34. Bölüm: "Mirasçı"

13.4K 777 1.8K
                                    

15.01.2024
Bölüm Şarkısı: Thurisaz - Years Of Silence
(Ah bu şarkı...)

Ben geldim!
Ve bu sefer çok genç gelmedim sanki ha, iki hafta iyi bir süre ne diyorsunuz? Neyse size kalsa her gün gelmeli o yüzden size sormamaya karar verdim. (:

Bu bölüm çok dolu dolu oldu, her bir sahnesi çok dolu doluydu o yüzden sizden de bol bol yorum istiyorum.

Unutmadan bölüm kapağı için sevgili vasgogh 'a çok teşekkür ederim, yine içimi titreten çok güzel bir çalışma olmuş. 🤍

Neyse ben daha fazla tutmayayım ben sizi o zaman.

İyi okumalar...

Adam, işaret parmağını fütursuz ama vakur bir edayla kristal bardağının tepesinde gezdirerek bir daire çizdi, parmağındaki yüzüğün taşı parladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Adam, işaret parmağını fütursuz ama vakur bir edayla kristal bardağının tepesinde gezdirerek bir daire çizdi, parmağındaki yüzüğün taşı parladı. Aldığı ağır ve derin nefesten bile can sıkıcı bir konuşma olacağı belliydi ama bu tarz konuşmalardan çokça yapmış olmalıydı, zira oldukça rahat ve hatta neredeyse sıkılmış gibiydi. 

"Sana bir türlü baş sağlığı dileyemedim ancak elbette ki yakın zamanda başına üst üste gelen talihsizliklerden bir haber de değilim." Adam, bariz bir aksanla ama anlaşılabilir Türkçesi ile başını kaldırmadan mırıldanırken Avram birkaç metre ötesinde ayakta dikiliyordu. Karşısındaki adamın, kimsenin onun önünde o ayaktayken koltuğuna yayılabileceği biri olmadığı belliydi ancak Avram Martino ayakta dikilirken bile ellerini arkasında birleştirmişti. Bu adam kim olursa olsun onu bir tehdit olarak görmediği mesajını açıkça veriyordu. 

"Çok kısa aralıklarla hem babanı hem dedeni hem de kardeşlerini kaybettin. Hal böyle olunca meselenin tüm ruhsal ağırlığının yanı sıra bir de üzerine aniden yüklenen gücün ağırlığını taşımak düştü." Adam tek kaşını kaldırarak manidar bir bakış attı ve bunu yaparken dudakları samimiyetsiz bir jestle büküldü. Dudaklarında üzüntüden ziyade memnuniyetsiz bir ifade vardı. 

"Büyük adamların ödemesi gereken bedeller de büyük oluyor." 

Avram'ın sözleri adamın üzerinde tıpkı bir bulantı tesiri yarattı. İçinde kehribar rengi sıvı olan bardağını kaldırıp dudaklarına uzattı ve içmeden hemen evvel gerek sözleri gerekse de mimikleriyle olsun iğneleyici bir tutumla söylendi. "Ne bedel ama(!)."

Avram sessiz kaldı. Adamın nihai amacının ne olduğu tam mahiyetinde bilinmese de tavırlarında bariz bir aşağılama, dolayısıyla bir kışkırtma hali olduğu belliydi. Ama bilmiyordu ki Avram Martino sinirlense bile bunu gizleme konusunda tahmin edilebileceğinden çok daha başarılıydı.

"Bu özel görüşmeyi bana baş sağlığı dilemek adına ayarlamadınız sanıyorum." Uzun uzadıya kelime oyunu yapacak havasında değildi, zaten günlerdir adam akıllı uyuyamıyor olmanın doğurduğu baş ağrısı başlı başına yeterince sorundu. 

BEYEFENDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin