23.01.2021
Bölüm şarkısı: Kwoon - Bird
Medya: Meryem Martinoİyi okumalar...
Hayretler içinde baktım etrafıma. Burası başka bir gezegen gibiydi. Hayret etmemek elde değildi zira tüm insanlar aynı dünyada yaşamasına rağmen herkes başka hayatlar yaşıyordu. Çiftliğin kapılarının açılmasıyla hemen birkaç görevli gelerek önümüzde eğildiler.
"Odalarınız hazır efendim."
"Efendim yemeği şimdi mi arzu edersiniz yoksa öncesinde çay ya da kahve mi arzulardınız?"
"Banyoyu hazırlayalım mı efendim?"
"Akşam yemeğinde özel olarak arzu ettiğiniz bir şey var mı?"
Herkes sıra sıra ardı arkası kesilmeyen sorular sorarken neredeyse kendi soluğumda boğulduğumu hissettim. Doğrusu bir anda bu kadar sorunun hedefi olmayı hiç ama hiç istemezdim. Ben çabucak strese giriveriyordum hem, ne diyeceğimi bilemezdim ki.
"Ben çay eşliğinde tatlı yemek istiyorum." diyen Ezra'nın hemen arkasından Azur'da bağırdı. "Bende!" Bir hizmetli anında başını önüne eğerek çekilirken Ezra ve Azur da taş ve ahşabın birlikte kullanılarak tasarlandığı koca malikaneye doğru koşmaya başladılar.
Alisa Hanım önce Beyefendi'ye yandan bir bakış atıp daha sonra görevli hanıma döndü. "Saunayı hazırlayın." O ne demek bilmiyordum ama sormaya da çekinmiştim. Beyefendi hiçbir yere bakmadan ilerlerken arkasından gelen hizmetlilere ithafen konuşmaya başladı. "Utku'ya bir oda verin ve sakın beni rahatsız etmeyin. Bütün gece araba kullandım, uyuyacağım."
Görevli hanım hemen başını eğdi ve bana gülümseyerek "Benimle gelin efendim." dedi. Bana efendim demesi neredeyse kekelememe sebep olacaktı. Üstelik garip bir şekilde bu hiçte hoşuma gitmemişti. Ben kimsenin efendisi değildim. İnsan, insanın efendisi olur muydu hiç? Yanımdan hızla geçen Alisa Hanım'ın rüzgarı ile düşüncelerim seyri hemen değişmişti. Olurdu, oluyordu işte.
Saçları toplu olan abla beni bir odaya geçirince hayranlıkla odayı inceledim, ne kadar büyüktü bu oda. "Çok teşekkür ederim abla." dedim gülümseyerek. O da benim ona hitabımdan şaşırmış olacak ki bir an afallayarak yüzüme baktı. İstemsizce gülüverdim. "Ben de bir hizmetçiyim abla, bana efendim demene lüzum yok. Hem sen benden büyüksün yakışık almaz." Kadının yüzüne bir tebessüm yerleşirken "Benim adım Utku." dedim. "Sen de kendi adını söylemek ister misin?"
"Aylin." dedi, haline bakılırsa hala daha şaşkındı. "Memnun oldum Aylin abla. Ben biraz dinleneyim sonra yardım edilecek bir şey olursa size yardım ederim olur mu?" Aylin abla gülümseyerek yanağımı okşadı ve "Ben de çok memnun oldum. Sen şimdi dinlen bakalım güzelce." dedi. "Bir şeye ihtiyacın olursa bana söyle oldu mu, sakın çekinme."
Ben teşekkür edince odadan çıktı ve nihayetinde yalnız kaldım. Oda kocamandı, balkonu ve içinde televizyonu dahi vardı ama yalnızdım. Köşede duran şömineye baktım, köydeyken soba yakardık ama daha önce hiç şömine yakmamıştım.
Biraz çekinerek banyoya girdiğimde şaşkınlığım sanki mümkünmüş gibi biraz daha arttı. Hem duşa kabin hem de küvet vardı burada. Müştemilatta bile böyle iki tane yoktu. Banyo yaptım önce, sonra biraz koltuğa oturup günlük derslerimi tekrar ettim. Sonra kitap okudum, kitap okumayı çok seviyordum. Kitap okumakta bence cehaleti öldüren bir eylemdi zira hayata başka gözlerden bakınca o vakit ön yargıları kırmak daha kolay oluyordu.
Bu kitabı bitirip eve gidince anlatmak için sabırsızlanıyordum. Önce anneme sonra Yaser ve Kerim ağabeye sonra da Fırat amcaya anlatacaktım. Hatta belki Meryem Hanım'a bile anlatabilirdim. Birkaç kez anlatmışlığım yok değil hani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYEFENDİ
RomanceBüyük bir hayranlıkla taparcasına adadım kendimi ona. Bunu yaptığımda öyle küçüktüm, öyle küçüktüm ki, yaptığım bu şeyin bilincinde dahi değildim. Belki görseydim duygularımın nasıl da mutasyona uğrayarak evrileceğini, korkar kaçardım o gün oradan...