"Bir kaza ile başlayan olaylar, yine bir kaza ile bitiyordu. "
***
2 ay Sonra..
Geçen günlerin ardından yeni başladığım işime fazlasıyla alışmış ve Yekta ile iyi bir arkadaş olmuştuk. Sultan teyze de bana bu süre zarfında adeta annelik yapmıştı. Onlara minnettardım. Bana çok yardımları dokunmuştu. Hatta bir nevi kendi ayaklarımın üzerinde bile durmamı sağlamışlardı.
Bu süre zarfında ise Ilgar'la rolleri değişmiş gibiydik. Evden ayrılsam bile günde bir kez olsun ne yapıyorsun diye mesaj atmıştı. Bunu dedem için yaptığını varsayarsak yine de onun için şaşırtıcıydı. Eve gelmem için fazla ısrar etmese de izni olduğu günler ya da iş çıkışları hep kafeye uğramıştı. Onunla ilgilenmesem bile saatlerce kafede boş boş oturabiliyordu.
Bir ara Yekta'yla bile tartışmışlardı. İkili birbirine ne kadar sinir olsa da Yekta benim için susuyordu. Günler böyle geçerken Ilgar'ın yanına Berk ve Giray'da eklenmiş adeta üçlü kafenin sürekli müşterileri olmuştu.
Hatta yanıma ziyarete gelen kuzenim Başak bile bir süre sonra bu üçlüye katılarak adeta okeye dördüncü kişi olarak katılmış gibi masalarına katılmıştı. Gün içinde sürekli Berk ile tartışsalar da Giray bir şekilde orta yolunu bularak ortamın yumuşamasını sağlıyordu.
Tabii durum böyle de kalmamış üstüne üstlük masaya Azra ve Arda'da eklenmişti. Tek yaptıkları ise bütün gün beni çıldırtmaları olmuştu. Her ne kadar gün sonunda herkes evlerine dağılsa da sürekli gergin oluşları beni de geriyordu. Yine de öyle zaman böyle zaman geçiyordu.
Şimdi ise Başak ile kız kıza vakit geçirmek için içkili mekanlardan birine gelmiştik. Nezih bir yer sayılacak mekanda günler sonra gülerek bir şeyler konuşuyor ve gıcık olduğumuz insanları çekiştiriyorduk. Dışarı çıkmak iyi gelmişti.
"Demek boşanma duruşması bir ay sonra olacak ha kuzen?" elindeki bira bardağı ile sırıtarak bana bakan Başak'a iç geçirerek baktım.
"Evet, umarım fazla uzamaz." dedim ben de biramı yudumlarken.
"Ondan hoşlandığını tahmin etmek zor değil.." dedi elinde tuttuğu bardak ile tepkimi incelerken. "Birine bağlandın mı da ondan kolay kopamadığını da biliyorum Alkım. Diyorum ki Ilgar'a itiraf mı etsen kazayı senin yapmadığını?"
İçtiğim birayı yutkunamadan gözlerim genişledi. Evet kuzenim benim ilişkiler konusunda nasıl birine bağlandığımı bilirdi, buna bir şey demiyordum. Fakat nasıl olur da gerçeği itiraf etmemi beklerdi? Onca şeyi boşuna mı üstlenmiştim?
"Saçmalama Başak. Söylesem ne değişecek? Belki bu sefer kardeşimle uğraşacak." dedim gerginlikten titreyen ellerimi durdurmaya çalışarak. Azra ile karşı karşıya gelmelerini istemezdim.
"Alkım farkında değilsin ama yapmadığın bir suçu üstlendin. Hem hep dediğim gibi itiraf et Ilgar'a karşı duyguların hoşlanmaktan da öte. Belki bir şeyler değişir. Aranızdaki bu tuhaf ilişki eminim bir düzlüğe çıkar."
Başımı kabul etmez gibi iki yana salladım. "Çıkmaz. O benim yanımda zoraki bir şekilde kalıyor."
Dedem olayını bir tek kuzenime anlatmıştım. Bu yüzden beni anlamalıydı. Birilerinin yanında zoraki bir şekilde kalamazdım.
"Bazı şeyleri itiraf etmeden bilemezsin."
"Neden ısrar ediyorsun ki Başak? Değişen bir şey olmayacak. Onunla biz arkadaş bile olamayız." dedim güler gibi bir ses çıkararak. Kendi söylediklerim bile komik geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHU VİRAN
Teen FictionHer şey ruhu viran olmuş kuzguni gözlerin, gecenin kör bir vaktinde yapılan o hatanın bedelini ödetmek istemesiyle başladı. Ve bu hatanın beraberinde getirdiği seçim ise tek bir kişinin değil, herkesin bedel ödemesini sağlamış, canını yakmıştı. Çün...