29.10.2023
Saat: 19:23
Bölüm Şarkısı: Madrigal - Seni Dert EtmelerHani bazı şarkılar vardır ya her çağda dinlenir, işte bence bizim çağımızın hiç 'çağ dışı' olmayacak şarkılarından biri bu şarkı. Bence bu şarkı her zaman dinlenir, en azından ben dinlerim.
Merhabalar...
Bu sefer sanki çok geç gelmedim?Cumhuriyetimizin 100. yılında bölüm yayınladığım için çok mutlu oldum, bayraklarımızı da asalım şöyle; 🇹🇷🇹🇷🇹🇷 (sizde asın hemen)
Bu bölümde gerçekten Avram ve Utku'nun diyaloglarında o kadar iki arada bir derede kaldım ki bu çok nadir oluyor. Yani Utku yazarken onu hissettim ve haklı buldum Avram yazarken onu haklı buldum ve hissettim. Ama bir yeri yazarken -ki ben diyalogların çoğunu spontane yazarım- orada bie aydınlanma yaşadım ve evet kendi içimde birini daha haklı buldum. Bakalım siz kimi haklı bulacaksınız...
Ama gerçekten bu bölümde Utku'nun kendini ifade etme, olaylara bakış açısındaki gerçeklik vs. ne kadar geliştiğini hissettim.
A bu arada bu bölümde yeni kitabımın ana karakterini de ufacık göreceğiz... (:
O halde daha fazla tutmayayım sizi, iyi okumalar...
Karşımda inat yapar gibi dikilen Ufuk'u görmezden gelmeye çalışıyordum ama eskisi gibi sabırlı değildim. Cihan abi nihayet salona girdiğinde hızla yerimden doğruldum, zaten girmemek konusunda çok ısrar etmiştim ama Cihan abinin azmi benimkini bastırmıştı. "Ben neden gelemiyorum?" Ufuk'un sorusuyla Cihan abi elini düzeltmekte olduğu yakasından çekmeden ona ters bir bakış attı ama bir şey demeden bana döndü. "Gidelim Utku.""Hata yapıyorsunuz, Avram asla o locaya girmene izin vermez. Sadece o da değil oradaki tüm üyeler ya Yahudi ya da Yahudi sempatizanı, Cemre de biliyor giremeyeceğini sadece seninle etkileşim kurabilmek için bahane arıyor ama o bunu yaparken siz ikiniz Avram Martino'nun önüne atılan bir yemden başka bir şey olmayacaksınız." Cihan abi sinirle dudaklarını araladı ama ben ondan önce davrandım. "Aklın vardıysa da zamanında kendin için kullansaydın bunu." Keskin ve tek nefeslik bir kahkaha attı. "Bunu bana sen mi söylüyorsun?"
"Evet." dedim dümdüz bir sesle. Asabımı bozuyordu ama üzerimde bir tesiri olduğunu ona belli etmeyecektim. "Çünkü ben senin aksine hiçbir zaman aptal olmadım, sadece zayıftım ve zayıflığımın bedelini de ödedim; sen ise ömrün boyunca bir aptal olacaksın ve ödemen gereken bedeller asla son bulmayacak." Öfkeyle yumruklarını sıkıp beni baştan aşağı süzerek yüzünü buruşturdu. Birini kışkırtmak etik olmayabilirdi ama mevzu bahis hoşlanmadığım bir kişiyi kışkırtmak olunca hoşuma gittiğini inkâr edemezdim.
"Bir aptal olabilirim ama sana bir aptalın bile görebileceği bir gerçeği söyleyeyim mi Utku; adım adım kurtulmak istediğin o adama dönüşüyorsun ve bu gidişle bir gün ondan kurtulsan bile aynaya her baktığında özgür bir adam değil, yalnızca bir canavarı alt etmiş başka bir canavar göreceksin." Söyledikleri göğsümün tam ortasına vurulan bir balyoz etkisi yarattı ama yine hiçbir taviz vermeden belli belirsiz gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYEFENDİ
RomanceBüyük bir hayranlıkla taparcasına adadım kendimi ona. Bunu yaptığımda öyle küçüktüm, öyle küçüktüm ki, yaptığım bu şeyin bilincinde dahi değildim. Belki görseydim duygularımın nasıl da mutasyona uğrayarak evrileceğini, korkar kaçardım o gün oradan...