6.0

171 16 1
                                    

"Kesin geç kaldık, kesin kesin kes-"

"Tuna geç falan kalmadık Allah aşkına sus artık!" Sertçe söylediklerimden sonra somurtup bana baktı. Hemen sonrasında saate bakıp tekrardan tedirgin bir hale büründü.

"Gece ya geç kalırsak?"

"Öldürmezler bizi Tuna! Az biraz sakin ol ya bak giderim ha!"

Telaşla cevap verdi. "Tamam ya. Çok heyecanlıyım of kesin tabak falan kırarım sonra işten atarlar sonra ne ya-"

"Tuna! Sen bu heyecanla sınavda nasıl yapacaksın acaba?"

Bu dediğimden sonra suratı daha da asılmıştı. Gözlüğünü silip tekrardan koydu. Tedirgin gözlerle bana baktı.

"Ya yapamazsam?"

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım, verdim. Al- Yok olmuyor!

"Gidiyorum!" Geriye dönüp ters istikamete doğru giderken Tuna kolumu sıkıca tuttu.

"Tamam ya özür dilerim."

Gözlerimi devirerek tekrardan yürümeye başladım ama bu sefer adımlarımı hızlandırmıştım. Tuna bana yetişirse bu sefer onu dövebilirdim.

Kafe ileride görününce Tuna kolumu tuttu. "Gece korkuyorum," demesiylr sinirle koluna vurdum.

"Salak mısın sen? Yani nesinden korkuyorsun anlamıyorum."

"Bilmem. Korkuyorum işte..."

Suratını asıp adımlarını yavaşlatınca nefesimi verdim. Gerçekten de korkuyordu. Ama neden?

"Peki," dedim onu daha da zorlamadan. İlerideki banka oturup onu da yanıma oturttum. Çantamı kucağıma çekip montumun önünü açtım. Bunları yaparken Tuna şaşkınlıkla beni izliyordu.

"Gece delirdin mi? Ya geç kalırsak ve kovulursak? Bu işe ihtiyacım olduğunu b-"

"Biliyorum," diye kestim sözünü. "Ama sakinleşmeye de ihtiyacın var. Hem daha 5 dakikamız var. Otur biraz ve sakinleş. Bir şey olmayacak."

"Demesi kolay tabi," diye mırıldanıp yanıma oturdu. Derin nefesler alıp verdiğini duyabiliyordum.

"Ne demek demesi kolay? Ben de boş boş oturmayacağım herhalde!"

Gözlerini ellerine dikti. "Haklısın. Üzgünüm."

Sessizce oturup Tuna'nın sakinleşmesini bekledim. Panik atağı olabilirdi ve böyle bir durumda ne yapacağımı bilmiyordum. En azından böyle bir şeyi başlamadan bitirebilirdim.

"İyi misin?" diye sordum usulca. Artık gitmemiz gerekiyordu ve onun hazır olduğuna emin olmam gerekiyordu.

Başını sallayıp çantasını sırtına taktı ve ayağa kalktı. Son bir kez üstüne çekidüzen verip gülümsedi.

"Daha iyiyim, teşekkür ederim." İçtenlikle dediklerine gülümseyip ayağa kalktım ve çantamı düzelttim. Biraz sonra kafeden içeri giriyorduk.

"Hoşgeldiniz, tam zamanında! Hazırsanız başlayın. Biraz yoğunuz bugün."

Bir şey demeden başımızı salladık ve küçük bir odada üzerimi değiştirip çantamı kenara bıraktım. Tuna ile beraber çalışmaya başlamadan önce birbirimize sırıttık.

"Sakin ol tamam mı? Çok eğlenceli olacak."

Sırıtıp başını salladıktan sonra onu çağıran bir masaya doğru ilerledi. İçimden ona şans dileyip yaşı biraz ilerlemiş bir kadın çalışanın yanına gittim. Bana yapacaklarımı kısaca özetleyip kasanın arkasındaki işine geri döndü. Ben de boş masaları silmeye başladım.

R kişisi  | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin