33.Bölüm: "Boşanma" +18

4.7K 202 110
                                    

"Bedenen de önemli olsa da, ben en çok ruhun birleşimini istiyordum."

***

Mahkeme salonundan çıktığım an gökyüzüne bakarak derin bir nefes almıştım.

Boşanmıştık.

Hem de tek celsede.

Şaşkındım. Çünkü Ilgar'ın anlaşmalı boşanmayı kabul etmeyeceğini düşünüyordum. Fakat kabul etmişti.

Bu evliliği istemediğimi biliyordu. Zira buna şahit olmuştu. Gece yarısı onunla birlikte olup tüm sırları ortaya döktüğümüzde onun yanından ayrılmıştım. Gitmemi engellemeye çalışsada o an bana söz geçirmeyeceğini fark etmişti.

Evime geldiğim an ise gece boyu ağlamıştım. Yaşananlar ağır gelmişti. Ne ruhum ne bedenim bu acıyı kaldırmaktan zorlanmıştı. Yine de dik durmak zorundaydım.

Her şeye rağmen bunu yapmak zordu. En büyük acım ise sevdiğim adamın kollarından ayrılmak zorunda olmak olmuştu. Ve de doğum günümde boşanmıştım.

Bütün gece düşünmüştüm. Doğru olan neydi? Cevabı tam olarak bulamasamda iç sesime ayak uydurmuştum.

Canım yanıyordu. Çok fazla.

Sanki kalbimin içinde bir patlayan yanardağ vardı. Lavları o kadar canımı yakıyordu ki avazım çıktığı kadar haykırmak istiyordum.

"İstediğin oldu."

Arkamdan gelen yakıcı sesle yurkunmam zorlaştı. Gözlerimi kapamamak için kendimi dizginlemeye çalıştım.

Kuzguni gözler, karşımdaydı. Ya da seviştiğim adam mı demeliydim? Boşandığım da olabilirdi.

"Oldu, evet." dedim düz bir sesle. Yorgunluktan bakışlarımın feri bile kaçmıştı.

Dudaklarını oynatarak başını salladı. Bir şeyler düşünüyordu.
Sonra düşünmeyi bırakarak bana doğru yaklaşarak tam dibimde durdu. Neredeyse burnu burnuma değecekti. Kokusunu almak iyi gelmiyordu. Sürekli ciğerlerime doldurmak istiyordun.

"Boşanmış olabiliriz." sesi sertleşti. "Ama seni bırakmayacağımı biliyor olmalısın."

Tüylerim diken diken oldu. Çünkü korkuyordum. Ondan tamamen kopamamak beni korkutuyordu.
Tam bir yıkıklık örneği seriliyordum. Fakat ondan boşanmakta büyük bir adımdı.

Alkım Yıkılmaz.

Tekrar eski soyadıma kavuşmuştum.

Sahi benim gerçek soyadım bu bile değildi.

Akel'in soyadı Korkmaz'dı. Benim de böyle olması gerekiyordu değil mi?

Zira Yıkılmaz soyadına göre yıkılmıştım.

"Neden? Artık boşandık. Senin korumana da ihtiyacım yok." dedim sesimi normal tutmaya çalışarak.

Biyolojik babamın bana zarar verecek hali yoktu ya?

"İsteseydim boşanma olmazdı. Her neyse, babanın evine dön, kaldığın o evde tek kalmanı istemiyorum." diyerek itiraz etmemi istemeyen bir ses tonuyla konuşarak cebinden, araba anahtarını çıkardı.

Beni düşünüyordu. Sebebi belliydi.

"Kendi kararlarımı kendim verebilirim."

Cevabım onu tatmin etmemiş olacak ki sertçe bileğimi kavradı. Tüm yüz hatları gerilmişti. "Siktiğimin kararları umrumda değil! Dün seninle sevişmemi istedin seviştim. Boşanmayı istedin boşandım. Bana yalan söylemene rağmen hala seni bir şeylerden uzak tutmaya çalışıyorsam zorla da olsa dediğimi yapacaksın."

RUHU VİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin