23.08.2021
Bölüm şarkısı: Fleure - Breathe ve Sezen Aksu - Kaçın KurasıSelam olsun hepinize.
Dolu dolu bir bölümle geldim. Umarım beğenirsiniz.Oy verip yorum yaparak destek olanlara ve emeğime saygı gösteren herkese çok teşekkür ederim.
İyi okumalar...
Hayatın ilginç bir ritmi var. İnsanın damağında bıraktığı tat bazen çok şaşırtıcı olabiliyor.
O gece hepimiz için bir ilk olmuştu zannımca. Hepimizin içindeki ışığın o karanlık gecede çıkması da hoş bir tesadüftü. Belki de değildi.
Cihan Bey'in gözleri ve saçları ışıkta renk değiştiriyordu. Onu ilk gördüğüm gece saçları ve gözleri koyu bir kahverengiydi ama şimdi hem saçları hem de gözleri neredeyse sarıya çalan bir kahveydi.
Meryem Hanım'a bakarken gözlerinde gördüğüm en sarih duygu öfkeydi. Öfkesinin birçok sebebi olabilirdi ama asıl dikkatimi çeken şey bu değildi. Cihan Bey tüm bu öfkeye rağmen Meryem Hanım'ı sıkı sıkı tutuyordu. Tüm bu öfkeye rağmen düşmesine izin vermiyordu. İşte asıl dikkatimi çeken şey bu olmuştu.
Birkaç saniye sonra kendine gelen Meryem Hanım hızla belini doğrulttu ve ellerini Cihan Bey'in göğsüne koyup onu iterek birkaç adım geriledi. Cihan Bey de itildiğini hissettiği an ellerini çekti. Yine de ellerini çekmek için kendi başına ayakta kalacağından emin olana kadar beklemişti. Ezra hızla yere eğilip çantayı aldı ve Meryem Hanım'a uzattı.
Kıraç Bey de yanımıza gelip Meryem Hanım'ın bileğine dokunarak "İyi misin?" diye sorarken Cihan Bey'in gözleri de bir avcı gibi direkt olarak Kıraç Bey'in eline odaklanmıştı. Meryem Hanım bunu hissetmiş olacak ki yüzünü kaldırmadı ama hızla bileğini çekerek "İyiyim." dedi, kurak bir sesle.
"Cihan." Cemre Hanım topuk tıkırtıları eşliğinde Cihan Bey'e yaklaştı ve beklenmedik bir samimiyetle kollarını adamın boynuna dolayarak ona sarıldı. Cihan Bey üzerindeki tutukluktan henüz tam anlamıyla kurtulamadan sadece bir elini belli belirsiz genç kadının sırtına koydu ve "Geç kaldığım için kusura bakma." dedi, dalgın bir sesle. Daldığı kişinin Meryem Hanım olduğuna emindim.
Meryem Hanım hemen bir köşede durup sessizce ve tıpkı benim gibi ilgiyle ortamı inceleyen Beyefendi'ye yaklaştı ve koluna dokunarak duyamadığım birkaç şey söyledi. Beyefendi'nin yüzüne baktığımda gördüğüm şey görmeyi beklediğim şeyden çok uzaktı ve bu beni ürküttü.
Dudakları bir tebessüm ile titredi ama hemen o ifadesiz halini geri oturtarak elini yumuşak bir hamleyle ablasının beline yerleştirerek masaya geldiler. Ezra da masaya doğru gelirken göz göze geldiğimizde belli belirsiz alt dudağını ısırarak başını kötü bir durumda olduğumuzu tasdiklercesine iki yanına salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYEFENDİ
RomanceBüyük bir hayranlıkla taparcasına adadım kendimi ona. Bunu yaptığımda öyle küçüktüm, öyle küçüktüm ki, yaptığım bu şeyin bilincinde dahi değildim. Belki görseydim duygularımın nasıl da mutasyona uğrayarak evrileceğini, korkar kaçardım o gün oradan...