun?" dedi.

Ellerimi iki yana açarak "Beni bu eve tıktın! Yetmedi zorla imzayı attırdın. Ama şimdi ne yapmamı bekliyorsun diyorsun. Evet, bunları yaptım. Fakat bu hep böyle sürmeyecek." dedim.

"Yani?" dedi dediklerimi umursamayarak.

"Yarın babamlarda kalmaya gideceğim." deyip duraksadım. "Yani evime gideceğim sen de buna karışmayacaksın."

Bir şekilde babamla konuşmam lazımdı.

"Hımm." diyerek yüzüme baktı ve beklemediğim bir şekilde oturduğu çalışma sandalyesine beni çekti. Yani üzerine oturmamı sağladı. Yutkunarak kalp atışlarımın hızlanmasını dinledim.

Her hareketi beni şaşırtıyor. Adeta ayarlarımla oynuyordu. Ondan hoşlanmıyordum. Fakat bir erkekle ilk defa bu kadar yakınlaşmam bedenime ve kalbime tuhaf kaçıyordu.

"Ne yapıyorsun?"

Sertçe konuşmam üzerine omzunu silkti. Yine yüzümü incelemeye başlamıştı. Her defasında da bir şeyi anlamaya çalışıyor gibiydi. Ve o an bakışları boynuma kaydı bir şey fark etmişcesine. Anında ise yüzü gerilmişti. Gözleri bile koyulaşmıştı.

İstemsizce sağ elim bugün taktığım ucunda sadece kurşun olan kolyeye gitti. Avucumda sıktığım kolyeden bakışlarını çekmeden konuştu.

"Demek bana isabet etti." göz kapaklarını kapayıp sert bir soluk aldı. Neyden bahsettiğini anlamamıştım.

"Anlamadım?" deyip onun bacaklarının üzerine oturmanın rahatsızlığıyla kımıldandım.

Gözlerini tekrardan açıp bana bakmayı sürdürdü. Sanki bakışlarında anlık bir hayal kırıklığı geçmişti. Ya da bu benim yanılsamam olabilirdi.

"Arda iki gün önce uyandı." dediğinde göğsüme yumruk yemiş kadar oldum. Demek kardeşi uyanmıştı. İçten içe Allah'a dua ettim. O çocuğun yaşaması vicdanımı az da olsa rahatlatmıştı.

RUHU VİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin