22.06.2021
Bölüm şarkısı: Emre Fel - MerhabalarMerhaba.
Uzun bir bölümle geldim.
Oylarınız ve yorumlarınız en büyük motivasyon ve ilhamımdır; destek veren herkese teşekkür ederim.İyi okumalar.
Zamanla bazı şeyler anlam kazanır; ve bazıları da anlamını yitirir.
İnsanları ne kadar anladıysam kendi hislerim o kadar anlamını yitirdi.
İçimdeki sevgiyi kimseden sakınmayacak kadar cömert ve aynı zamanda o sevgiden kendime bir zerre vermeyecek kadar acımasızdım. Evet, bu yaptığım cimrilikten ziyade acımasızlıktı. Yıllarca hep acınası olduğumu hissettim ama kendime hiç acımadım. Acıdığımı hissettiğimde ise hemen elime adını nankörlük dediğim kırbacı aldım ve kendimi cezalandırdım.
O kadar korkuyordum ki değer görmemekten, o kadar korkuyordum ki değersiz olduğumla yüzleşmekten; ben boğulurken sırf ya uzattığım elimi kimse tutmazsa diye o yardım elini hiç uzatmadım. Ölümle yüzleşmekten Ükorkmuyordum da yalnızlığımın yüzüme vurulmasından böylesine çok korkuyordum işte.
Ve şimdi herkes mutsuz.
Herkes bir şeyler için bedeller ödedi. Herkes ellerini bir şeyler uğruna kana buladı.
Ben bile...
Sessizce oturduğum bir köşeden onu izliyordum. Yıllar da geçse, ben onu izlerken hep o on bir yaşındaki çocuk oluveriyordum ve öyle merakla, öyle ilgili izliyordum onu.
Gergin olduğunu görebiliyordum ve bunun sebebinin bir saat önce İshak Bey ile yaptığı telefon görüşmesi olduğunu da biliyordum ama görüşmenin ne hakkında olduğunu bilmiyordum, sormaya da cüret edemezdim elbette.
Gömleğinin yakasını düzeltti ama sonra boynunu rahatsız olduğunu belli eden bir jestle oynatarak yüzünü buruşturdu. "Şuna baksana bir şey batıyor." Hemen yerimden kalktım ve ona yaklaştım. Boyum kısa değildi esasen bir seksen civarındaydı ama o benden sanıyorum beş altı santimetre uzun olduğundan rahat bakamıyordum. Bunu fark etmiş olacak ki bana doğru bir adım atarak başını önüne eğdi ve ensesini ortaya çıkardı.
Hafifçe kızararak tahriş olan tenine baktım ve "Etiketin bir kısmı kalmış, bir saniye." diyerek yavaşça etiketi çıkardım. Bir adım geri çekildiğimde o da başını kaldırdı ve başını durumu test eder gibi birkaç kez oynattıktan sonra rahatlayarak son kez yakasını düzletti.
"Bana bir kol düğmesi seçer misin?" Onun için bir şeyler seçmeyi çok severdim ama işin garibi bunu o da çok severdi. Dışarıda yemek yerken yemeyi o seçerse tatlı seçimini bana bırakırdı bazen. Birbirimizin seçtiği şiirleri okurduk. Bazen tıpkı şimdi olduğu gibi giyineceğinde de bana danışırdı.
Hangi gömlekle hangi kravat daha iyi dururdu?
Hangi saati daha çok beğeniyordum?
Bu takıma hangi kol düğmesi daha çok yakışırdı?
Hangi kokuyu tercih etmeliydi?Kendisi de son derece zevkli biriydi ve pekala kendisi de gayet yerinde tercihler yapabilirdi elbette ama yine de bana danışırdı. Bu zamanlarda çok nadir hissettiğim o his kaplardı yüreğimi; değer görme hissi, değerli hissetme hissi.
İçimdeki mutluluğu ve heyecanı bastırmaya çalışarak tuvalet masasına ilerledim ve çekmeceyi açarak kol düğmelerine bakmaya başladım. Siyah bir takım elbisenin içine beyaz bir gömlek giydiği için siyahlı beyazlı bir düğme seçtim. Kutuyu ona uzattığımda zaten bir adım gerimde olduğunu fark edince bir an çekindim ama o gayet rahattı ve bu benim de biraz olsun rahat olmamı sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYEFENDİ
RomanceBüyük bir hayranlıkla taparcasına adadım kendimi ona. Bunu yaptığımda öyle küçüktüm, öyle küçüktüm ki, yaptığım bu şeyin bilincinde dahi değildim. Belki görseydim duygularımın nasıl da mutasyona uğrayarak evrileceğini, korkar kaçardım o gün oradan...