7.Bölüm: "Kelepçe"

4.6K 288 142
                                    

"Bana değil, en çok kendisineydi bu öfke. Beni yanında tuttuğu için ya da tutmak zorunda kaldığı için."

***

Zihnim nerede olduğunu algılayamadığı anlarda gözlerimi usulca açmaya çalıştım. İlk başta göz kapaklarımı açmakta zorlansam da sonunda görüş açımı aralamayı başarabilmiştim. Görüş açıma giren ilk şey ise beyaz bir tavan olmuştu.

Sonra ise bakışlarım etrafa kaydı. O an gördüğüm tanıdık oda ile yatakta doğrulmaya çalıştım. Fakat aniden kalktığım için başıma bir ağrı saplanmıştı.

Burası Ilgar'ın eviydi!

Ama en son hatırladığım şey arabamın camını kırıp kendi evime kaçtığımdı. Tabii sonda Ilgar'ın ben tavuklu pilav yerken evleniriz demesini unutmamak lazımdı. Bunu şakasına mı demişti yoksa gerçekten mi demişti hiçbir fikrim yoktu. Ve ben tekrardan buraya nasıl gelmiştim?

Bunu öğrenmek adına yattığım yerden kalkıp odanın çıkışına doğru ilerledim. Havanın karanlığına bakılırsa çoktan saat gece yarısına yaklaşmış olmalıydı.

Karanlık koridora çıktığımda ise ezberlemişim gibi duvarlara tutunarak salona gittim. Karanlık ve kimse yoktu. Muhtemelen Ilgar odasında olmalıydı. Tekrardan geldiğim koridoru aşarak bu sefer onun odasının önünde kararsızcana durdum.

Tıklamadan bir anda girsem acaba sorun olur muydu? Bence olmazdı. Umarım giyiniktir diyerek açtığım kapıyla içeri daldım. 

Karanlık odada onu uyurken bulacağımı zannederken pencerenin önünde arkası dönük bir şekilde görmemle kaşlarımı havaya kaldırdım. Ben uyur diye düşünüyordum. Çekingen hareketlerle odanın içine doğru birkaç adım attım. Benim geldiğimi anlamış olmalıydı fakat arkasını dönmemişti.

Derin bir nefes alıp bana bakması için "Ilgar." dedim. 

Dönüp bakmadı. Ben ise pes etmedim ve yanına doğru ilerledim. Tam yanında durduğumda ise karanlıkta bile incelemekten geri duramadığım o saniyelerde yüzünü inceledim. Yüzü fazlasıyla sert hatlara sahipti. Gözleri ise fazlasıyla siyah ve parlaktı. 

"Ben nasıl buraya geldim?" dedim. Yüzüme yine bakmadı. Dayanamayarak anlık bir gafletle bana bakması için kolunu tuttum. Tutmamla birlikte ifadesiz yüzünü bana çevirip yüzüme baktı.

Tepkisiz hali yüzünden utanarak elimi kolundan çektim. Bunu zaten neden yapmıştım ki?

"Neden konuşmuyorsun?"

Sorduğum soru ile baştan aşağı beni inceleyerek sıkıntılı bir iç çekti. "Yarın evlilik işlemlerini başlatacağım."

Duyduğum sözlerle birlikte kulaklarım uğuldadı ve olduğum yerde kalakaldım. "Şaka mı yapıyorsun?" dedim şaşkınlığımdan ödün vermeyerek. Bence kesinlikle şaka yapıyordu!

"Yapmıyorum." dedi keskin bir tonda.

Pişkin kelimesine karşı alayla güldüm. "Gerçekten iyi şakaydı ve ben evime gidiyorum."

Hızla arkamı döndüğüm sırada kolumu tutarak bir anda kendine doğru çekti. Bu hareket ile göğsüne yaslanmak zorunda kalmıştım. Hatta nefesimi bile tutmuştum.

Gözlerimin içine sertçe bakan Ilgar "Emin ol ben şaka yapmam." dedi ve başını yavaşça iki yana doğru salladı. "Bu olması gerekiyor, anla."

Yutkundum ve beni içine doğru çeken gözlerine baktım. "Bu sadece saçmalık."

Dudağını ruhsuzca kıvırdı. "Biliyorum. Hem de azap."

RUHU VİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin