32. Bölüm: "Karanlığın Doğuşu"

15K 854 1.6K
                                    

03.11.2023
Bölüm Şarkısı: Emel Meslusi - Naci en Palestina

Orijinali Yasmin Levy Naci en Alamo ama bu bölümde onu değil Emel'i seçtim sebebini okuyunca anlarsınız. Bu şarkı kitabın üç ana şarkısından biridir.

Selamlar, geçen bölümü unuttum diyenler nereye kayboldu ya göremiyorum da???

Şaka bir yana erken bölüm geldiği için en az sizin kadar mutluyum ve bölüm gerçekten enfes bir bölüm oldu benim açımdan. Okuyunca umarım siz de benimle aynı fikirde olursunuz.

O halde sizi çok tutmayacağım sadece oy ve yorum konusunda minik bir ricam olacak çünkü yorum okumak >>>> nerdeyse her şey.

Sizi çok seviyorum, iyi okumalar...

Sizi çok seviyorum, iyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Şans. 

Şans hiç kimsenin sunulduğunda hayır diyemeyeceği bir armağandı. Keşke bana da biri bir şans daha verseydi. Çok değil tek bir şans daha verilseydi bu defa her şeyi çok başka yapardım. Acaba bir şans daha verilip de farklı tercihler yapsaydım o zaman milyonlarca ihtimalden şimdiki gerçekliğimden daha iyi bir gerçeklik yaratabilir miydim kendime?

Titrek, yüreğimi sızlatan bir nefes aldım, hayır; o kadar umutsuzdum ki artık hayallerimde bile mutlu olabileceğim bir ihtimale inanamaz olmuştum. Ve o tüm inancını bitirmiş bir adamdan umut istiyordu, şans istiyordu.

"Yok ki." dedim öfkeden bile yoksun gerçek bir tükenmişlikle. Dudaklarını aralayıp yeniden kaparken gerçeği idrak et der gibi gözlerinin tam içine baktım. "Benim kendime verecek bir şansım bile kalmadı." Gözlerindeki hayal kırıklığına bakarken hiçbir şey hissetmedim. "Ama olsaydı da sana vermezdim." dedim sakince. "Çünkü ben zaten sana bir insanın kimseye vermemesi gerektiği kadar her şeyimi verdim ve şu an bu halde olmamın sebebi de tam olarak bu." Gözlerindeki parıltının sebebi neydi bilmiyorum ama acaba şu an ne düşünüyor, nasıl hissediyor diye akıl yorarak zaman kaybetmek istemiyordum artık. 

"Benim artık sadece sana dair değil kimseye karşı ne bir güvenim ne bir umudum ne de bir inancım kaldı. O yüzden madem içinde bana dair yeni bir şans isteyecek kadar iyi bir duygun kaldı, bırak peşimi." Cevap veremedi ama keskin bir jestle başını iki yanına salladı. "Bırak." dedim bir kez daha.

"Bırakmam." Yüz ifadesi de sesi gibi gittikçe taşlaşırken yeniden başını iki yanına salladı. "Bırakmayacağım, vazgeçmeyeceğim senden." Elimdeki kitabı daha sıkı tuttum ve meydan okurcasına gözlerine baktım. "Ne yapacaksın öyleyse?" Kaşlarımı çatarak bir adım attım. "Ne yapacaksın söyle hadi, babanın annene yaptığı gibi beni bir odanın içine mi hapsedeceksin?" Bunu daha önce de söylemiştim. O da tıpkı daha önceki gibi sarsılarak bir adım geriledi ve rahatsız olduğunu gizlemeden kaşlarını çattı. "Asla." Gözlerini boşluğa indirip hatıralını yokladı ve bir kez daha "Asla." dedi. Sonra ne yapacağına karar kılmış olmanın netliği ile başını kaldırdı. 

BEYEFENDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin