6.Bölüm: "Pranga"

6.2K 363 406
                                    

"Bakışları ve sözleri adeta özgürlüğüme darbe indirerek ruhuma prangayı taktı."


***

Güneşin yine rahatsız edici hissi yüzüme vurduğunda uyanmadan edemedim. Işıkta uyumayı sevmezdim ve bu durum benim uykumu kaçırırdı.

Aslında erken uyanmam iyi de olmuştu. Tanımadığım bir evde çok fazla uyumak akıl karı değildi. Ama fazlasıyla uyumayı seven bir yapım vardı. Buna alışmak zor olacaktı.

Hemen komodinin üstündeki şarja takılı telefonumu alıp saate baktım. Saati görmemle gözlerim büyümüştü.

Saat 14.30'u gösteriyordu.

İyi ki erken uyandım demiştim. Elimi alnıma vurarak yataktan kalktım. Allah aşkına rezil olmuştum. Bir insan neden bu kadar çok uyurdu ki? Hem de erken yatmasına rağmen?

Alelacele banyoya girip rutin işlerimi hallettim ve üzerime günlük kıyafetim olan siyah dar İspanyol paça kıyafetim ile dirseklere kadar uzanan borda renginde kalın bir bluz gitmiştim. Hareket ettikçe bel kısmımdaki tenim gözüküyordu.

Her zaman makyaj yapmayı seven yapıma ters bugün sadece göz altlarıma kapatıcı ve kirpiklerime rimel sürmüştüm. Bu olaylar olmasaydı kesinlikle bir sürü makyaj malzemesi kullanıyor olurdum. Sonuçta böyle bir koleksiyona sahiptim.

Sarı saçlarımı da dalgalı bir şekilde serbest bırakarak kapıya doğru ilerleyip koridora çıktım. Hep olduğu gibi bakışlarım ilk Ilgar'ın odasına değindi. Kapısı kapalıydı. Ve tam kapıya bakarken kapısı açıldı.

Göz göze geldiğimiz anlarda onun üzerine giymiş olduğu siyah pantolon ve siyah bluzu gördüm. Siyah ona yakışmıştı. Hem fit gösteriyor hem de çekici gösteriyordu. Bu yüzden ben de severdim siyahı. Asil de dururdu.

Bana doğru ilerlerken "Çok uyuyorsun." dedi.

Kaşlarımı çattım. "Evimde de uyuyabilirim biliyorsun değil mi?"

Böyle söylemem üzerine susarak salona doğru ilerledi. Gözlerimi devirerek her zaman ki gibi peşinden ilerledim.

"Seninle konuşmak istiyorum." dedim itiraz istemeyen bir ses tonuyla.

Koltuğa oturup bana baktı. "Ne konuşmak istiyorsun?"

O kadar soğuk söylemişti ki sanki konuşma der gibiydi.

Yanındaki tekli koltuğa oturarak derin bir nefes alıp konuşmaya başladım. "Bu durum çok fazla tuhaflaşmaya başladı. Söylesene beni yanında tutmaktaki asıl amacın ne? Gerçekten yalandan iki arkadaş rolü mü oynayacağız?"

Sadece bana baktı. Sonra ise cebinden çıkardığı sigarayı yaktı. Sigara dumanından çok rahatsız olurdum.

"Şunu yanımda içme." dedim gidip camı açarak. Açtıktan sonra tekrardan yerime oturmuştum.

Umursamadı ve içine bir nefes çekti. "Burası benim evim."

Bu lafı söylemesinden bıkmıştım.

"Ben de onu diyorum. Kendi evime gidebilirim!" diyerek sinirle konuştum.

Sanki yüzündeki tüm mimiklerini aldırmış gibi ifadesizdi. Sigarasından bir nefes daha çekip masanın üstündeki küllüğe söndürdü.

"Bir tarih.." dedi buz gibi bir sesle ve kuzguni gözlerini gözlerime kenetledi. "O tarihe kadar benimle kalacaksın. Ondan sonra asıl olman gerektiği yere gideceksin."

RUHU VİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin