4.3

356 27 14
                                    

Kate Linn - Thunderlike

Uçsuz bucaksız deniz hırçın dalgalarıyla kumları sertçe dövüyordu. Bugün biraz sinirliydi sanırım. Kendi kendime söylendim. "Tabi sinirli olur, her gün buraya gelip tüm olumsuz enerjini veriyorsun."

Her günden kastım iki gündü. Geceleri uyuyamıyor, sabahın erken saatlerinde buraya geliyordum. Yorgun olmama rağmen başımı yastığa koyduğumda gözlerim vücuduma inat direniyordu. Sinir olmuyor değildim. Daha çok düşünmek zorunda kalıyordum.

Onlar gerçekten seninle arkadaş olmamışlar , sadece Deniz için.

Beni ben olduğum için sevmemişlerdi ki. Hala onlarla konuşuyor olmam gurursuzluktu. Kendime saygısızlığımdı. Ama sadece kendilerini açıklamalarına izin vermiştim. Geriye beş gün kalmıştı. Beş günün sonunda ya ayrılacaktım, ya da beraber olacaktım onunla.

Onu görünce kalbimde oluşan o hareketliliği bir daha hissedemeyecektim. Rüzgarda savrulup yok olacak kadar küçük değildi hislerim. Ona bakınca kendimi tutmamak, deli gibi gülümsemek istiyordum. Ancak aynı zamanda yaptıklarını unutamıyordum. Aklımda hep o sözcük yankılanıyordu.

Sahteymiş.

Bunu duyunca geri planda durması için azarladığım gözyaşlarım inatla bana direniyordu. Sanki bana gülüyorlardı.

Arka planda duracağımızı mı sandın? Ömrünün sonuna kadar seninleyiz, tabi o çocuk yüzünden bitmezsek. Hayır hayır, biz bitmeyiz ,bitmeyiz de sen bitme sakın.

Birini bu denli kalbimi titretecek kadar sevmeyi hayal etmemiştim, edememiştim. Aşık olanlarla dalga geçmezdim ama hep hafife alırdım. Abartıyorlardı bana göre. Bir insan en çok kendini sevebilirdi, sevmeliydi de. Birine bu denli bağlanmayı asla istemezdim. Düşünsene, onun hayatıyla var oluyorsun. Onsuz bir hiçsin, o varkense her şey...

Kalbimi emanet etmiştim ona, istemeden. İstediğim şey beni sevmesi değildi. Ona güvenebilmekti. Bu hayatta en çok dikkat ettiğim şey güvendi ve bunu en çok görmek istediğim kişide görememek kalbimde inanılmaz bir ağrıya sebep oluyordu. Acıyla titredim, ona güvenmiyordum. Şu anda ne yapıyordu? Diğerleriyle başka planlar mı yapıyordu? Şeyma yine koluna mı dokunuyordu? O yapmaz diyemiyordum. Bu canımı çok yakıyordu.

Derin bir nefes aldım. Canımı yakıyorsun R. İstemeden mi bilmiyorum ama bunu önemsemiyorum. Tek bildiğim canımı çok yaktığın. Kalbim her an alevlenip sönebiliyordu. Yanımdayken alevli ancak aklıma gelenlerle aniden soğuyordu. Tek bilmediğim şey ise aynısını sana yapıp yapmadığımdı. Yapmamış olmayı diledim. Lütfen R, senin kalbini kırmış olmayayım. Lütfen R, bu işin sonunda seni üzmüş olmayayım. Ne yapacaksam ikimiz için en iyisi olduğunu bil. Lütfen...

"Buraya geleceğini tahmin etmiştim. Geldiğimizden beri gözün durmadan buradaydı. Haklısın, göz alıcı."

Arkamda önce sesini ardından adımlarımı hissettiğim kişiye gülümsemeye çalıştım ancak aklım o kadar doluydu ki beceremedim. Zaten hiç beceremezdim. Bu o geldiğinde biraz düzeldi sanmıştım ama hayır. Bir kere güldürüp on kere ağlatıyordu. Yine de insan işte, acıya sevgi duyuyordu. Nerede canı yansa hop oraya yerleşiyordu. Artık buradayım, canını yakacağım ancak seni havalara da uçuracağım diyordu. Gözlerimi deviriyordum ben de. İyi halt yedin diyordum. İyi halt yedin!

Ayaz yanıma uzatıp ayaklarını benim gibi uzatınca hüzünle mırıldandım. "Sana gelmemeni söylemiştim. Nedense seni çok kırmışım gibi hissediyorum. İstersen gidebiliriz. Zaten bir hata gibime geliyor artık." Sesim sonlara doğru kısılmıştı. Bu dediklerimle mi yoksa üzüntüyle çıkan sesime mi baktığını anlayamamıştım. Başını gözlerime bakacak şekilde çevirip hafifçe gülümsedi.

R kişisi  | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin