3.9

458 33 16
                                        

Kendimden Hallice - Sakince Yoruldum

Ayaz'ın odasının önünde durmadan ileri geri yürüyordum. Saate baktım. On dakika olmuştu. Çoktan Ayaz'ın onu evden kovması gerekiyordu. Ama neden hala çıkmamışlardı ki? Yavaşça dolan gözlerimi sinirle sildim. Ayaz o kadınla gitmeyecekti. Benim tanıdığım Ayaz gitmezdi. Ama artık tanıdığım mıydı ki? Sinirle başımı iki yana salladım. Onu tanıyordum. Saçmalama Gece!

Çalan telefonla irkilip kulağımı neredeyse yapıştırdığım kapıdan çekip sessize aldım. Umarım yakalanmamışımdır. Ama yerimde duramıyordum ki. Meraktan çatlamak üzereydim. Neden hala çıkmamışlardı?

Babamın aradığını görünce sıkıntıyla kaşlarımı çattım. Ona söylese miydim ki? Babam o kadından nefret ederdi. Haklıydı da nefret etmekte. Erkek kardeşini terketmişti ve bunu neden yaptığını hala anlayamamıştık.

Derin bir nefes alıp mutfağa gittim ve telefonu açtım. En azından mutfaktan Ayaz'ın odası görünüyordu. Kapı açılırsa farkedebilirdim.

"Efendim baba."

Birkaç hışırtı sesinden sonra neşeli sesini duydum.

"Gece, bugün annenle erken geliyoruz. Bir şeyler almamızı ister misin? İstediğin bir şey varsa söyle. Hem belki film izleriz, ne dersin?"

Sıkıntıyla iç çektim. Ona söylemeli miydim ki? Söylemem gerekiyordu ama çok mutluydu. Onu sıkıntıya sokmak istemiyordum. Telefonda olmaz diye düşündüm. Eve gelince söylerim.

"Film izlemek güzel olur, olur da ben zaten bir şeyler almıştım. Siz alın isterseniz kendinize."

Birkaç hışırtı daha.

"Tamam o halde. 2 saate geliriz. Öptüm."

"Ben de."diye mırıldandım. Hala bu hallerine alışamamıştım ama çok seviniyordum.

'Başından beri olması gereken buydu.'

'İlk defa ona katılıyorum.'

"Off yine mi siz? İkide bir konuşup durmayın. Girin içeri bakayım. Sizinle uğraşacak zamanın yok benim. Yeteri kadar uykumdan etmiyormuşsunuz gibi." diyerek homurdandım. Her gece durmadan konuşuyorlardı. Delirdiğimi düşünüyordum.

'Delisin zaten. Affetmiyorsun şu çocuğu. Çocuk hayatındaki en büyük pişmanlığı yaşıyor. Hem annenle babanı hemen affettin. Onu niye affedemeyesin?'

'Yine başladı aptal. Yaptıklarını görmedin mi? Nasıl affedebilirsin ki? Pişman olması bir şeyi değiştirmez. Hem bir oyun bir gün olur iki gün olur. Hadi olmadı bir hafta olur. İki yıl olmaz ki canım.'

Kapının açılma sesini duyunca başımı hızlıca iki yana sallayıp sesleri susturdum ve kapıdan izlemeye başladım. Önden o kadın, arkadan Ayaz çıktı. İsmi Bahar'dı. Biz 10 yaşındayken bir gece sessizce gitmişti. Ayaz'ın omzumda ağlayışını hiç unutmamıştım, asla da unutmayacaktım.

Ayaz'a sarılmak istemişti ama o, sadece kapıyı açıp gitmesini bekledi. Eski yengem bir süre Ayaz'a baktıktan sonra omuzlarını düşürüp çantasını sıkıca tutup evden çıktı. Çıkmadan önce bir şey demişti ama sesi o kadar kısıktı ki duyamamıştım.

Kapıyı kapattıktan sonra kapının önünde oturup başını dizlerine yasladı. Koşarak yanına geldim. Yüzünü göremiyordum ama omzu sarsılıyordu. Ağlıyordu! Gözlerimin dolduğunu hissedip sarılabildiğim kadar ona sarıldım. Bir yandan da ağlamaya başlamıştım. Neden şimdi gelip her şeyi mahvetmeye çalışıyordu ki? Bunca yıl yokken neden birden onun hayatına girmeye çalışıp onu daha da yıkıyordu?

R kişisi  | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin