08.01.2021
Bölüm şarkısı: Şahsenem - Yüreğim Meskendir Aşka
Medya: Avram MartinoYorumlarınızla ve oylarınızla destek olursanız çok sevinirim.
İyi okumalar...
Küçük bir dünyası olanlar bilmez lakin entrika içinde büyüyen insanların her şeyi olsa dahi her daim uğruna savaşacak bir şey bulurlar. Onların savaşları bitmez, onların yangınları sönmez, onların köpük köpük köpüren hırsları hiç durulmaz. İşte bundan mütevellit acıları da bir an olsun dinmez.
İnsanoğlunun bir takım temel dürtüleri vardır. Bu dürtüler öğrenilmez, bunlarla doğulur. Bu temel dürtüler; beslenme, barınma, üreme ve korunmadır. En tehlikeli dürtü korunma dürtüsüdür. İnsanoğlunun bu dürtüsü evrilmeye çok müsaittir ve evrilmiştir.
Korunma ihtiyacı zamanla kendini hükmetme güdüsüne bırakınca katliamlar da kaçılmaz olmuştur. Tarih boyunca verilen en büyük savaşların temelinde hükmetme arzusu vardır. Bu arzuyu her yerde görebilirsiniz. Bir oyun parkında, bir sınıfta, bir evde, toplantı masasında ve hatta yatakta.
Benim o zamanlar böyle arzularım yoktu. Diğer bir deyişle korunma güdüm yerini böylesine bir hırsa bıracak şekilde evrilmemişti. Ancak bu insanların hepsini bu arzu yakıp kavuruyordu. Gözlerinde gördüğüm bu yangının adı, iktidar savaşlarıydı!
Bir gün sonra sabah erkenden hepimizi yan yana bahçeye dizdiler. Gece boyunca sessiz sessiz ağlamaktan hiç uyuyamamıştım bu yüzden çok uykum vardı. Başımı annemin bacağına yaslamak isterdim ama herkesin dik bir şekilde durması emredilmişti.
Meryem Hanım görüş alanıma girerken sessizce izledim sadece. Dizinin hemen üzerinde biten dar bir eteğin üzerine bol kollu beyaz bir gömlek giymişti. Kısa saçları bugün biraz dalgalıydı ve kulağında kocaman yeşil taşlı bir küpe vardı. İstemsizce kaşlarımı çattım, o kadar ağır küpe kulağını yırtar diye korkmuyor muydu? Köydeyken yaramazlık yapınca bizi kuşağımızı çekerek yırtmakta tehdit ediyorlardı.
Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan şey Azur ile göz göze gelmemiz oldu. Korkuyla gözlerimi ondan kaçırırken bu kez bahçeye çıkan dün gece ki adamı gördüm. Üzerinde lacivert renkli bir takım elbise vardı ve gözleri şimdi daha parlak duruyordu. İstemsizce annemi dürttüm ve "Nasıl böyle gözleri olabilir?" diye fısıldadım. Dudakları belli belirsiz susmam için kıpırdanınca ikiletmeden sustum.
Gözleri garip ama güzel olan bu adam yavaşça İshak Bey'e yaklaştı ve elini öptü. Hayır elini öpmedi, işaret parmağında ki yüzüğü öptü. Başını kaldırınca İshak Bey göğsünü şişirerek elleriyle başının iki yanını kavradı ve alnını öperek "Oğlum." dedi, ağız dolusu bir gururla. "Tekrardan hoş geldin evine."
İshak Bey bizim karşımıza geçerek elini oğlunun omzuna koydu. Merak ettim; babacığım yaşasaydı o beni böyle sevip benimle böylesine övünç duyar mıydı acaba? Burnuma su kaçmış gibi bir sızlama hissettim. Nasıl olabiliyordu da hiç tanımadığım, yüzünü bile hatırladığım bir adamın yokluğu canımı acıtabiliyordu?
"Avram artık evine döndü." bize hitaben konuşan adam. "Çoğunuz onu tanıyorsunuz zaten, tanımayanlara da tanıyanlar anlatsın. Ona karşı tek bir saygısızlığa hoşgörü göstermem!" Herkes sessizce başını eğince ben de hepsini taklit ettim. Başımı kaldırdığımda Meryem Hanım'la göz göze geldim. Bana yüzünde kısacık duran bir tebessümle baktı. Sanırım beni sevmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYEFENDİ
RomanceBüyük bir hayranlıkla taparcasına adadım kendimi ona. Bunu yaptığımda öyle küçüktüm, öyle küçüktüm ki, yaptığım bu şeyin bilincinde dahi değildim. Belki görseydim duygularımın nasıl da mutasyona uğrayarak evrileceğini, korkar kaçardım o gün oradan...