3.1

647 43 138
                                    


Medyadaki şarkı çok güzel be.

Hayatımın şokunu yaşıyordum. Bunca zaman kandırılmıştım ve hiçbir şey farketmemiştim. Tam bir aptaldım. Ya da hayır. Ben aptal değildim. Onlar çok iyi rol yapmıştı. Hem de çok iyi.

Herkes sesimi duyunca şaşkınca bana döndü. Bir an ' Neden bu kadar şaşırdınız? Ne de olsa öğrenecektim.' demek istedim ama sustum. Onları hiçbir zaman anlayamayacaktım zaten.

Deniz bana kocaman olmuş gözlerle bakarken ben ise dolu gözlerimle bakıyordum. Sinirli bir şekilde yumruğumu sıkıp tekrar ettim. Sesim yüksek çıkmıştı.

"Her şey benim için öyle mi?"

Bir adım yaklaşıp elini uzattı ama bir adım geri çekildim. Bana yaklaşmasını istemiyordum. Hele onun R olduğunu öğrendikten sonra daha da sinirlenmiştim. Ama en çok da kendime kızıyordum. Ona aşık olduğum için. Bu tam bir aptallıktı. Ben de büyük bir aptaldım.

"Gece, ben...ben çok özür dilerim. Her şeyi anlatacağım."

Konuşurken biraz kekeliyordu. Bağırmak istedim. 'Neden kekeliyorsun sanki gerçekten üzgünmüşsün gibi' demek istedim. Ama yine sustum. Zaten hep susmuştum.

"Dinliyorum."

Gözleri dolmuş bir şekilde bana bakarken az daha gerçekten üzgün olduğuna inanacaktım. Ama her şey gibi bu da yalandı. Tiksinircesine ona baktım. Anlatmaya başladı.

"Senin geldiğin ilk gün, o gün çok değişik hissettim. İlk görüşte aşk deniyor buna sanırım. Her neyse. O gün senin Sıla'yla aynı sınıfta olduğunu öğrendim. Başta hiç böyle bir şey yoktu aklımda ama sonra Sıla'dan yalnız kalmaman için onunla arkadaş olmasını istedim. Bu sadece senin yalnız kalmaman içindi. Sonra..."

Duraksayınca kaşlarımı çattım. Sanırım oyun sonradan başlıyordu. Bu anlatacaklarının beni sarsacağını tahmin ettiğim için omuzlarımı düşürdüm. Daha fazla güçlüymüş gibi yapmak istemiyordum. Değildim zaten. Hiç olmamıştım ki.

"Sonra Sıla'ya bizi tanıştırmasını söyledim. Belki böylece sana daha yakın olabilirdim. Ama senin cevabın bunu engelledi. Hayır dedin. O zamanlar içine kapanık biriydin. Sıla'ya başka arkadaş istemediğini söylemiştin. Teneffüse çıkmıyordun. Seni göremiyordum."

Derin bir nefes alıp tepkime baktı. Bense tepki veremiyordum. Hiçbir şey düşünemiyor, hiçbir şey hissedemiyordum. Boşlukta gibiydim. Sindirmekte o kadar zorlanıyordum ki. Deniz'e bakıyordum ama onu görmüyordum. Sadece sesi vardı sanki. Kimse yoktu, o bile. Sadece sesi vardı.

Benden bir tepki alamayınca omuzlarını düşürüp anlatmaya devam etti. Sanki anlatmazsa üzerinde yük olarak kalacaktı. Ama anlatınca da onun üzerindeki yük kalkıp benim omzuma gelecekti.

"Sonra Sıla'ya Çağan'a aşıkmış gibi yapmasını, gerçi aşıktı zaten bu yüzden zor olmadı. Sevgililerdi sen ilk geldiğin zaman zaten. Her neyse. Her gün seni bahçeye çıkarmasını istedim. Böylece seni görebilecektim. Aslında yine hayır deseydin bundan vazgeçecektim. Hatta buna da hayır diyeceğine emindim. Bu yüzden bunu bitirmeyi denedim ama sen her gün onunla çıkmaya başlayınca bundan geri dönemedim. Dönemezdim."

Ne yani bunların hepsi sırf ben Sıla ile Çağan için teneffüse çıktığım içjn miydi? Nasıl suçlu been olabilirdim ki? Delirmek üzereydim.

Gözlerim tekrardan dolunca gözlerimi kırpıştırıp arkamı döndüm. Ayaz bana şaşkınlık ve sinirli bir şekilde bakıyordu. Siniri bana değildi, onlaraydı. Aslında bana olmalıydı. O kadar uyarmasına rağmen tekrar güvenmeyi seçmiştim. Ve tekrar yanılmıştım.

R kişisi  | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin