01.01.2024
Bölüm şarkısı: Rüya Gibi - Dedublüman, Mavzer TabancasBu bölüm benim için yazması zor bir bölümdü. Tam olarak hakkıyla yazabildim mi onu da bilmiyorum aslında ama hissetti mi? Evet gerçekten hissetim. Umarım size de geçirebilirim o hissi. Lafı uzatmayayım. Yorumlarınızı paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen.
Kontrol edemeden atıyorum olası yazım yanlışları için şimdiden özür dilerim bir ara düzeltirim onları.
İyi okumalar.
Bölüm kapağı için sevgili @vasgogh çok teşekkür ederim, iyi ki varsın güzeller güzelim. 🤍
Otuz yaşındayım.
Bir bu kadar daha yaşar mıyım bilmem ama otuz yıl içinde çok şey yaşayıp deneyimledim. Çok eziyet gördüm, eziyet de ettim. Çok kayıp verdim ama insanlardan daha fazlasını aldım. Terazinin hangi tarafında olduğumu bilmem, umrumda da değil.Otuz yaşımdayım. Hala daha da savaşmaktayım. Zirvedeyken bile savaş vermek gerekiyormuş ama sorun değil, ben savaşmaya razıyım. Ben savaşmaktan keyif alırım.
Artık otuz yaşındayım ve verdiğim tüm savaşlar bir yana, tam kazandım derken bir şey öğrendim. Hala bir bilge değilim ama bilmenin felaketim olduğu bir gerçeklikle yüzleştim; tam kazandım dediğim an hiçbir savaşın kazananı olmadığını öğrendim.
Ve böylece en büyük yenilgim oldu zaferim.
Şimdi aynada kendime bakarken anlam veremiyorum; bir rutin haline döndüğünden mi bilmem, hala savaşıyorum ama artık ne uğruna savaştığımı bile bilmiyorum.
Yaptığım şeye fedakarlık diyemem, o kadar iyi olmadığımı biliyorum ama... sahi ne yapıyorum ben? Bir deli miyim yoksa bir aptal mı onu bile bilmiyorum.
Fırçayı tuvalde gezdirip duruyorum ama fırçanın ucunda boya yok!
Birkaç ay önce...
Sabah'a kadar adam akıllı uyuyamadığım uykumdan alarmın sesiyle uyanınca yüzümü buruşturdum, daha yeni uykuya dalmıştım ya. Hayıflana hayıflana kalkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aklıma gelen şeyle önce aniden donup kaldım ve akabinde hızla kıyafetlerimi çıkarıp kendimi duşa attım. İşimi halledip çıktığımda kahvaltı edecek zamanım olmadığı için direkt hazırlanıp evden çıktım, kahvaltıyı da işte ederdim artık yapacak bir şey yok.
Şirkete gelene kadar yol boyunca mâni olamadığım bir şekilde aklıma sürekli dün akşam olanlar geliyordu. Bir fotoğraf karesi gibi zihnimde tekrar tekrar canlanıyordu dudakları, ıslak teni ve...
Ani bir korna sesiyle direksiyonu kenara kırıp camını açıp bana bağıran aracın sahibine baktım. "Kardeşim uyuyor musun direksiyon başında bu nasıl araba kullanmak?" Girdiğim stresi üzerimden atmaya çalışarak belli belirsiz başımı eğip elimi kaldırdım. "Özür dilerim abi hakkını helal et." Her an kavga edebilecek gibi duran adamın yüz ifadesi anında yumuşarken hafifçe elini kaldırıp başını camdan çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYEFENDİ
RomanceBüyük bir hayranlıkla taparcasına adadım kendimi ona. Bunu yaptığımda öyle küçüktüm, öyle küçüktüm ki, yaptığım bu şeyin bilincinde dahi değildim. Belki görseydim duygularımın nasıl da mutasyona uğrayarak evrileceğini, korkar kaçardım o gün oradan...